hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Merkez Bankası faizi sabit tuttu

    Merkez Bankası faizi sabit tuttu
    expand

    ABD Merkez Bankası'nın faiz artışlarına ilişkin beklentilerin ötelenmesi ile eli rahatlayan Merkez Bankası (TCMB) 1 Kasım'da gerçekleştirilecek seçimler öncesi kısa vadeli faizleri sabit tuttu. Ekonomistler metinde yapılan bir kaç değişikliği ise TCMB'nin para politikasını önümüzdeki dönemde bir miktar daha sıkılaştırabileceğinin sinyali olarak yorumladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    TCMB, bir hafta vadeli repo ihalesi faiz oranını yüzde 7.5'te, marjinal fonlama oranını yüzde 10.75'te, gecelik borçlanma faiz oranını ise yüzde 7.25'te sabit tuttu.

    Reuters'ın 15 katılımcı ile gerçekleştirdiği ankette katılımcıların tamamı TCMB'nin 28 Ekim'de sonuçlanacak toplantıda politika faizi ile faiz koridorunun alt ve üst bandını oluşturan faizleri sabit tutmasını bekliyordu.

    Merkez Bankası bir önceki metinde yer alan, "Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacaktır." söylemini bu metinde "Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacaktır" söylemi ile değiştirirken "Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruş sürdürülecektir" söylemini ise "Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir" olarak değiştirdi.
    "Geleceğe Dönüş 2"nin hangi öngörüleri doğru çıktı?
    Halk Yatırım Başekonomisti Banu Kıvcı Tokalı, "Gelecek dönem para politikası kararlarında sıkı duruşun biraz daha belirginleştirildiği bir eğilim söz konusu. Önceki toplantılara göre, gelecek dönem kararlarında 'enflasyondaki iyileşmenin hızının' değil, 'enflasyon görünümünün' etkili olacağı ifadesinin yer aldığını izliyoruz. Diğer bir ifadeyle, enflasyon görünümünde iyileşme beklentisinin biraz daha geri plana çekildiğini söyleyebiliriz" dedi ve ekledi:

    "Para politikasında 'temkinli' duruşun yerini 'sıkı' duruşun aldığını izliyoruz. Son olarak, 'verim eğrisinin yataya yakın tutulması' ifadesinin kaldırıldığını; yani ters eğimli durumun daha belirginleşebileceğini düşünebiliriz."

    TCMB enerji fiyatlarındaki gelişmelerin enflasyonu olumlu yönde etkilemeye devam ettiğini bununla birlikte, döviz kuru hareketleri çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi geciktirdiği yönündeki görüşünü de yineledi. Ancak TL'de dolar karşısında son bir ayda meydana gelen yüzde 4 civarındaki değer kazancından ise bahsetmedi.

    PPK açıklamasında, "Kurul, yurtiçi ve küresel piyasalardaki belirsizliklerin enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıkları dikkate alarak, gerekli görülen süre boyunca likidite politikasındaki sıkı duruşun korunmasına karar vermiştir" dedi.

    Analistler kısa bir süre önceye kadar TL'deki değer kaybı ve enflasyondaki yükseliş nedeniyle TCMB'nin bir an önce sıkılaştırma ya da faiz artışı adımlarına başlamasını gerektiğini düşünüyordu. Ancak TCMB'nin faiz tarafında bir adım atmak için işaret ettiği Fed'in geçen ay bu yönde bir adım atmaması TCMB'den beklentileri de öteledi. Fed'in ilk faiz artışına ilişkin beklentileri Aralık 2015'ten 2016'nın ilk çeyreğini sonrasına kadar ulaşan bir vadeye ötelendi.

    Oyak Yatırım Başekonomisti Mehmet Besimoğlu, TCMB'nin beklendiği gibi bu ay faizlerde bir değişikliğe gitmediğini belirterek, "Burada önemli üç gelişmeden bahsedebiliriz. TCMB'nin elini rahatlatan etkenlerden birincisi Fed'in Eylül ayını pas geçmesi ve Fed'in faiz artışlarına ilişkin beklentilerin giderek ötelenmesi" dedi ve ekledi:

    "Ayrıca bu ötelenme gelişmekte olan ülke para birimlerinde dolar karşısında değer kazancına neden oldu. TL'de de yaşanan bu değer kazancı kurun enflasyonist etkisini de bir miktar rahatlatmış oldu. Tüm bunlar TCMB'nin bu ay kısa vadeli faizlerde herhangi bir değişime gitmemesi ve ardından seçimden sonra yeni bir değerlendirmeye gitmesi anlamına geliyor."

    TCMB açıklamasında önümüzdeki dönemde para politikası kararlarının enflasyon görünümüne bağlı olacağına dikkat çekilirken "Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir" denildi.

    PPK metninde ekonomik büyüme, dış ticaret cari açık ile ilgili bölümde ise önceki açıklamaya göre bir değişikliğe gidilmedi.

    Eylül ayında yıllık bazda yüzde 7.95'e yükselen Tüketici fiyat endeksine (TÜFE) yıl sonuna ilişkin beklentiler de ise bozulma devam ediyor. TCMB'nin Ekim ayına ilişkin kısa süre önce açıklanan beklenti anketinde yıl sonu beklentileri yüzde 7.98'den yüzde 8.25'e yükseldi.

    Bir diğer taraftan ise Reuters'ın 32 katılımcı ile gerçekleştirdiği ankete göre TCMB'nin enflasyonu aşağı çekecek kadar sıkı bir politika uygulanacağına henüz piyasayı ikna edemediği için enflasyonun orta vadede öngörülen yüzde 5 hedefine doğru gerilemesi beklenmiyor.

    Ankette enflasyonun 2017'ye kadar OVP'deki hedeflerinin üzerinde kalması bekleniyor. 2015 yılını yüzde 7.6 olan hedefin hemen üzerinde yüzde 7.7 ile tamamlaması beklenirken enflasyon tahminlerine ilişkin fark 2016 ve 2017 yıllarında daha da belirginleşiyor. Enflasyonun 2016'da yüzde 7.3 ile OVP'de yer alan yüzde 6.5 hedefinin üzerinde, 2017'de yüzde 7 ile yüzde 5.5'lik hedefin yine üzerinde yılı tamamlaması bekleniyor.

    Seçimler bekleniyor

    Analistlerin TCMB'den bu ay bir değişiklik beklememsinin bir başka nedeni ise 1 Kasım'da seçimlerin yenilenecek olmasıydı. Bankacılar TCMB'nin yeni hükümetin kurulmasına kadar para politikasında bir yön belirlemek istemeyeceğini öngörüyorlardı.

    AKP oylarının yüzde 44-45 bandında olduğunu ve bu oyla tek başına iktidara gelebileceklerini öngörürken kamuoyu araştırma şirketleri ise 1 Kasım seçimlerinde AKP'nin tek başına iktidara gelme ihtimalinin düşük olduğunu belirtiyorlar.

    Hükümet kurmak için Meclis'te en az 276 sandalyeye ihtiyaç bulunuyor. 7 Haziran'da yapılan seçimde 550 sandalyeli TBMM'de AKP yüzde 40.87 oy ile 258, CHP yüzde 24.95 oy ile 132, MHP yüzde 16.29 ve HDP 13.2 oy ile 80'er milletvekili çıkarmıştı.

    Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye'yi Ortadoğu'da en güvenli piyasa olarak gören yatırımcılar, jeopolitik riskler ve son 18 aydaki dört seçim nedeniyle Türkiye portföylerinde önemli azaltıma gittiler.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow