Akkuyu'da nükleer santralinin yapılması durumunda 4 bin 800 megawatlık bir santral olacağını kaydeden Atar şunları söyledi:"Aslında her ne kadar bu nükleer santral enerji santrali gibi tanımlansa da, aslında nükleer santraller, enerji santralleri değil yan ürün olarak elektrik enerjisi üretmekte kullanılan sistemlerdir. Nükleer santraller aslında uranyum zenginleştirmede kullanılan sistemlerdir. Uranyum zenginleştirme işlemi sırasında açığa çıkan soğutma suyunu ısıtılması ile tribüne göndererek yan ürün olarak enerji elde edilir. Akkuyu'daki 4 bin 800 megawatlık enerjiyi, ki bize bunun 2 bin 400 megawatını verecekler. Diğer kısmı kendi içerisinde kullanılacak. Kent olarak baktığımızda 2 bin 400 megawatlık enerji için bu kadar riski göze almaya gerek var mı? Kendi topraklarımızı, başka ülkelerin deney alanı olarak kullanmamıza gerek var mı? Kayıp kaçak oranlarını düşündüğünüzde, maalesef ülkemizde yüzde 15-16 civarlarında, Avrupa'da yüzde 6 civarlarında. Sadece kayıp kaçaklarımızı yüzde 15'ten yüzde 6'ya düşürmek için mevcut şebekeleri ıslah çalışmaları yapılsa, fotovoltaik pillerden lokal bazlı üretimler yapılsa kayıp kaçaklar zaten azalacaktır. O zaman nükleer santrali serüvenine girmemize gerek kalmayacak. Biz mevcut enerjimizi verimli kullansak zaten ülke olarak enerji konusunda bir sıkıntımız olmayacak. Dışa bağımlılığımızın da azaltılması gerek. Dışa bağımlılığımızı azaltmak için yenilenebilir enerji kaynakları ön plana çıkarılmalı, güneşi, suyu, rüzgarı ekolojik dengeyi bozmadan kullanmalı ve Akkuyu Nükleer Santrali yapımından vazgeçilmelidir."