hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bahçeli: "Baro Başkanı çalmış, Başbakan oynamıştır"

    Bahçeli: Baro Başkanı çalmış, Başbakan oynamıştır
    expand

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Danıştay'ın 146. kuruluş yıldönümü töreninde TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ile Başbakan Erdoğan arasında yaşanan tartışmaya değindi. Bahçeli, "Baro Başkanı çalmış, Başbakan oynamıştır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,  partisinin grup toplantısında Danıştay'ın 146. kuruluş yıldönümü etkinliğinde  TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ile Başbakan Erdoğan tartışmasına değindi.

    Bahçeli şöyle konuştu:

    "Danıştay'ın 146. kuruluş yıldönümü törenlerinde yaşanan ve devlet adabının, devlet ahlakının, devlet protokol kurallarının yerlere serildiği sahneler bunun en son örneğidir. Başbakan'la Türkiye Barolar Birliği Başkanı arasında yaşanan söz düellosu, edep ve haya sınırlarını ihlal eden dalaşma kesinlikle tasvip edilemez çirkinliktedir.

    Bu yüzden siyasi seviye ve medeni tutum Danıştay Salonu'nda iflas etmiştir. Burada hukuk yutkunmuş, adalet bir kez daha yara almıştır. Bize göre meseleye tek taraflı ve tek yönlü yorum getirmek doğru olmadığı gibi, objektif kriterlere de uymayacaktır.

    Üstelik Başbakan'la Türkiye Barolar Birliği Başkanı arasında geçen tartışma zinciri birçok açıdan sorgulanmaya açıktır. Başbakan Erdoğan, Danıştay'a geldiği esnada Baro Başkanıyla sıcak, samimi ve dostane bir şekilde tokalaşmıştır. Bu ikili gülücükler eşliğinde hasret gidermiştir."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Bir saate varan konuşmasıyla sabırları zorlamıştır"

    Devlet Bahçeli şu ifadeleri kullandı:

    "Hatırlanırsa, Başbakan'la Baro Başkanı 4 Ocak 2014 günü Dolmabahçe'de sürpriz bir şekilde buluşmuş ve yeniden yargılama konusunu görüşmüşlerdir. Arkasından, Başbakan Dolmabahçe trafiğinin olumlu olduğunu, Baro Başkanı da yapıcı bulduğunu açıklamıştır. Hatta Baro Başkanı bazı ricalarını da Başbakan'a iletmiş ve çok ilgilendiğini sevinç içerisinde duyurmuştur.

    Çok değil, yaklaşık 4 ay evvel böylesine yakınlaşan, böylesine birbirine muhabbet besleyen ikilinin şimdilerde tam aksi istikamete savrulması bizim açımızdan kuşku vericidir. Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nın Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşma; ilk izlenimlere bakılırsa, Başbakan'ın damarına basmış, aralarının açılmasına sebebiyet vermiştir. Yıllardan beri yargı organlarının açılış veya kuruluş yıldönümlerinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı kendisine ayrılan süre kapsamında konuşma yapmaktadır.

    Bu işin doğası gereğidir. Ancak Baro Başkanı Danıştay'daki konuşmasını hem süre, hem sınır, hem de kapsam açısından uzun tutmuş, kendisine verilen demokratik imkânı istismar etmiştir. Şüphe yok ki, Baro Başkanı Danıştay'ın kuruluş yıldönümünün anlam ve önemine uygun hareket etmemiş, bir saate varan konuşmasıyla sabırları zorlamıştır. Bu çok açık bir gerçektir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Baro Başkanı çalmış, Başbakan oynamıştır"

    Bahçeli, "Yüksek yargı organlarının özel ve kutlama günleri siyasete ayar verilecek ucuz yerler değildir ve böyle de görülmemelidir. Her önüne gelen siyasi terziliğe soyunamaz, işgal ettiği kürsüyü fırsat bilerek polemik yapamaz, yapmamalıdır. Bu itibarla Baro Başkanı'nın ucu açık, her konuya girip çıkan konuşması alenen kışkırtıcıdır" ifadelerini kullandı.

    Bahçeli şunları dedi:

    "Anayasa Mahkemesi'nin 52. kuruluş yıldönümünde eleştiri yağmuruna tutulan ve bundan dolayı zorda kalan Başbakan, yeni bir yarma harekâtına sessiz kalamamış, Barolar Birliği Başkanı'nın gollük pasını kendince iyi değerlendirmiştir. Baro Başkanı'nın konuşmasında sıra Cumhurbaşkanlığına gelince Başbakan Erdoğan birden bire parlamış ve oturduğu yerden kürsüdeki konuşmacıya müdahale etmiştir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Başbakan Erdoğan öfke patlaması yaşamış, neredeyse Barolar Birliği Başkanı'nın üzerine yürümek için yerinde kalkmaya bile teşebbüs etmiştir. Pek tabii olarak, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'nda zedelenen itibarını, yara alan prestijini tekrar kazanmak için sözüm ona kavga moduna geçmiştir.

    Barolar Birliği Başkanı'nın kendini beğenmiş tarzı, provakatif ve her satırı siyaset kokan açıklamaları Başbakan'ı tahrik etmiş ve kızdırmıştır. Kısaca söylemek gerekirse, Baro Başkanı çalmış, Başbakan oynamıştır."

    "Danıştay'daki kördövüş devlet ciddiyetini buharlaştırmıştır"

    "Danıştay'da herkes rolünün icabını yapmış, mayasının ve mizacının gereğini yerine getirmiştir" diyen Bahçeli şunları söyledi:

    "Başbakan'ın Baro Başkanı'nın konuşmasının son anlarında müdahil olarak ortalığı velveleye vermesi, önceden ayarlanmış, önceden çalışılmış ve önceden ana hatları çizilmiş kof ve bayat bir oyunun sahnelenmesinden başka bir şey değildir. Ne var ki Başbakan'ı siyaseten tahkim eden karşılıklı laf yarışı devletin saygınlığına gölge düşürmüştür. Gerçi biz Başbakan'ın ne kadar tahammülsüz birisi olduğunu çok iyi biliyoruz. Başkalarına edep uyarısı yaparken, kendisinin edeple yollarını nasıl ayırdığını da değişik bahanelerle gördük, görüyoruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Danıştay'daki dramatik tören, ister mizansen, ister kurgu, ister proje, isterse de anlık gelişen bir olay olsun, kesinlikle skandaldır, kesinlikle sokak jargonuyla söz kesenlerin ayıbıdır. Normal şartlarda, Başbakan konuşmacıyı sağduyu ve olgunlukla dinlemesi gerekirdi. Katılmadığı, onaylamadığı, doğru bulmadığı, ağrına giden herhangi bir taraf varsa, ya bunu konuşmacı kürsüden indikten sonra direk kendisine söylemeli ya da yalaka medya vasıtasıyla iletmeliydi.

    Ne var ki Başbakan oturduğu yerden şeklen öfkelenmiş ve yüzü kıpkırmızı kesilerek gündemi lehine çevirmek istemiştir. Şayet Başbakan katıldığı toplantılardaki konuşmacılara artık doğrudan müdahale edecek bir psikolojiye sahipse, tavsiyemiz, sinirlerini kontrol ettirmesi, mümkünse de istirahate çekilmesidir. Başbakan yakında Meclis Grup salonlarını basmaya kadar işi götürürse kimse şaşırmamalıdır. Alo Fatih, Alo Mustafa, Alo Nermin hatlarıyla ile bunu zaten bir nebze yapmıştır. Başbakan etrafına sataşmayı alışkanlık haline getirmesi kendisine zarar verecektir.

    Başbakan'ın neye ve kime hizmet ettiği muamma olan Baro Başkanı'nın sözlerini bu kadar ciddiye alması, danışıklı dövüş şeklinde hazırlandığı belli olan kavga sahnelerinin foyasını açığa çıkarmıştır. Bizi daha da düşündüren Başbakan'ın Danıştay Salonu'nda devlet erkanını oyuncağa çevirmesidir. Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu bir salon ve ortamda, protokol kurallarının uygulanış şekli bellidir.

    Herhangi bir toplantı veya törenin evsahibi kim ya da hangi kurum olursa olsun, eğer Cumhurbaşkanı orada hazırsa herkes buna uygun hareket ve riayet etmekle mükelleftir. Cumhurbaşkanı, bulunduğu salonu terk etmeden devlet ve siyaset adamlarının kalkıp gitmeleri terbiyesiz eksikliğidir.

    Başbakan'ın düzmece kavga sahnesinde, ayağa kalkarak başta Sayın Gül'e el hareketleriyle dışarıya davet etmesi büyük bir nezaketsizliktir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu duruma düşmesi de ayrıca talihsizliktir. Başbakan Erdoğan herkesi “patron benim, benim dediğim olurö ima ve dayatmasıyla hizaya sokmuştur.

