hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Feyzioğlu: "İdam çözüm değil"

    Feyzioğlu: İdam çözüm değil
    expand

    Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, çocuk cinayetleri sonrası gündeme gelen idam cezaları ile ilgili, "Bizim de içinde bulunduğumuz sistem Avrupa değerler sistemi, imzaladığımız uluslarası anlaşmalar idamı kaldırmıştır. Bu bizim övüneceğimiz bir husustur. Cezalar ağırlaştırılmalıdır. Ama idam çözüm değildir" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Atatürk Üniversitesi'ndeki Atatürkçü Düşünce Fikir Kulübü'nün organize ettiği "Demokrasi" söyleşisine katılmak için Erzurum'a gelen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Erzurum Barosu'nda basın mensuplarıyla bir araya geldi.

    TBB Başkanı Feyzioğlu, son günlerde çocuk cinayetlerinin ardından idam konusunun gündeme gelmesini değerlendirerek idama karşı olduğunu bildirdi.

    Feyzioğlu, Mısır'da darbecilerin 8-9 dakikada 100'lerce kişinin idamına karar verildiğini, her yerde çocukların öldürülmesinin trajik olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

    "Benim gözümde daha ağır bir suç olamaz. Ama bir başkasının gözünde öbür suç, bir diğerinin gözünde başka bir suç korkunçtur. Ve idam furyaları başlar. Bu sebeple bizim de içinde bulunduğumuz sistem Avrupa Değerler Sistemi, imzaladığımız uluslarası anlaşmalar idamı kaldırmıştır. Bu bizim övüneceğimiz bir husustur. Cezalar ağırlaştırılmalıdır. Ama idam çözüm değildir. İngiltere'de yankesicilk yapanlar meydanda idam edilirken çok sayıda yankesicilik olayı meydana geliyormuş. Yani asılanların meslektaşları ağzı açık idam edilenleri izlerken cüzdanları çalarlarmış. ABD'de idamı kabul eden ve etmeyen eyaletler arasında bir karşılaştırma yapılıyor. İdam cezasının olduğu eyaletlerde adam öldürme suçunun hiç azalmadığı belirleniyor. İdam, suçları önlemeye yetmiyor."

    "Suçsuz çıkarsa ne yapacağız"

    Kanunda yeniden yargılama var olduğunu, hüküm kesinleştikten sonra suçsuz olduğu anlaşılan kişinin yeniden yargılanıp, beraat ettirilip, özür dilenip salabilindiğini anımsatan Feyzioğlu, "Bir kanun düşünün ki peşinen insanların hatalı yanlışlıkla mahkum edileceğini kabul etmiş. Aynı mevzuat hatanın giderilmesi imkanı olmayan idamı da kabul etmiş. Ne yapacaksınız idam ettikten sonra? Farz edin ki yanlışlık ortaya çıktı. Bir DNA analizi çıktı. 'Pardon' dediğinizde o kişi ölmüş olacak. Geri dönüş olmayan cezaların kabul edilmesi, insanların hatasız yargılanamayacağı gibi Tanrı'ya mahsus bir özelliğin insana izafe edilmesidir. Biz Tanrı değiliz. Biz insanız. Hatasız kul olmaz. Mantıksal ve matematiksel bir izahla hata insana mahsustur. Bu hatadan geri dönüşe imkan tanımayan cezayı mantıksal olarak kabul etmiyoruz. Peki suçsuz bir kişiyi, idam ettikten sonra ne yapacağız?" dedi.

    "Bakan İslam'ın söylediği doğru"

    TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, çocuk istimarına yönelik Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın "Çocuğunuza çığlık atmayı öğretin" sözüne katıldığını belirterek, şöyle konuştu:

    "Çocuk istismarı yapanlar 'Sesini çıkarırsan anneni babanı öldürürüm' diyor. Bu yüzden onlar da korkuyor. Sayın Bakan'ın bu konuda söylediği söze çok ağır ve haksız eleştiri olduğunu düşünüyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı günlük siyasete karıştırılmamalıdır. Sayın Bakanın söylediğini 'Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin' sözü bilimsel bir yöntemdir. Sayın bakan bilmsel yöntemi tekrarladı diye linç edilmek isteniyor. Toz kondurmamak, 'Yapmaz, vazgeçer, burada durur' demek aile içinde büyük çoğunluğu gerçekleşen istismarların artmasına, büyümesine ve sonunda ortaya çıkacağı korkusuyla küçük yavruların, caniler tarafından katledilmesine varıyor.

    'Çığlık at' budur işte. Bu sözün sonuna kadar arkasındayım. İlk hareketinde çığlık at ki ortaya çıksın. Tabiki çığlık tek başına çözüm değil. Aileleri, anneleri, biliçlendirerek işe başlamak lazım. Çocuk istismarı bir sapıklıktır ve Türkiye'de vardır. Bu sapıklıkla mücadele etmek için görmezden gelmek değil sonuna kadar gitmek gerekir. Bir ailenin içinde bir sapık çıktı diye bütün ailenin lekeneceği şeklindeki istismarı artıran, teşvik eden anlayıştan da kurtulmamız gerekir."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow