AK Parti'nin tek başına iktidarının kesinleşmesi ile birlikte piyasalar da olumlu açıldı. Dolar önce 2.75 liraya kadar indi. Borsada yükseliş yüzde 5'i aştı. Türkiye'nin risk primi hızlı geriledi. Faizler de tek haneye indi. Şimdi piyasa yeni hükümetin ekonomi politikalarını ve reform sürecini bekliyor.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

1 Kasım seçimlerinden AK Parti'nin tek başına iktidarının kesinleşmesi ile dolar, euro düştü, borsada yüzde 5'i aşan yükselişler yaşandı.

Siyasi belirsizliğin bitmesi, istikrar beklentisi piyasaları rahatlattı.

İlk tepki olarak Türk lirası dolar karşısında yüzde 5'in üzerinde değer kazandı.

Seçim sonuçları iş dünyasında da yankı buldu

Bu TL'de son 7 yılın en büyük günlük kazancı oldu.



Haftasonuna 2.90 liranını üzerinde giren dolar açılışta 2.7580 liraya kadar geriledi, 3 ayın en düşük seviyesiini gördü. Ardından yeniden 2.80 lira seviyesine oturdu.

Üçüncü seçim olasılığının ortadan kalkması ve 4 yıl boyunca genel seçim yaşanmayacak olmasının piyasadaki iyimserliğin ana nedeni oldu.

Bundan sonra piyasa ekonomi yönetiminin ve ilk icraatların nasıl şekilleneceğine odaklanacak.

Seçim ardından faizler de geriledi. Gösterge tahvilde yeniden faiz yüzde 10'un altına düştü.

Türkiye'nin beş yıllık borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyeti anlamına gelen CDS'ler de 24 baz puan gerileyerek temmuzdan bu yana en düşük seviyesine indi.

Tek parti iktidarı ile birlikte gözler kredi kuruluşlarına da çevrildi.

Moody's not artışı için 1 Kasım seçim sonucunu değerlendirdi

Moody's ilk değerlendirmesinde, AK Parti'yi iktidara taşıyan genel seçim sonuçlarının kısa vadede siyasi belirsizliği azalttığını, ancak kredi notuna temel etkiyi yeni hükümetin ekonomi politikalarının belirleyeceğini söyledi.

Moody's, "yeni hükümetin düşük büyüme, yüksek enflasyon ve oynak sermaye hareketleriyle baş edecek ekonomi stratejisini nasıl oluşturduğuna bakılacak" değerlendirmesi yaptı.

Borsada da gün içinde 84 bin puana yaklaşan yükseliş görüldü. Önümüzdeki dönemde özellikle banka, inşaat ve gayrimenkul hisselerinde pozitif ayrışma beklenirken, aracı kurumlar da hisse ağırlıkları ve tavsiyelerini bu yönde yeniden şekillendirmeye başladı.

Piyasa faizlerindeki düşüşün bankacılık sektöründe maliyetlere ve marjlara olumlu yansıması bekleniyor.