    Bu Türk devlet geleneğinin inkârıdır. Sayın Gül'ün ve Sayın Genelkurmay Başkanı'nın, Başbakan'ın ardı sıra çıkıp gitmeleri kendileri adına hüsran ve utanç vericidir. Başbakan Erdoğan'ın arkasına bakmadan, hiçbir saygı kuralı gözetmeden tepkisini dışa vurarak yürüyüp gitmesi bir defa Sayın Gül'e ve salondaki muhterem dinleyicilere aşırı ölçüde kabalıktır. Danıştay'daki kördövüş devlet ciddiyetini, devlet adamlığını buharlaştırmıştır.

    Başbakan'ın, devleti Hababam Sınıfına çevirmeye ne hakkı vardır? Başbakan madem Barolar Birliği Başkanıyla lafta sürtüşmüş, madem konu Cumhurbaşkanlığı'na gelince nevri dönmüştür, o halde Sayın Gül niçin böylesi bir maskaralığa ortak olmuştur? Böylesi bir traji komik bir tiyatroda Sayın Cumhurbaşkanı'nın ne işi vardır?

    Cumhurbaşkanlığı her rüzgara yelken açacak, her akıntıya kapılacak, her maskaralığa göz yumacak bir görev midir? Cumhurbaşkanlığı; onun bunun arkasından sürüklenecek kadar işlevsiz, etkisiz ve edilgen bir makam mıdır? Başbakan Erdoğan ali kıran baş kesen, onu takip edenler de seve seve baş vermeye hazır iradeleri tutsak edilmiş zavallı bir güruh mudur? Başbakan Erdoğan ve yandaş zümre Danıştay'daki hadiseyi fırsat bilmiş ve her yönüyle siyasete malzeme yapmıştır. Havuz medyası hep bir ağızdan manşetlerini Danıştay vakasıyla süslemiştir."

    "Cumhurbaşkanlığı görevi sana düşmez"

    Bahçeli, "Başbakan'ın işi gücü yalan ve riyadır. Cumhurbaşkanı olmak için her düzeneğin, her kumpasın mimarı olmaya taliptir. Sanki Türk milleti Başbakan'ın tebaasıdır. Sanki Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ın babasından kalma çiftliğidir. Güya Başbakan edepsizliklere dayanamıyormuş. Cumhurbaşkanı olamayacağını şimdiden gören bu şahıs gittikçe çirkefleştiğinin farkına varmalıdır. Sayın Başbakan artık çırpınma, uğraşma, tezgâhlarınla bu milleti yorma. Yalvarsan da, yakarsan da, kızsan da, köpürsen de, değil ikincisini yüz kere van minute parodisi yazsan da senden bir yol olmaz, Cumhurbaşkanlığı görevi sana düşmez" dedi.

    "Biz üçgen çizdik"

    Bahçeli, "Ortak çatı adayı, toplumun her kesimine hitap edendir. Ortak çatı adayı, milletimizi tümüyle kavrayandır. Ortak çatı adayı, herkesi bağrına basan ve ruhunda eritendir. Bizim ortak çatı önermemiz; 'herkes eşittir Türkiye' inanç ve kararlılığına dayanmaktadır" şeklinde konuştu.

    Bahçeli şöyle devam etti:

    "Evet, doğrudur, biz üçgen çizdik ortak çatı adayı teklif ettik; fakat Başbakan yıllardan beri küp üstüne küp çizmiş ve içlerini haram parayla tıka basa doldurmuştur. Götürmenin, yürütmenin, aşırmanın geometrik şekillerinde ekol ve okul olmuş, ünü sınırlardan taşmıştır.

    Başbakan Erdoğan çatı adayını merakla beklediğini, taşıma suyla çatı kurulamayacağını da söylemektedir. Sayın Başbakan merakını yakında gidereceğiz ve gün gelecek saklandığın, sıkıştığın 17-25 şifreli küplerden seni çıkartarak inşallah adalete teslim edeceğiz."

    AİHM'in Kıbrıs kararı

    Devlet Bahçeli, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kıbrıs Barış Harekatı dolayısıyla Türkiye'yi mahkum eden kararını da kınayarak, "Başbakan'dan AİHM kararını reddederek, aynen iade etmesini millet nam ve hesabına istiyor, bunun takipçisi olacağımızı tüm taraflara bildiriyorum" ifadelerini kullandı.

    Tarihin gördüğü en kanlı savaş

    Kredi kartında taksite "hediye" ayarı getirildi

    AK Parti şarkısının yazarına bakanlıktan rekor destek

    Game of Throne dizisi ile kitap arasında 10 fark

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow