hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Çarşı'nın darbe davası ertelendi

    Çarşının darbe davası ertelendi
    expand

    Gezi Parkı olaylarında "hükümeti yıkmaya teşebbüs"le suçlanan Beşiktaş'ın taraftar grubu "Çarşı" üyesi 35 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması dün görüldü. Adliyenin 25 kişilik en küçük salonunda yapılan duruşma yer yetersizliğinden bir türlü başlayamayınca avukatlar daha büyük salon talebinde bulundu. Mahkeme avukatların talebini kabul etti. Çarşı liderlerinden Cem Yakışkan savunmasında "Darbe yapacak gücümüz olsaydı, Beşiktaş'ı şampiyon yapardık. Çarşı terör örgütü değildir. Faaliyetlerimiz arasında darbe yoktur" dedi. Çarşı'ya destek için adliyeye gelenler arasında CHP'li vekiller ile Berkin Elvan'ın anne ve babası da vardı. Çarşı grubu üyelerinin yargılandığı davanın ilk duruşması gece yarısı sonra sona erdi. Mahkeme duruşmayı 2 Nisan 2015 tarihine erteledi. Mahkeme, 27 sanığın yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyesi 35 tutuksuz sanık hakkında "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan açılan davanın ilk duruşması görüldü.

    İşte Çarşı'nın adliye deplasmanından görüntüler

    İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Aralık, saat 09.50'de başlayan duruşmada 35 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya CHP'li milletvekilleri İlhan Cihaner, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Umut Oran, Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, CHP eski İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Ressam Bedri Baykam ve çok sayıda Beşiktaş taraftarı duruşmaya izleyici olarak hazır bulundu. Sanıkların savunmak için İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın da aralarında bulunduğu 100 avukat duruşmaya katıldı.

    "Çarşı davası" için çok sert yorum!

    Çarşı'ya destek vermek üzere gelen isimler arasında Gezi olayları sırasında yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan da vardı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Daha geniş bir salonda duruşma yapılsın"

    Duruşmada başladıktan sonra söz alan tutuksuz sanıkların Avukatı Ömer Kavilli, "Bu salonda bu duruşmanın görülmesi mümkün değil. Alt yapı yetersizidir. Daha geniş bir salonda duruşma yapılsın" dedi.  Bu sözler üzerine Mahkeme başkanı, "İşi olmayan dışarı çıksın. Avukat, milletvekili, basın mensupları salonda kalsın" diye konuştu. Hakim,  "Sanık sayısı, izleyici sayısı dikkate alınarak oturabiliriz. Ne zaman mahkeme deplasmana gittiyse bir sıkıntı yaşandı. Mümkün mertebe kendi salonumuzda duruşma yapmaya çalıştık" ifadesini kullandı. Avukatlar ise ısrarla duruşma salonun küçük ve yetersiz olduğunu dile getirdi. Hakimin bu sözlerinden sonra duruşma salonunda ''Biz deplasmanda da kazanırız" sesleri yükseldi.

    "Burada deplasman yok"

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "Burada bir taraftar grubu yargılanıyor. Burada deplasman yok. Sanık avukatları ayakta ve yetersiz salon koşullarında savunma yapamayacaklarını belirtiyorlar" diyerek mahkeme başkanına tepki gösterdi.  Bunun üzerine mahkeme heyeti, "Kimlik tespiti ve iddianame okunduktan sonra duruşmayı büyük salona alacağız" dedi. Avukatlar da, "Bu şekilde kimlik tespiti de mümkün değil" yanıtını verdi.

    PKK, tek tek isim verdi: "şehri terk edin"

    Şüphelilerin ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Meral tarafından hazırlanan 38 sayfalık iddianamede, 35 şüpheli dışında, 9 polis de "şikayetçi" sıfatıyla yer alıyor. 35 şüpheli hakkında, "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Ayrıca, yine şüpheliler hakkında ayrı ayrı, "Örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" gibi çeşitli suçlardan 2 yıldan 50 yıla kadar değişen hapis cezaları talep ediliyor.


