hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Derdini Söylemeyen Derman Bulamaz Atasözünün Anlamı Nedir? Kısaca Açıklaması Ve Örnek Cümle…

    Derdini Söylemeyen Derman Bulamaz Atasözünün Anlamı Nedir Kısaca Açıklaması Ve Örnek Cümle…
    expand

    Büyüklerimizden bize miras kalan atasözleri, pek çok öğüt ve bilgi içerir. Çoğu ders niteliğinde olan atasözleri arasında yer alan “dersini söylemeyen derman bulamaz” sözü günlük hayatta en çok duyduğumuz ve en çok kullandığımız atasözleri arasında yer alır. Bu söz, derdini içine atarak kimse ile paylaşmayan kişilerin derman bulamayacağını anlatır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Derdini Söylemeyen Derman Bulamaz Atasözünün Anlamı Nedir?

    Her insanın zaman zaman başına kötü şeyler gelebilir. Bu sorunların bazılarını, insanlar kendi başlarına kolaylıkla hal edebilirken bazı sorunların çözümü için de çevresindeki insanların yardımına ihtiyaç duyabilir. Bu durumu anlatan ve günlük hayatta da en çok kullanılan atasözlerinden birisi de "derdini söylemeyen derman bulamaz" sözüdür.

    Bu atasözünün Türk Dil Kurumu'na göre açıklaması ise, şekildedir; bir insan sadece derdini başkaları ile paylaşarak dermanını bulabilir. Farklı bakış açılarından yararlanmak, farklı bir çözüm bulmayı kolaylaştırabilir.

    Derdini Söylemeyen Derman Bulamaz Atasözünün Kısaca Açıklaması ve Örnek Cümle

    “Derdini söylemeyen derman bulamaz.” atasözü günlük hayatta en çok kullanılan atasözlerimiz arasında yer alıyor. Bu atasözü, insanların dertlerini ve sıkıntılarını tek başına çözemedikleri zaman çevresindeki güvendiği insanlarla paylaşarak daha kolay bir çözüm bulabileceği anlamına gelir.

    Sizin içinden çıkamayacağınız bir sorun, başkasının küçük bir desteği ile daha kolay bir şekilde halledilebilir. Farklı bakış açıları, sorunun çözülmesinde kolaylık sağlayabilir. Örneğin; Gel oğlum derdini anlat bana, derdini söylemezsen derman da bulamazsın, bak bunu unutma.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow