Siirt'in Pervari ilçesinde odasında tüfekle vurulmuş bulunan "çocuk gelin" Kader Erten'in eşi Mehmet Atak, Kader'in ölümünü internete girince öğrendiğini söyledi. Atak, "Olayın kaza olduğunu düşünüyorum. Soruşturmanın sonunda bu ortaya çıkacak" dedi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Siirt'in Pervari İlçesi Yapraktepe Köyü'nde cumartesi günü silahla vurulmuş cesedi bulunan Kader Erten'in dini nikahlı eşi Mehmet Atak, Edirne'nin Keşan İlçesi'ndeki birliğinden izin alarak Yapraktepe'ye geldi.

Berdelle evlenmiş

Taziyeleri kabul eden Mehmet Atak, 2011 yılının ekim ayında Van'ın Çatak İlçesi'nin Reşan Köyü'nde Kader Erten ile berdel usulü evlendiğini, kız kardeşi Zozan Atak'ı, Kader Erten'in ağabeyi Fevzi Erten'e verdiklerini anlattı.

Mehmet Atak, "Ben Çatak'a gidip Kader'i gördüğümde Kader'in yaşı 16-17 olarak görünüyordu. Berdel de olsa biz severek evlendik ve ailem kendisini çok seviyordu. Kader'in bir dediğini iki etmediler" diye konuştu.

"İkinci doğumdan sonra soruşturma açıldı"

İlk çocukları Azat'ın 2012 yılı Haziran ayında köyde doğduğunu, daha sonra hamile kalan eşinin ikinci doğumunun erken olduğunu ve 2013 yılının Eylül ayında Pervari Devlet Hastanesi'nde gerçekleştirdiğini söyleyen Mehmet Atak, şöyle konuştu:

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"İkinci doğum sırasında Kader kimlikte 2000 doğumlu olması nedeniyle hakkımızda soruşturma açıldı ve Kader'in kemik yaşı tespiti için Siirt Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Ben, 21 Kasım'da askere gittim. Edirne Keşan'da vatani görevimi yaparken olaydan bir hafta önce Kader beni aradı. Bebeğin sağlığını sorduğumda bir şey söylemek istemedi.

Ben bebeğe kötü bir şeyler olduğunu tahmin ettim. Ben asker olduğum için belki moralim bozulmasın diye öldüğünü söylemedi. Ama ben bir şeyler olduğunu anladım. Bana telefonda, izin alabilirsem 1 hafta 10 günlüğüne köye gelmemi söyledi. Ben de yolun çok uzun olduğunu ve kış şartları nedeniyle gelişimin zor olacağını, ancak baharda geleceğimi söyledim ona. Son görüşmemiz bu telefon konuşması oldu."

'"Kaza olduğunu düşünüyorum"

Olayı yakınlarının haber vermesi ile öğrendiğini ve birliğinden izin alarak köye geldiğini belirten Mehmet Atak şunları anlattı:

"Üç gündür bazı gazete ve televizyonlarda yalan yanlış bilgiler yer alıyor. Ben askere giderken eşim Kader'e av tüfeğimi emanet etmiştim. Kendisi emanet ettiğim tüfeği zaman zaman temizliyordu. Olayın kaza olduğunu düşünüyorum. Soruşturmanın sonunda bu ortaya çıkacaktır.

Ancak, bazı gazeteler 'annem ve babamın Kader'e kötü davrandığını ve kaderin öldürüldüğünü' haber yapınca Kader'in bazı yakınları olaya şüphe ile bakmaya başladı ve bizi tehdit etmeye başladılar. Ben eşimi seviyordum, annem ve babam da kendisini seviyorlardı. Ben olayın kesinlikle kaza olduğunu düşünüyorum. Savcılığın soruşturması sürüyor. Soruşturma sonucunda ölüm nedeni kesin olarak ortaya çıkacaktır."

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Mehmet Atak, 1.5 yaşındaki oğlunu devlet koruması altına vermeyi düşünmediğini ve aile olarak kendilerinin çocuğuna bakacaklarını söyledi.

Baba Erten: "Olayın aydınlatılmasını istiyoruz"

Bu arada, Kader Erten'n babası Musa Erten, olayın tüm detayları ile ortaya çıkarılmasını istediklerini söyledi. Musa Erten, Kader'in eşi ile severek evlendiğini ve mutlu olduğunu, neden intihar ettiğini de anlamadığını söyledi.

Kızının ölüm olayının aydınlatılmasını istediğini belirten baba Erten, "Kızımın tabancayla değil av tüfeği saçmasıyla öldüğü bana Diyarbakır'daki otopisi sonucunda belgeli olarak verildi. Kızımı acıyla toprağa verdik. Kızımın ölüm olayının aydınlatılmasını istiyorum. Eğer kızım kendi canına kıymışsa kimseye diyeceğim birşey yok. Ancak biri vurmuşsa katili ortaya çıkarana kadar bu olayın peşini bırakmayacağım. Ayrıca kızım görücü usulüyle değil eşi ile severek evlendi. Hatta kızım verilmemesi halinde sevdiği Mehmet Atak'a kaçacağını bile söylemişti. Bizde bunun üzerine kızımızı evlendirdik" dedi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Eşi ile birlikte köydeki evlerinde taziyeleri kabul eden 42 yaşındaki Suna Ertan da kızının ölüm olayının aydınlatılmasını istedi. Anne Ertan, ciğerlerini yandığını ve bu olayın bir an önce aydınlatılmasını istediklerini belirtirken, kızının 1997 doğumlu olduğunu bildirdi.