    Adliye koridorunda 'Çarşı' marşları

    Çarşı davası başlamadan önce çok duruşma salonunun bulunduğu koridora gelen bazı taraftarlar Çarşı marşları söyledi. Davanın görüleceği İstanbul 13 . Ağır Ceza Mahkemesi'nin kapısı saat 09.50'de açıldı.

    Çok sayıda avukat ve izleyici olması nedeniyle 25 kişilik en küçük salon yetersiz kaldı. Yaşanan izdiham nedeniyle avukat Ömer Kavili, adliyedeki büyük duruşma salonunun boş olduğunu hatırlatarak duruşmanın büyük salona taşınmasını istedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Çarşının darbe davası ertelendi

    İzdiham yaşandı
    Mahkeme başkanı Metin Tamirci ise sanıklar avukatlar basın mensupları milletvekilleri haricindekilerin salondan çıkmasını istedi. Ancak avukat sayısının çok olması nedeniyle izdihama engel olunamadı.

    Çarşının darbe davası ertelendi


    Berkin'in babası giremedi

    Duruşma salonuna Berkin Elvan'ın anne ve babası da girmek istedi. Ancak salonun küçük olması gerekçe gösterilerek iki isim de alınmadı. Devreye CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün girdi. Aygün'ün çabaları sonucu Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan salona alındı, baba Sami Elvan ise giremedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cem Yakışkan savunma yaptı

    Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyesi 35 tutuksuz sanık hakkında "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan açılan davanın ilk duruşmasında sanıkların ifade vermeye başladı.

    Mahkeme başkanı, Çarşı grubu liderlerinden tutuksuz sanık Cem Yakışkan'ın ilk olarak kürsüye çağırdı ve hakkındaki suçlamaları okudu. Yakışkan, "Darbe yapacak gücümüz olsaydı Beşiktaş'ı şampiyon yapardık" dedi.

    "Olay tarihinde Twitter adresim yoktu"

    "Örgüt Yönetme Yönetici Olma, kitleleri eyleme katılma hususunda teşvik ettiği, meselenin ağaç meselesi olmadığını söylediği ve Twitter üzerinden kitleleri harekete geçirdiği" iddia edilen sanık Yakışkan, olay tarihinde Twitter adresinin olmadığını, kimseyi de yönlendirmediğini belirtti.

    "Çarşı her türlü hukuka aykırılığa, darbeye de karşıdır"

    Gezi Parkı eylemlerine katıldığını anlatan Cem Yakışkan, "Ben de gösterilere katıldım. Birkaç ağaç meselesi sözü bana ait değildir. Dava dosyasında bulunan tapelerde 'Çarşı Grubu'nun başında olduğuma ilişkin' konuşmaları kabul etmiyorum. Çarşı Grubu ülke ve dünyaya adını duyurmuş birlikteliktir. Çarşı Grubu tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olan insanlara yardıma hazırdır. Çarşı her türlü hukuka aykırılığa, darbeye de karşıdır. Ona gönül verenler suçlu gösterilemez. Çarsı korunması gereken bir değerdir. Suçlamaları reddediyorum. Suç işlemedim. Çarşı sevgiye, saygıya dayanan bir gruptur, insanların sevgisini kazanmıştır" dedi.

    Yakışkan'ın savunmasının tamamlamasının ardından, duruşma salonunda alkış sesleri yükseldi.

    "Darbe yapacak gücümüz olsaydı...."

    Mahkeme başkanının, "Darbeyle suçlanıyorsunuz..." demesi üzerine Yakışkan, "Darbe yapacak gücümüz olsaydı Beşiktaş'ı şampiyon yapardık" şeklinde cevap verdi.

    Yakışkan'ın bu sözü ise salonda gülüşmelere neden oldu. "Darbe yapmaya yardımcı olmak suçlaması" da hatırlatılan Cem Yakışkan, "Darbeyle siyasetle işimiz yoktur. 80 darbesini gördüm ben. Yardımcı da olmadık" dedi.

    Mahkeme başkanından ilginç benzetme

    Mahkeme başkanı, Cem Yakışkan'a hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunu kabul edip etmediğini sorarken ilginç benzetmeyle bunu açıkladı. Mahkeme başkanı, "Sarı kart görüyorsunuz. 2. sarıyı görürseniz oyundan çıkarılıyorsunuz" dedi.

    "Örgüt kurma ile ilgim yok"

    Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ni ele geçirmek amacıyla kitleleri yönlendirdiği ve diğer iddialara ilişkin savunma yapan Çarşı'nın tribün liderlerinden Numan Bülent Ergenç, "Suçlamaları reddediyorum. Başbakanlık ofisine yürüyüş 1 Haziran tarihinde olmuştur. Ben o tarihte Tekirdağ'daydım. Örgüt kurma ile ilgim yok. Silahımı hiçbir yerde kullanmadım. Hırsızlık olayları olduğu için silahımı yazlıkta bulunduruyordum. Çarşı Grubu'na 'Orada kalmaya çalışın' dedim. 'Çatışın' demedim. Hiçbir şiddet olayına katılmadım. Demokratik hakkımı kullanarak gösterilere katıldım" diye konuştu.

    "Gezi olaylarında insanlar demokratik tepkilerini göstermiştir" diyen Ergenç, "Çarşı yasadışı bir örgüt değildir. Herhangi bir lideri veya yöneticisi yoktur. Gelenekleri vardır" dedi.

    Ergenç, "örgüt yöneticiliği" suçlamasına ise, "35 kişilik davada sadece sanık Cem Yakışkan'ı tanıyorum, diğer sanıkların hiçbirini tanımam. Suçlamaları kabul etmiyorum" yanıtını verdi.

    "Kimseden emir alıp, kimseye emir vermedim"

    Tutuksuz sanık Arda Mutlu Doğan da suçlamaları redderek, "Yasadışı gruba üye değilim. Kimseden emir alıp, kimseye emir vermedim. Bunun delili de yokken, üyelikle suçlanmaktayım" dedi.

    "Gezi Parkı olayları olarak bilinen olaylara karışmadım"

    "Gezi Parkı olayları olarak bilinen olaylara karışmadım" diyen Doğan, "Eyleme katılmadım. Hayatımda hiç Gezi Parkı'na da girmedim.

    Olayların bittiğini ve parkın açıldığını televizyondan duydum. Türk bayraklı insanların gittiğini görünce merak ettim ve Taksim Meydanı'na gidip yarım saat kaldım. Yasadışı hiçbir şeye karışmadım. Hiçbir kamu malına zarar vermedim. Polislere temas etmedim.

    Ortamın bana uygun olmadığını görünce, yarım saat sonra geri döndüm" diye konuştu.

    "Kamu malına, vatanına-milletine zarar verecek bir insan değilim"

    Bir film çekimi sonrasında, filmde kullanılan kuru-sıkı tabancayı hatıra olarak aldığını belirten Arda Mutlu Doğan, "Filmlerden sonra setten bazı eşyaları hatıra olarak almak bir adettir. Suç olduğunu bilmiyordum. Hiçbir şekilde üzerime alıp, taşıyıp kullanmadım. Ben hiçbir şekilde kamu malına, vatanına-milletine zarar verecek bir insan değilim. Yaşanılan bu süreçte ruh sağlığım bozuldu. Neden bu davanın içerisinde olduğumu bilmiyorum" dedi.

    "Sanıklarla örgütsel ilişkim yoktur"

    Sanıklardan Sezgin Gülnar da, "Sanıklarla örgütsel ilişkim yoktur. Gezi Parkı eylemlerine katılmadım. Hakkımda dava açılınca şaşırdım" dedi.

    Mahkeme Başkanı Gülnar'a "Çarşı Grubu üyesi misin?" diye sordu. Gülnar ise "Bazı Çarşı Grubu üyelerini tanırım. Ben sadece Beşiktaş taraftarıyım. Kimseden talimat almadım, talimat vermedim" diye cevap verdi. 

    Sanık Kaan Kabaş, "Suçlamalar gerçekçi olmadığından, atılı suçu kabul etmiyorum. Espri niteliğindeki konuşmalar suç olarak karşıma çıkarıldı. Neden buradayım, anlamıyorum. Çarşıda esnafım. Beşiktaş taraftarıyım. Yargılanan insanlardan belki 2 kişiyle görüşmüşümdür. Bu nedenle örgütsel bağdan söz edilemez" dedi.

    Koray Yalnız adlı sanık da, "Taksim'e hiç çıkmadım. Bir gün Beşiktaş'ta bir arkadaşıma misafirliğe gidiyorum, aracım bozulunca olayların içinde kaldık. Beşiktaş taraftarıyım, kendimi Çarşı Grubu ferdi olarak görmüyorum" dedi.

    Sanık Sarp Dağ da, suçlamaları reddederek, "Başbakanlık ofisine yapıldığı iddia edilen yürüyüş sırasında Bağdat Caddesi'ndeydim. 1 veya 2 kez Beşiktaş maçına gitmişimdir. Çarşı Grubu'yla ilişkim yoktur. Sanıklardan hiçbirini tanımıyorum" diye konuştu.

    "Beşiktaşlı değil Fenerbahçeliyim"

    Sanık Barış Karaca'nın ise "Beşiktaşlı değil, Fenerbahçeliyim" demesi üzerine salondan alkış yükseldi. Mahkeme Başkanı alkışlayanları "Böyle yapmayın" diyerek uyardı.

    Karaca, "Çarşı Grubu'yla ilgim yoktur. Kanunların bana izin verdiği ölçüde, bir gün Akaretler'deki gösterilere katıldım. Darbeye teşebbüs ve diğer suçlamaları kabul etmiyorum" diyerek savunmasını bitirdi.

    Alkış uyarısı

    Sanıkların savunmalarının ardından izleyicilerin alkışlamasına, "Alkışı tribün gibi yapmayın" diye tepki gösteren mahkeme başkanı, sanıkların ifadesini almaya devam etti. Sanıklardan Erdener Karataş, Beşiktaş Kongre üyesi olduğunu belirterek, "Örgüt üyesi değilim. Gezi protestoları sırasında Ankara'daydım. Sınav nedeniyle İstanbul'a geldiğimde olaylara denk geldim" dedi.

    Sanık Volkan Eroloğlu, "Darbeyle suçlanmak benim için utanç verici. Nazmi Furuncu bana Cem Yakışkan'ın 25 bin lira aldığını söylemişti. Eylemde döner bıçağını kullandığımı da ispatlasınlar, buradan aşağıya atarım kendimi. Evde ele geçen döner bıçağı babamın eve getirdiği bıçaklardan biridir. Çarşı ile ilgim yok, darbeyle hiçbir alakam yok" dedi.

    Burak Bulut adlı sanık da Borsa'da çalıştığını söyleyerek, "Olay günü telefonum çaldı. Telefonu 'Direniyoruz abi' diyerek açtım. Trafikteydim, buradan sadece seyir halinde direnme suçu çıkabilir. 'Diren İMKB' de demiş ve sosyal medyada yazmıştım. Olaylardan dolayı yaşanan düşüş nedeniyle yazmıştım bunu. İlk gece Beşiktaş'ta iş yemeğindeydim. Olayla ilgim yoktur. Beşiktaş'tan Taksim'e giden herkes Başbakanlığa yürümekle suçlanabilir" diye konuştu.

    Sanıklardan Ayhan Güner de, "Çarşı biziz, buradayız, ama biz darbeci değiliz. Çarşıya darbe yapılıyor. Bu ilkeyi en iyi tanıtan Çarşı grubudur" şeklinde konuştu.

    ''Yurt dışı yasağımızı kaldırın, Liverpool'a gidelim''

    Sanık Erdem Işık ise telefon tapelerine ilişkin savunmasında, "Seda kız arkadaşımdır. Telefonda, 'Artık benim bir davam var. Ya burada öleceğim ya da hayatta kalıp direneceğim' sözlerini evdeyken ona hava atmak için söyledim. Evde ele geçirilen pet şişedeki sudur, patlayıcı değil. Bir ricam var; Ben Beşiktaşlıyım, Liverpool ile maçımız var, bu nedenle yurtdışı yasağımın kaldırılmasını istiyorum" dedi.

    Sanıklardan Emre Işık, Beşiktaşlı olduğunu ancak Çarşı grubunun üyesi olmadığını belirterek, "Ben Maltepe Beşiktaşlılar Grubu'nu kurdum. Anayasal ve demokratik haklarımı kullanarak gösterilere katıldım. Hiçbir polise taş atmadım, taşkınlık yapmadım. Darbe ve örgüt suçlarını kabul etmiyorum" diye konuştu.

    "Bu dava boşanmama neden oldu"

    Sanık Engin Sarar da hiçbir eyleme katılmadığını ifade ederek, "Gezi Otel'in resepsiyonistiyim, yani işyerim orasıdır. Orada aslında mağdur oldum. Bütün gün gaz altında kaldım. Suçlamaları kabul etmiyorum. İyi bir insan ve iyi bir Beşiktaşlıyım" dedi.

    Bir diğer sanık Murat Eroğlu ise,"Bu dava boşanmama neden oldu. Terör örgütü üyeliğiyle suçlandığım için eşim korkup gitti" dedi.

    Sanık Erol Özdil, "Herhangi bir yürüyüşe katılmadım. Polisle karşı karşıya gelmedim. Çarşı'yı kuran 2-3 kişiden biriyim. Pankartlarım dünyaca ünlüdür. Stadın içinde pankart odam var. Pankartları yaparken maske kullanırım. Evde ele geçirilen maskeler onlardır. Yıldırım Demirören ve Fikret Orman buna şahitlik yapabilir. Gezi Parkı'ndaki hiçbir pankartı ve duvarlardaki Çarşı imzalı yazıları ben yazmadım" diye konuştu.

    Sanıklardan İbrahim Aydın da, "Çarşı taraftarı bir ruhtur, ağaçtır. Beşiktaş dalıdır. Beşiktaş örgütse, biz de bu örgüte üyeyiz. İsnat edilen suç zamanı eşimle balayındaydım. Şairin de dediği gibi, 'Aşk örgütlenmektir'" dedi.

    Sanıkların savunmalarının ardından, duruşma, avukatların taleplerinin alınması ile devam ediyor.

    Dava ertelendi, sanıklar hakkındaki yurt dışı çıkış yasağı kalktı

    Sanıkların savunmalarının ardından avukatların taleplerini değerlendiren mahkeme ara kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, duruşmada savunması alınan 27 sanığın yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı ve duruşmalardan "vareste tutulmasına" yani duruşmalara gelme zorunluluklarının kaldırılmasına karar verdi. İfadesi alınamayan 8 sanık hakkındaki adli kontrol talebinin ise devamına karar verildi.

    Mahkeme, "Çarşı" adıyla terör örgütü olup olmadığı hususunda mit, emniyet, jandarma ve uluslararası örgütlere sorulması yönündeki talebi redderken, gelecek celsede, İstanbul'da görev yapan ve sicil numaraları belirlenen polis memurlarının müşteki sıfatıyla dinlenilmeleri için İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılmasına karar verdi.

    Duruşma 2 nisan 2015 tarihine ertelendi.

    Meşaleler yakıp sloganlarla karşıladılar

    Ertelenen duruşma sonrası tutuksuz yargılanan 35 sanık, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'ndan çıkış yaptı. Sanıklar, dışarıda bekleyen kalabalık bir Beşiktaş taraftar grubu tarafından karşılandı. Beşiktaşlı taraftar grubu, sanıkların çıkışı sırasında sloganlar atıp, meşale yaktı. Polis de bu sırada adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. 

     

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow