hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    'Yolsuzluk dünyada 3’üncü büyük ekonomi'

    Yolsuzluk dünyada 3’üncü büyük ekonomi
    expand

    Dunya ekonomisinin 3’üncü buyuk sektörunün ‘yolsuzlukluk ekonomisi’ olduğunu vurgulayan Etik ve İtibar Derneği TEİD Araştırma Direktörü Ali Cem Gülmen, küresel ölçekte bir yılda yolsuzluğa akıtılan paranın 1,5-2 trilyon doların uzerinde olduğunun tahmin edildiğini belirtti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dunya ekonomisinin 3’üncü buyuk sektörunün ‘yolsuzlukluk ekonomisi’ olduğunu vurgulayan Etik ve İtibar Derneği TEİD Araştırma Direktörü Ali Cem Gülmen, küresel ölçekte bir yılda yolsuzluğa akıtılan paranın 1,5-2 trilyon doların uzerinde olduğunun tahmin edildiğini belirtti.
    Yolsuzluğun küresel ekonominin verimliliğini azaltan, adil rekabet ve sürdürülebilir küresel gelişmenin sağlanmasını zorlaştıran en büyük engellerden biri olmaya devam ettiğini söyleyen Etik ve İtibar Derneği TEİD Araştırma Direktörü Ali Cem Gülmen, yolsuzluğun dünya GSMH‘sının yaklaşık yüzde 5’ine karşılık geldiğinin tahmin edildiğini kaydetti. Gülmen, Dünya Ekonomik Forumu’na göre yolsuzluğun küresel ölçekte iş yapma maliyetini yüzde 10 artırdığının altını çizdi.


    “Ülkelerin gelişmesine ağır zarar veriyor”


    “Yolsuzluğun ulke ekonomisi için sonuçları yerel veya yabancı yatırımların miktarında ve finansal pazar performanslarında ölçulebilir hale gelebilir“ diyen Gülmen şu bilgileri verdi: “Harvard Üniversitesi’nden Shang-Jin Wei ve Richard Zeckhauser’ın hazırladığı makalede rakamlarla bu konuda ayrıntılı örnekler mevcut. Yerel yatırımlar açısından bakmak gerekirse, GSMH’de yuzde olarak ifade edilen yatırımlar yolsuzluk seviyesine guçlu bir şekilde tepki veriyorlar. Wei ve Zeckhauser’ın hesaplamalarına göre Filipinler’de meydana gelen 3 puanlık bir yolsuzluk azalması ile tahmini olarak aynı ulkede yatırımlar yüzde 3,6 artabilecek. Bir kıstas olarak vermek gerekirse, yatırım/GSMH oranı Asya ulkelerinde yüzde 20 ile yüzde 30 arasında yer alıyor. Yabancı yatırımlar açısından ise Wei, 14 yatırımcı ve 41 ev sahibi ulke uzerinde araştırma yaparken, yolsuzluğun yabancı yatırımları açık olarak etkilediğinin guçlu kanıtlarını da buldu. Buna göre eğer Hindistan yolsuzluk seviyesini Singapur duzeyine indirebilirse yabancı yatırımlar, vergileri yüzde 22 azaltsa elde edebileceği yabancı yatırımlarla aynı olacaktı. Birçok ulkenin çok uluslu firmaları kendi ulkelerine çekmek için vergi teşvikleri sunduğu bir pazarda kontrol altına alınan bir yolsuzluk, vergilerden vazgeçilmeden de daha fazla yatırımı çekmenin mumkun olduğunu gösteriyor. “

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    “Özel sektörde büyük kayıp yaşatıyor”


    Yolsuzluğun etkisinin sadece kamu sektöründe görülmediğini, özel sektörün de büyük kayıplar vermesine yol açtığını söyleyen Gülmen, “İşte tam da burada devreye iş etiği ilkeleri giriyor. İş yaparken etik ilkelere uygun davrananların akibetlerinin ne olduğu, bu durumun karlılıklarını nasıl etkileyeceği her zaman iş dünyasının aktörlerinin sorduğu bir soru oluyor. Aslında cevap basit, yolsuzluktan kaçar ve iş etiği ilkelerine uygun davranırsanız, orta ve uzun vadede kazanırsınız. Peki iş etiğinin faydalarını somut verilerle de ortaya koyan çalışmalar mevcut mu? Araştırmalara bakalım. İş dunyası ve uyum konularında uzmanlaşmış Environics International’ın 23 ulkede 25 bin kişi ile yaptığı bir araştırma, katılımcıların yüzde 50’sinin şirketlerin etik davranışlarına ve faaliyetlerine özel bir dikkat gösterdiklerini ve urun ve/veya hizmeti seçerlerken de iş etiğine uygun davranan ve yolsuzluktan kaçınan şirketleri tercih ettiklerini ortaya koydu. Üstelik yine araştırmaya katılanların yüzde 20’si, yolsuzluk, rüşvet gibi etik dışı davranışları ile öne çıkan şirketlerin urun ve hizmetlerini özellikle tercih etmediklerini belirtmişler. Bu veriler, etik iş yapmanın ve yolsuzluktan kaçınmanın öyle çok uzun vadeye gitmeden, kısa vadede bile satış ve karın artmasını sağlayabileceğini gösteriyor. İş etiğine uyup yolsuzluktan kaçmanın faydalı sonuçları uzerine yapılan önemli çalışmalardan biri de uluslararası danışmanlık kurumu Etisphere Institute‘un, her yıl yayınladığı “Dunyanın En Etik Şirketleri” listesi. Etisphere Institute’un kurucusu Alex Brigham da açık bir şekilde etik olmanın aynı zamanda karlı olmak anlamına geldiğini iddia ediyor. Alex Brigham’a göre beş yıllık bir dönem içinde ‘Dunyanın En Etik Şirketleri’ listesinde yer alan şirketlerin hisseleri yüzde 102 değer kazanırken, aynı dönem içinde S&P 500 Endeksi’nin sadece yüzde 26 artış kaydetti. Bu da etik değerlere önem veren ve yolsuzluktan kaçınan şirketlere yatırım yapmanın neredeyse dört kat daha karlı olduğunu ortaya çıkarıyor” ifadelerini kullandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    Yolsuzlukta Afrika örneği

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    Kamu alanında yaşanan yolsuzlukla ilgili olarak Afrika örneğini veren Gülmen, Afrika‘da yıllık yolsuzluk ekonomisinin 150-250 milyar dolar arasında olduğunu vurgulayarak “Afrika’daki en büyük sağlık sorunlardan birisinin halkın temiz suya erişiminin olmaması olarak görülüyor. Dünyada her 8 kişiden birinin temiz suya erişimi olmadığını düşünürsek, Afrika gibi fakir bir kıtada durumun ne kadar vahim olduğu ortaya çıkıyor. Afrika’da 320 milyon kişinin temiz suya düzenli olarak erişimi bulunmuyor. Yine Afrika’da çocuk hastalıklarının yüzde 85’inin temiz su eksikliği yüzünden olduğu düşünülüyor. Bir temiz su kuyusunun maliyeti ise 4 bin ile 8 bin dolar arasında. Her kuyu 2 bin kişiye temiz su sağlıyor, 20 yıl boyunca aktif olarak hizmet verebiliyor. Eğer yolsuzluk maliyeti temiz su sağlamaya yönelik çalışmalarda kullanılsaydı ne olurdu? Ortalama 6 bin dolar maliyet ile Afrika’da 25 milyon kuyu açılabilirdi. Bu da kaba bir hesap ile bütün Afrika’nın hatta dünyanın temiz su ihtiyacının sağlanması anlamına gelmekte. Daha da ilginci BM raporuna göre sadece 10 milyar dolar ile tüm dünyadaki temiz su problemi de çözülebilir” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    Afrika‘nın en kalabalık ülkesi olan petrol zengini Nijerya‘yı yolsuzluk açısından değerlendiren Gülmen, şu bilgileri verdi: “Nijerya’nın bağımsızlığını elde ettiği 1960 yılından beri 400 milyar doları yolsuzluk yuzunden kaybettiği tahmin ediliyor. Ülke genelinde okuma yazma oranının yüzde 66,6 gibi görece duşuk bir oran olduğu duşunulurse, kayıp olan yolsuzluk parasının Nijerya ekonomisi ve dolayısıyla eğitimi için ne kadar buyuk bir değeri temsil ettiği ortada. Bölgede çalışan bir STK olan RISE International Afrika’da asgari ihtiyaçları karşılanmış bir okulun yapımının 140 bin dolar olduğunu belirtiyor. Söz konusu yolsuzluk parası ile 2 milyon 850 bin okul inşa edilebilir ve Nijerya’nın makus talihi sonsuza dek yenilebilirdi. 400 milyar dolar birkaç nesil Nijeryalı çocuğun birinci sınıf eğitim almasını ve dolayısıyla yaşam standartlarını duzeltmesini sağlardı.“


    “Mars‘a beş insanlı yolculuk yapılabilir”


    Uzay teknolojileri ve uzay seyahatlerinin dünyanın en pahalı projeleri olduğunu belirten Gülmen, dünya genelinde yolsuzluğun bir yıllık maliyeti ile neler yapılabileceği hakkında şu örneği verdi: “Yolsuzluğun yıllık maliyetini 1 trilyon dolar olduğunu varsayalım. Genel olarak yapılan hesaplamalara göre Mars’a yolculuk projesinin 6 milyar dolarlık bir maliyeti bulunuyor. Uzaya giden uzay adamlarının sağ kalabilmesi için ise en az 200 milyar dolar daha harcanması gerekiyor. Görüldüğü gibi dünyamızda yolsuzluğun bir yıllık bedeli insanlığın geleceği için uzayın keşfine karşılık geliyor. Çünkü yolsuzluğun kara deliğinde kaybolan paralarla tam beş insanlı Mars görevi yerine getirilebilir.“


    TEİD Araştırma Direktörü Ali Cem Gülmen, dunya çapında yolsuzlukla ilgili yurutulen butun araştırma çalışmaları ve sonuçlara göre yolsuzluğa neden olan sureçler konusunda herkesin duşunmesi gerektiğini vurguladı. Yolsuzlukla mucadelede etkin olabilmek için etik ilkelere sıkı sıkıya bağlı kalmak gerektiğini belirten Gülmen, yolsuzluğun sosyo-ekonomik etkilerini azaltmak için başka bir yol olmadığını ifade etti. Etik ilkelerin bir sistem dahilinde siyasi, ekonomik ve toplumsal bileşenlerle desteklenmesi ve korunması gerektiğini söyleyen Gülmen, ancak bu kararlılıkla gelecek nesillere daha yaşanır bir dunya bırakma şansı olduğunun altını çizdi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow