hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kart: "Silivri yargılamalarında üçüncü bir el var"

    Kart: Silivri yargılamalarında üçüncü bir el var
    expand

    CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım hakkında, savcılığın tahliye istemlerine ilişkin yazıda, savcının el yazısından farklı olarak, 3. kişiye ait olduğu anlaşılan "İtirazın reddi ve tutukluluğunun devamına" notunun yer aldığını iddia ederek, "Silivri yargılamalarında savcı ve yargıçlar dışında, kritik aşamalarda karar mercii gibi devreye giren 'bir el' vardır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kart, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de 2004-2005'li yıllardan bu yana, "İçişleri ve Adalet bakanlıkları ile Başbakanlık" odaklı bir

    "illegal karargahın" faaliyet içinde olduğunu öne sürdü. Bu karargahta kamu görevlileri ile birlikte yabancı istihbarat birimlerinin 8-10 yıl boyunca çalıştığını iddia eden Kart, Silivri soruşturmalarının alt yapısı ve kurgusunun bu karargahta başladığını savundu.

    Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili kişisel ve siyasi suçlamaları dile getiren kişi ve kurumların hedef alındığını ve haklarında hüküm kurulduğunu ileri sürdü. Bu sürecin en vahim örneklerinden birisinin, "Başbakana ait ses kaydını yayımlamak ve terör örgütü üyesi olmaktan mahkum edilen" Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım olayında yaşandığını belirten Kart, "Deniz, gazetecilik yapmıştır, Başbakan ile işadamı arasında para alışverişini gösteren konuşmayı yayımlamıştır. Başbakan ile dönemin KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat arasında Rauf Denktaş'ı hedef alan konuşmaları yayımlamıştır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Deniz Yıldırım hakkında savcılığın 2 Temmuz 2010 ve 20 Eylül 2010 tarihlerindeki tahliye istemlerine ilişkin yazıda, savcının el yazısından farklı olarak, 3. kişiye ait olduğu anlaşılan "İtirazın reddi ve tutukluluğunun devamına" notunun yer aldığını kaydeden Kart, "Silivri yargılamalarında savcı ve yargıçlar dışında, kritik aşamalarda karar mercii gibi devreye giren 'bir el' vardır, bu el görünmez bir eldir" diye konuştu.

    Kart, notta işaret ya da paraf bulunmadığını ifade ederek, "Ortaya çıkan açık ve tartışmasız gerçek şudur: Silivri soruşturmalarında kritik karar mekanizmalarının önemli bir bölümünde illegal bir karargah görev yapmış ve belirleyici olmuştur. Bu karargah talimatlarını el yazısıyla müzekkerelere not edecek cüreti gösterebilmiştir" dedi.

    Kart, Deniz Yıldırım'ın tutuklanmasından 40 dakika kadar önce, Başbakanlık'tan Savcı Zekeriya Öz'e acele kaydıyla faks gönderildiği ve yazıda devlet sırrı ibaresinin bulunduğu yönünde ciddi ve somut iddialar olduğunu ileri sürerek, Başbakanlık'ın Anayasa'nın 138. maddesini ayaklar altına alarak, yargı yetkisini kullanan makamlara tavsiye ve telkinlerde bulunduğunu savundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP'li Kart, 17 Aralık'tan sonra "paralel devlet" diyerek, kendince siyasi iktidarları bu sürecin dışına çıkarmaya çalışan Hükümet, tüm bu sürecin asli-maddi faili ve sorumlusu konumundadır" dedi.

    Atilla Kart, bir soru üzerine, İstanbul'da 90 savcının görev yerinin değiştirildiğini, görev yeri değiştirilen personel sayısının emniyette 5 bine
    ulaştığını belirterek, "Türkiye'de hukuk rejimi yok. 5 bin kişinin görev yeri değişiyor; 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül'de bile böylesine toptan görevden almalar yaşanmadı" diye konuştu.

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkındaki fezlekenin iade edilmesi ile ilgili soru üzerine ise Kart, "4 bakanla ilgili fezlekelerin içeriklerine müdahale etme sorumsuzluğunu, dirayetsizliğini gösteren bir Adalet Bakanı ile karşı karşıyayız. Bu fezlekeleri bir gün içinde Meclis'e ulaştırmak zorundasın ama 25 gün geçti. İnceleme yapamazsın. Adalet Bakanı, o fezlekelerdeki suç delillerini karartıyor, tahrif ediyor. Başbakan'dan aldığı kanunsuz emirleri yerine getiren bakan, kendisi ile ilgili fezlekeye de müdahale edecektir. Adalet Bakanı, 4 bakanla ilgili suçlamaların tümünden sorumlu hale gelmiştir, bu suçlamaların muhatabı Adalet Bakanı'dır" sözlerini sarfetti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow