hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Arınç, dizileri topa tuttu!

    Arınç, dizileri topa tuttu
    expand

    Çocuk cinayetleri, Bursa'da konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın gündemindeydi. Arınç, cezaların ağırlaştırılması için Adalet Bakanlığı'nın çalışması olduğunu hatırlattı ve "Asıl önemli olan bu kişileri yaratan bataklığı kurutmak" dedi. Arınç, bazı diziler yüzünden, gençlerde buluğ çağı ve uyarılma yaşının çok düştüğünü söyledi. Bülent Arınç, cumhurbaşkanlığı seçimi için de "Bizim adayımız üç aşağı, beş yukarı belli asıl muhalefetin adayı kim onu sorun" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bursa'da konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,  "Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bizim en az bir adayımız belli, asıl muhalafetin adayı kim, o niçin hiç sorulmuyor" dedi.

    Arınç, "Aslında bu soruları muhalefete sormanız lazım. Bizde üç aşağı beş yukarı kimin aday olacağı belli. Asıl CHP'nin adayı kim olacak, MHP'nin adayı kim olacak" diye konuştu.

    Çocuk cinayetleri ardından dile getirilen idam cezası konusunda da konuşan Arınç,  "Cezalar ağırlaştırılsa bile asıl katili yaratan ortamı yani bataklığı kurutmak gerekir" ifadelerini kullandı ve alkol tüketimine ve gençlere yönelik dizilere dikkat çekti:

    "Bu cinayetlerin altında sosyal psikolojik, ahlaki ve eğitimden kaynaklanan nedenler var. Maalesef Türkiye'de suçlu üreten bir bataklığın olduğunu hepimiz bilmeliyiz. alkol her insanın kolayca ulaşabildiği bir meta olmaktan çıkartılabilmeli."

    Bülent Arınç, televizyon dizilerinin gençleri yanlış yönlendirdiğini, uyarılma yaşının 7-8'lere kadar düştüğünü  savundu.

    Arınç, "Kıravatı buaralara inmiş etekleri buralara kadar çıkmış, birbirleriyle sadece argo konuşan, 25 kelimeyle hayatlarını sürdüren, ama her şeyin içersinde cinsellik içeren bu tür programlar, Türkiye'deki cinsel hayatı sınırsız ve sorumsuz hale getiriyor. Yani uyarılma yaşı eskiden kızlarımızda 13-14, erkeklerde 15-16 iken şimdi 7-8 lere kadar gerilemiştir" şeklinde konuştu.

    3 dönem kuralı

    Bir gazetecinin, MKYK toplantısında 3 dönem kuralının sürdürülmesiyle ilgili alınan kararı hatırlatması üzerine Arınç, kurulda kendisinin de yer aldığını ve bu oturuma katıldığını söyledi.

    Söz konusu kuralla ilgili her şeyin, tahmin edebildiği, öngörebildiği gibi sonuçlandığını vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:

    "Ben bildiğiniz gibi uzun bir süredir, 2015'ten itibaren aktif siyasi hayatımızın biteceğini söylüyordum. Bazı anket sonuçlarıyla da teşkilatlarımızla yapılan görüşmeler sonucunda da dün de arkadaşlarımız tek tek görüşlerini ifade ettiler. Burada, partimizin kuruluşundan itibaren konulmuş olan 3 dönem kuralının doğru olduğu, kalması gerektiği, üzerinde bir değişiklik yapılmamasına ihtiyaç duyulduğu söylendi. Esasen ben de aynı kanaatteyim. AK Parti, bugüne kadar verdiği kararlarda, uygulamalarında hep istikrarlı olmuştur. Bu kural konulurken hem parti içi demokrasi hem de maalesef diğer partilerde mevcut olan lider
    oligarşisine son vermek amaçlandı."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Sadece 70 küsur milletvekilinin meselesi değil bu konu"

    Arınç, bir internet sitesinde yer verilen habere değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Bugün bir internet sitesinde, yaşlı sayılabilecek, 'yaşlı' demeyeyim, kendisi üzülebilir, tecrübeli bir siyasetçi için şöyle bir fotoğraf vardı; 'Doğum tarihi 1938, doğum yeri TBMM...' gibi. Yani 40 seneyi aşkın bir zamandır parlamentoda bulunmuş, zaman zaman genel başkan, zaman zaman milletvekilliği yapmış olan bir siyasetçi için böyle bir başlık atılmıştı. Bence her şeyin bir sınırı olmalı, iyi bir dönüşüm gerçekleşmeli, iyi bir değişimle yola tekrar devam edilmeli. AK Parti, bunun çok güzel örneğini veriyor.

    Aslında dün çok güzel veriler de ortaya konuldu. Mesela 2002, 2007 ve 2011 seçimlerinde bin 31 milletvekili gelmiş parlamentoya AK Parti içerisinden ve bunların her seçimde yüzde 40, 45, 50'ye yakını da değişime uğramış. Yani her seçim kendi içinde esasen, bazı milletvekillerimizin seçildiği veya seçilemediği bir noktaya gelmiş. Dolayısıyla bugün 300 milletvekili içerisinden, biraz daha fazla, sadece 70 küsur milletvekilinin meselesi değil bu konu."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Siz yine beni yazın birinci sıraya..."

    "Şahsen çok rahatım" diyen Arınç, 20 yıldır parlamentoda bulunduğunu, bunun 3 döneminin AK Parti'de, 2 döneminin de farklı partilerde geçtiğini hatırlattı.

    Bülent Arınç, bir insanın siyaset yapması için mutlaka milletvekili veya bakan olması gerekmediğini, bu mecranın, aynı zamanda her yurttaşın görevi olduğunu ifade ederek, ülke yönetimine dair kim ne düşünüyorsa bunu yazabileceğini, konuşabileceğini, söyleyebileceğini, tartışabileceğini, onun için sıfatları taşımaya gerek olmadığını vurguladı.

    AK Parti'de 3 dönem kuralına ilişkin karar alındığı dönemde Meclis Başkanı olduğunu, bunun nasıl cereyan ettiğini bilmediğini ancak sonradan duyduğunda çok doğru olduğuna inandığını anlatan Arınç, "Çünkü 80-90 yaşına gelmiş, geçmişte siyasetçiler vardı. Onlara şunu teklif ettiler; 'Siz artık biraz yaşlandınız, yoruldunuz, sizin oğlunuzu ve evlatlarınızdan birisini milletvekili yapsak da siz biraz daha dinlenseniz, daha iyi olmaz mı?' Adamcağız önce 'Şöyle bir düşüneyim' dedi. Sonra gece yarısı telefon açtı, 'Siz yine beni yazın birinci
    sıraya, bu iş çoluk çocuk işi değil' dedi. Kendisi 90 yaşına yakındı, oğlu da 65 yaşındaydı. Yani bu işi, bu noktadan çıkarmak lazım" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Onlar özel şeyler"

    Arınç, bu kuralın aslında çok iyi bir değişim formülü olduğunu dile getirdi.

    Bursa'dan örnek vererek konuşmasını sürdüren Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:

    "Mesela Bursa için söyleyeyim; 'Ben 2015'te tekrar aday olmayacaksam mutlaka yeni bir arkadaşımız, bizden daha güçlü, daha iyi temsil kabiliyetine sahip bir arkadaşımız gelecektir. Unutmayın, AK Parti'nin bugün 9 milyondan fazla üyesi var. Bunların 4 milyona yakını kadın üyedir, 3 milyona yakını 30 yaşın altında gençtir. Böyle 9 milyon kayıtlı üyesi bulunan ve her seçimden 21 milyon 500 bin oy alacak noktaya gelen bir partinin kendi içerisinde bir yenilenmeye, değişime mutlaka ihtiyacı vardır.

    Aslında bu örneğin bütün partilerde de geçerli olmasını ben şahsen arzu ederim. O zaman genel başkanlar, 20-25 yıllık genel başkanlık yapamaz. Siyasetçiler 30-40 senedir Meclis'te veya siyasette kalmadan mahrum olur, o parti bir dinamizm, heyecan kazanır. Yoksa herkes oturur, yerinden de kalkmazsa o zaman o partilerde şiddetli bir talep bastırılmış olur. Çok doğru bir karar verildiğini düşünüyorum. Şüphesiz Genel Başkanımızın, Başbakanımızın, zamanında koyduğu bu kuralın, şartlar içerisinde değişebileceğini düşünenler de vardı. Olabilir ama dünkü karar, bunun önümüzdeki seçimlerde uygulanması noktasında çıktı. Hayırlı olmasını diliyorum. Demek ki ben öngörülerimde haklıymışım. Herkesten daha önce ve tek başıma, '2015 son' demiştim. Bazılarının dili varmıyor ama bunu söylemekte fayda var."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhurbaşkanlığı seçimi

    Bir gazeteci, Arınç'a, dün AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulunda (MKYK) alınan kararların ardından gözlerin yeniden cumhurbaşkanlığı seçimine çevrildiğini hatırlatarak, "AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı ne zaman belli olacak?" sorusunu yöneltti.

    Adaylarının belli olacağı tarih için daha önce 20 Mayıs'tan sonrasını işaret ettiğini, bunun 30 Mayıs'ta da olabileceğini belirten Arınç, şöyle devam etti:

    "Bizim acelemiz yok. AK Parti, psikolojik olarak da güç olarak da çok üstün bir durumda. Aslında bu soruları muhalefete sormanız lazım. Çünkü hemen hemen üç aşağı beş yukarı kimin aday olacağı belli. Bizde bir kişi belli, en azından veya iki üç kişi belli. Asıl CHP'nin adayı kim olacak, MHP'nin adayı kim olacak, işte her partiden oy alabilecek özellikte birisi varsa birilerinin söylediği gibi, o kim olacak? Onların üzerinde yoğunlaşmak lazım. Bizim
    üzerimizde mesai harcanmasına gerek yok. Bizde az çok belli.

    Bunu herkes de kabul ediyor. Dün Sayın Kılıçdaroğlu gürlemiş, 'Ne canım' demiş, 'Ya Erdoğan mı ya Abdullah Gül mü? Böyle saçma bir tartışma mı olur?' Aslında bu tartışmaları kendileri yaptılar bugüne kadar. Biz de onlara diyorduk ki 'Siz başka adaylar,
    yani üçüncü bir aday, dördüncü aday kimse siz onlar üzerinde konuşun' ama Sayın Kılıçdaroğlu'na bir televizyon programında sormuşlardı, 'Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan'dan birisi aday olsa siz kimi oy verirsiniz?' 'Abdullah Gül'e' demişti.

    Ben de o zaman dedim ki 'Bunların başka bir adayı yok.' Dolayısıyla bütün gazeteci arkadaşlarımız kimi görürlerse kimi yakalayabilirlerse 'Muhalefet adına sizin adayınız kimdir?' diye sorması lazım. Ankara'dakiler Ankara'dakilere, Bursa'dakiler Bursa'dakilere sorsunlar. Bizde hiçbir mesele yok. Görüşülür, konuşulur. Bakın ne kadar geniş bir istişare yapılıyor. Ondan sonra da iki dost, iki arkadaş, iki dava arkadaşı bir araya gelecekler. İnşallah ikisinden biri olacak gibi."

    17 Aralık'taki operasyonla ilgili takipsizlik kararı

    Daha sonra "17 Aralık operasyonuyla ilgili 60 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Arınç, söz konusu operasyon hakkında pek çok iddia bulunduğunu bildirdi.

    Bilebildiği kadarıyla bir savcılığın, Ali Ağaoğlu, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu, imarla ilgili bazı kişilerin bulunduğu bir dosya hakkında takipsizlik kararı verdiğini anlatan Arınç, şunları söyledi:

    "Bu, Erdoğan Bayraktar'ın şahsıyla ilgili bir karar değildir. O grubun içinde ismi geçenlerle ilgilidir. Şüphesiz, takipsizlik kararları kesin değildir. Takipsizlik kararları 15 gün içinde ilgililer tarafından itiraz edilmesi düşünülürse en yakın ağır ceza mahkemesine itiraz edilir. Mahkemenin vereceği karar kesindir. Bu takipsizlik kararı konusunun bakanlarla bir ilgisi yok. Bildiğiniz gibi bakanlar hakkında ancak meclis soruşturması yoluyla dava açılması, onun için de bir komisyon kurulması gerekli.

    Bildiğim kadarıyla pazartesi günü 4 bakanla ilgili olarak soruşturma önergeleri konuşulacak ve Meclis kabul ederse bu kişilerle ilgili suçlamalar hakkında bir komisyon kurulacak. O komisyon en fazla 4 ay süreyle görev yapacak. Sonunda da Meclis'te oylanacak, 276 bulunursa o kişiler hakkında Yüce Divanda yargılama yapılması kararlaştırılacak. Dolayısıyla, ben de gelirken gazetelerden okudum, arkadaşımızın sorduğu soru, savcılığın belirli sivil kişilerle ilgili olarak verdiği takipsizlik kararıdır. Kesinleşmesini bekleyeceğiz. Kesinleşirse onlara isnat edilen suçlarla ilgili bir dava açılmamış olacaktır."

    2015 sonrası planlar

    Bir gazetecinin, "2015 ve sonrasındaki planlarınız nedir?" sorusunu ise Arınç, "Onlar özel şeyler. İnşallah yine sizlerle birlikte oluruz. Yine Bursamızı ihmal etmeyiz, yine başkanlarımızın başarılı olmasını dileriz, arkalarından koşarız, ellerini tutarız. Biraz daha fazla okuruz, kendi özelimizle hizmet etmeye gayret ederiz inşallah. Yeter ki çok güçlü, temiz, ahlaklı, çalışkan milletvekillerimiz, AK Parti'yi tekrar başarıdan başarıya koştursunlar" diye yanıtladı.

    Afganistan'ı heyelan vurdu!

    Twitter'a yeni özellik: Sessize al!

    Cumhurbaşkanı Gül'den "TSK" açıklaması

    Bu balkonlar size ilham verecek

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow