hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    David Harvey'in Kent Deneyimi de Türkçede

    David Harveyin Kent Deneyimi de Türkçede
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    Şehir en üstün insani başarıların da en utanç verici insanlık hallerinin de sergilendiği yer. Brecht’in “Okumuş Bir İşçi Soruyor” şiirindeki gibi "Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim" diye soran eleştirel geleneğin temsilcilerinden David Harvey'in külliyatının yapıtaşlarından Kent Deneyimi okurla buluştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ulysses'ın yazarı James Joyce'un on yedi yılda kaleme aldığı ve İngilizce yazılmış en zor eserlerden biri kabul edilen Finnegan Uyanması'nı TÜYAP Kitap Fuarı'nda okura sunacak olan Sel Yayıncılık, Kasım'da bir dizi kitabı daha okurla buluşturuyor. Yayınevi

    Costa-Gavras'ın Z adıyla beyazperdeye uyarladığı Vasili Vasilikos'un solcu siyasetçi Gregorios Lambrakis'in hikayesini anlattığı kitabı Ölümsüz; George Orwel'ın yazılarının bir araya getirildiği Dali’den Karakurbağasına Bazı Düşünceler; Gustave Flaubert'in Doğuya Yolculuk ve Hüseyin Kıran'ın Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor kitaplarını da yayımlıyor. Sel Yayıncılık ayrıca Paris, Modernitenin Başkenti, Sermaye Muamması - Kapitalizmin Krizleri, On Yedi Çelişki ve Kapitalizmin Sonu ile Neoliberalizmin Kısa Tarihi kitaplarının ardından David Harvey'in Kent Deneyimi adlı kitabını da okura sundu.

    David Harvey'in "On Yedi Çelişki ve Kapitalizmin Sonu" Türkçe'de

    Kent Deneyimi

    Şehir en üstün insani başarıların da, en utanç verici insanlık hallerinin de sergilendiği, dolayısıyla kapitalizmin iç çelişkilerinin en çarpıcı şekilde göründüğü yer olmuştur. Ama kent ve deneyim söz konusuysa, Brecht’in “Okumuş Bir İşçi Soruyor” şiirinin başındaki gibi, “Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim” diye soran eleştirel bir gelenek de hep var olagelmiştir.  Bu geleneğin günümüzdeki en saygın temsilcilerinden David Harvey Kent Deneyimi’nde bu tersten okuma çalışmasına dair kendi analitik zenginliğinin ilk örneklerini sunuyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Asi Şehirler"

    “Kente bakma, kent metnini okuma ve sokakta yüz yüze geldiğimiz milyonlarca sürprizi yerleştirebileceğimiz açıklayıcı bir çerçeve bulma” arayışına giriyor. Bu zorlu arayışı ve sonuçlarını her zamanki sade diliyle okura aktarmayı başaran Harvey, kent planlamasından mimariye, sosyolojiden iktisada uzanan kapsamlı bir alanda öğrencilere de, konunun uzmanlarına ya da yalnızca ilgi duyanlara da hitap etmeyi başarıyor.

    Kent Deneyimi ile birlikte Sel’deki David Harvey külliyatı da önemli bir yapıtaşı daha kazanıyor.

    David Harveyin Kent Deneyimi de Türkçede

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    David Harvey, 1935, İngiltere doğumlu. 1961’de Cambridge Üniversitesinde coğrafya alanında doktorasını tamamladı. Bristol Üniversitesindeki çalışmalarının ardından 1969’da ABD, Baltimore’daki Johns Hopkins Üniversitesine geçti. Sayısız makalesi ve birçok dile çevrilen kitaplarının yanı sıra verdiği konferanslarla da bilinen Harvey, beşeri bilimler alanında dünyada en çok atıf yapılan 20 yazar arasında yer almaktadır. 2001’de City University of New York’ta çalışmaya başlayan Harvey, özellikle “mekân” konusundaki çalışmaları ve bu konuda Marksist kurama katkılarıyla dikkat çeker.

    Yapıtlarından başlıcaları: Postmodernliğin Durumu (1989; Metis, 1997) Sosyal Adalet ve Şehir (1973; Metis, 2003), Sermayenin Sınırları (1982; Tan, 2000), Yeni Emperyalizm (2003; Everest, 2004), Umut Mekânları (2002; Metis, 2008), Marx’ın Kapital’i İçin Kılavuz (2011; Metis, 2012), Paris, Modernitenin Başkenti (2005; Sel, 2012), Sermaye Muamması - Kapitalizmin Krizleri (2011; Sel, 2012), On Yedi Çelişki ve Kapitalizmin Sonu (2014; Sel, 2015), Neoliberalizmin Kısa Tarihi (2005; Sel, 2015). Harvey'in Justice, Nature and the Geography of Difference (1996) ile Ways of the World (2016) adlı kitapları da Sel Yayıncılık'ın yayın programında.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    James Joyce'un Finnegan Uyanması fuarda okurla buluşuyor

    Finnegan Uyanması

    James Joyce, Ulysses’ı yazdıktan sonra on yedi yılı aşan bir uğraş sonucu Finnegan Uyanması’nı edebiyat dünyasına sunduğunda büyük tartışmalara yol açtı.

    İngilizce yazılmış en zor eserlerden biri kabul edilen, hemen her türlü konu, anlatım ve karakter kalıbını kırarak deyim yerindeyse çığır açan bu eser, ilk parçası yayınlandığından bu yana akademisyenlerin ve eleştirmenlerin çalışmalarına konu olmaya, üzerine yazılmış sayısız kitapla edebiyat alanında gündem yaratmaya devam ediyor.

    Türkçenin de dahil olduğu yaklaşık kırk dilin dağarının birleştirilmesiyle türetilmiş sayısız kelime, denizde kum misali söz oyunları, genellikle çokanlamlılık içeren cümleler, hem tarih ve mitolojiye, hem de edebiyat ve siyasete uzanan çok katmanlı göndermeler nedeniyle “çevrilemez” sayılan ve bugüne dek yalnızca altı dile çevrilebilen Finnegan Uyanması’nı dilimize ilk kez tam metin olarak kazandırdığımız için kıvançlıyız.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    David Harveyin Kent Deneyimi de Türkçede

    James Joyce, 1882’de, o zamanlar Britanya’nın sömürgesi olan Dublin’de doğdu. Çocukluğu kalabalık bir aile içinde zorluklarla geçti. Daha ilkgençlik yıllarında müziğe ve edebiyata yöneldi. Bu yıllarda tıp eğitimi almayı düşündüyse de, hayatını yazarlık ve muhabirlikle sürdürdü. Çok genç yaşta kaleme aldığı ilk makalesi “Ibsen” tiyatrosu üzerineydi. Daha sonra şiirle de ilgilenen Joyce’un şiirleri Oda Müziği adı altında derlendi.

    1902 yılında ülkesini terk edip Paris’e gitti ama annesinin ağır hastalığı nedeniyle bir süre sonra geri döndü. Hayatını birlikte geçireceği Nora Barnacle ile de bu dönemde tanıştı. İrlanda’yı bu kez birlikte terk ederek 1905 – 1915 yılları arasında Trieste’de yaşadılar. Birinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği yıllarda Dublinliler, Sürgünler (Tiyatro Metni) ve Sanatçının Delikanlılık Portresi art arda yayınlandı.

    Eduardo Galeano'dan Yaratılış Türkçede

    Joyce, savaş yıllarını Zürih’te geçirdi. Başyapıtı Ulysses’i (1922) bu dönemde yazdı. Savaşın ardından yerleştiği Paris’te Finnegan Uyanması’nı (1939) kaleme aldı. Avrupa’da geçirdiği yıllarda Italo Svevo’dan Samuel Beckett’a, Ezra Pound’dan Ernest Hemingway’e birçok edebiyatçıyla dost oldu. 1941’de Zürih’te hayata veda etti.

    Fuat Sevimay, 1972’de doğdu. Kadıköy Anadolu Lisesi’nden sonra Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nü bitirdi.
    Çeşitli ödüller alan ve dergilerde yayınlanan öyküleri, 2013 yılında Ara Nağme kitabında derlendi ve bu eser, 2014 Orhan Kemal Öykü Ödülü’nü kazandı. Henüz yayınlanmayan “Kapalıçarşı” adlı romanı 2015 yılında Ahmet Hamdi Tanpınar Roman Yarışması’nda ödüle değer görüldü. 2011’de yayımlanan Aynalı ile 2013’te yayınlanan ve tiyatroya da uyarlanan AnarŞık adında iki romanı, Hayal Okulu adında bir çocuk kitabı serisi; ayrıca İngilizceden James Joyce, Henry James ve Oscar Wilde, İtalyancadan da Luigi Pirandello ve Italo Svevo çevirileri vardır.

    Gölgelere bir ağıt: Dünyanın Bütün Sabahları

    Ölümsüz

    Vasili Vasilikos, 60’lı yıllarda Yunanistan’da gerçekleştirilmiş siyasi bir suikasttan yola çıkarak çok tanıdık ve evrensel bir hikâye kuruyor: Barışsever, silahlanma karşıtı, halkın sevgilisi bir milletvekili. Onu bir tehdit unsuru olarak gören ve ondan kurtulma planları yapan karanlık güçler. Karanlık güçlerin maşa olarak kullandığı sıradan insanlar, esnaf ve işçiler, o insanları örgütleyen devlet destekli yapılanmalar. Emniyet güçlerinin, askeri kuvvetlerin ve medyanın olayları manipüle etme ve bayağılaştırma döngüsü. Kaybettikleri kahramanlarını ölümsüzleştiren, onu unutmamaya yeminli bir halk. Bir avuç cesur ve ilkeli insanın savrulan tehditlere ve sunulan rüşvetlere rağmen gerçeği ortaya çıkarma mücadelesi...

    Vasilikos’un Yunanistan’da ve Avrupa’da yüz binler satan, Costa-Gavras tarafından Z adıyla beyazperdeye aktarılıp pek çok uluslararası ödüle layık görülmüş unutulmaz eseri Ölümsüz, yayınlanışının 50. yılında bu kez Yunanca aslından çevirisiyle okurla buluşuyor. Hikâyesi oldukça tanıdık gelecek bu eser, aradan geçen yarım yüzyıla rağmen, barışseverlerin karanlık güçler tarafından hedef alınmaya devam ettiği günümüzde de güncelliğinden hiçbir şey yitirmeden, ölümsüz bir başyapıt olma niteliğini koruyor.

    David Harveyin Kent Deneyimi de Türkçede

    Vasili Vasilikos, 1933’te Yunanistan’ın Kavala kentinde doğdu. İlk kısa romanı yirmi yaşında yayınlandı. 1961’de kısa romanlardan oluşan üçlemesiyle Yunanistan’ın en saygın edebiyat ödülü olan On İkiler Grubu Ödülü’nü kazandı. Kendisi bu ödüle layık görülmüş en genç yazardır. Popüler Yunan siyasetçi Lambrakis’in öldürülmesi üzerine dava dosyalarından da yararlanarak yazdığı Ölümsüz (1967) romanı kısa sürede Yunanistan’da ve Avrupa’da en çok satan kitaplardan biri oldu ve Türkçe de dahil otuz iki dile çevrildi. Yazar siyasi faaliyetleri yüzünden 1967’deki askeri darbeden sonra yedi yıl sürgünde yaşamak zorunda kaldı. Daha sonra roman Costa-Gavras tarafından Z adıyla beyazperdeye aktarıldı ve film 1969 Cannes Jüri Özel Ödülü ve Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ı başta olmak üzere pek çok uluslararası ödüle layık görüldü. 1996’dan bu yana Yunanistan’ın UNESCO nezdindeki elçisi olarak da görev yapan yazarın roman, şiir ve oyun ağırlıklı olmak üzere yüzden fazla kitabı vardır.

    Elias Canetti'nin Saatin Gizli Yüreği okurla buluşuyor

    Dali’den Karakurbağasına Bazı Düşünceler

    Yirminci yüzyıl edebiyatının en büyük yazarlarından George Orwell, kurgu eserlerinin yanı sıra keskin kalemi ve ilkeli duruşuyla, eş-dost gözetmeden yazdığı edebi ve siyasi eleştirileriyle, yazın dünyasında kendine benzersiz bir yer edinmiş, herkesin düşünsel dürüstlüğüne saygı duyduğu bir isim olmuştur.

    Dali’den Karakurbağasına Bazı Düşünceler başlığı altında bir araya getirdiğimiz bu yazılarda da Orwell, kalemini kâh bir neşter kâh bir tüy gibi kullanarak; ilkbaharın güzelliklerinden intikam duygusuna, Dali’nin yaşamı ve eserlerinden ideal pub’ın nasıl olması gerektiğine, İspanya İç Savaşı’ndan suç ve dedektiflik romanlarına, Marakeş ve sakinleri üzerine insani gözlemlerden bilim-siyaset ilişkisine, şömine başında aile saadetinden Arthur Koestler’in eserlerinin edebi eleştirisine kadar birbirinden çok farklı konuları büyük bir ustalıkla, ivmesinden ve entelektüel keskinliğinden hiçbir şey kaybetmeden işliyor. Hangi konuyu ele alırsa alsın, derinlikten taviz vermeden, tadına doyulmaz bir yazınsal şölen sunuyor.

    “Bir duvardan talep edeceğimiz ilk şey, dik durmasıdır. Dik duruyorsa iyi bir duvardır ve hangi amaca hizmet ettiği bundan ayrı değerlendirilebilir. Fakat bir toplama kampını çevreliyorsa, en iyi duvar bile yıkılmayı hak eder.”

    David Harveyin Kent Deneyimi de Türkçede

    George Orwell, 1903 yılında Bengal’de doğdu. Kısa bir süre sonra annesiyle İngiltere’ye taşınan Orwell, 1911 yılında disiplinli bir Katolik okulu olan St Cyprian’s’ta öğrenim görmeye başladı. Burslu olarak gittiği Eton Koleji’nden mezun olduktan sonra, o sırada bir İngiliz sömürgesi olan Burma’da bulunmuş; kısa süreliğine buranın polis teşkilatında görev yapmıştır. Bu memuriyet döneminde şahit olduğu acımasız uygulamalar, emperyalizme karşı geliştirdiği derin öfkeye katkıda bulunmuştur. Orwell’ın hem okul hayatı ve sömürge ülkelerdeki deneyimleri hem de İspanya İç Savaşı döneminde Franco’ya karşı savaşacak gönüllülere katılarak gittiği İspanya’daki deneyimleri, sonradan yazılarını etkileyecek gözlemlerle doludur.

    Harper Lee'den 55 yıl sonra yeni roman!

    Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell’ın en önemli iki eseri Hayvan Çiftliği (1945) ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1949) genel anlamda totaliter rejimlerin olduğu kadar, bu rejimleri yaratan insani hırsların da yergisi niteliğindedir. Derin gözlem yeteneğini sade bir üslupla birleştiren Orwell; roman, deneme ve fabl gibi çeşitli türlerde eserler vermiştir. Orwell, ardında on adet kitap ve sayısız makale bırakarak 1950 yılında Londra’da ölmüştür. Denemelerinden oluşan Kitaplar ve Sigaralar (2012), Neden Yazıyorum (2013), Balinanın Karnında (2015) ve Faşizm Kehanetleri (2016) adlı derlemeleri de Sel Yayıncılık'tan yayımlandı.

    Doğu’ya Yolculuk

    Dünya edebiyatının devlerinden Gustave Flaubert 1849-1851 tarihleri arasında, yirmi sekiz yaşında dostu Maxime Du Camp’la birlikte çıktığı Doğu yolculuğunun derin etkilerini ömrü boyunca taşıyacaktır. At sırtında, tehlikelerle dolu ıssız dağlarda ve ovalarda süren, dört buçuk ayda Nil Nehri’ni geçebildikleri bu uzun seyahat, Fransa’dan başlayıp Mısır’a, Suriye ve Filistin’den Anadolu’ya, İzmir ve İstanbul’dan Yunanistan’a ve nihayetinde de İtalya’ya dek uzanır.

    Orwell'in ütopyası gerçekleşiyor

    Flaubert’in şaşırtıcı gözlem gücünün ve derin kültürünün izlerini taşıyan bu kapsamlı seyahatname sayesinde 19. yüzyıl Doğu’sunu –ve de Türkiye’sini– Flaubert’in gözünden görmenin zevkine erişirken, dünya edebiyatının hiç tartışmasız en büyük ustalarından birinin “görme sanatı”nı ve “yazma sanatı”nı kavrayışını da eşsiz bir deneyim halinde tadarız. Gökyüzünün, dağların, ormanların, kısacası doğanın rengarenk ve ayrıntılı tabloları Flaubert’in kaleminde şehir ve köy sokaklarındaki gündelik hayatla, sıradan insanların ev yaşamıyla, genelevler ve safahat âlemleriyle, tapınakların, anıt ve heykellerin incelikli tasvirleriyle bezenirken, bir yandan da insan ruhunun derinliklerine dalan keskin bir zekanın ayrıksılığı ve melankolisi her satırda kendini hissettirir.
    Flaubert uzmanları Claudine Gothot-Mersch ile Stéphanie Dord-Crouslé’nin notları ve edisyonuyla Türkçede ilk kez...

    David Harveyin Kent Deneyimi de Türkçede

    Gustave Flaubert, (12 Aralık 1821 - 8 Mayıs 1880) Edebiyatta gerçekçilik akımını başlatan Fransız yazar. İlk yazı çalışması 1837’de yayınlandı. Yaklaşık iki sene boyunca Maxime du Camp ile birlikte Yunanistan, Anadolu, Mısır, Filistin, Suriye ve İtalya’yı dolaştı. Ünlü romanı Salambo’yu esinleyen de bu yolculuklar oldu. Edebiyat dünyasından birçok kişiyle mektuplaştı. Bu mektuplar daha sonra büyük ün kazandı. Flaubert’in gerçekçilik akımını başlatan kişi olarak gösterilmesinde bu mektuplarda dile getirdiği edebiyat ve sanatla ilgili görüşleri etkili oldu. Yaşamının son yıllarında tüm zorluklara karşın, manevi oğlu olan Guy de Maupassant’ın başarısı ve Emile Zola’nın başı çektiği natüralist (doğalcı) grubun ona verdiği değer, avuntusu oldu. Bugün dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Madam Bovary, 1856‘da yayınlandığında, yazar ve yayıncı hakkında ahlaksızlığa teşvik suçundan dava açıldı. Yazarın Bir Delinin Anıları (1838) adlı eseri ilk kez Sel Yayıncılık'tan Türkçeye kazandırılmıştı.

    Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor

    Hüseyin Kıran, uzak zamanlarda ve uzak ülkelerin birinde bir ceza memurunun Efendiler’ince elçi olarak yetkilendirilerek bilmediği yollara, bilmediği dünyalara düşmesini anlatıyor Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor’da. Küçük adamdan nasıl kolaylıkla bir “büyük adam” çıktığına, fermanı götüreceği yeri bile bilmeyen Elçi Yakup’un kişiliğindeki ve dilindeki değişime, gücü tanımayanın onu ele geçirdiğinde dönüştüğü muktedire yol arkadaşlığı ettiriyor. Karanlık artarak birikiyor dağ yolunda, düz ovada, surların içinde, surların ardında... Karanlık ete kemiğe bürünüp yanımıza kuruluyor. Anlatılanlar uzak zamanlar, uzak ülkeler olmaktan çıkıyor.

    Hüseyin Kıran’dan alegoriden kurduğu dünyayla gerçekliğe kafa tutan, kullandığı dille hem mevcudu güçlendiren hem de yenisini “icat eden” çarpıcı bir metin daha.

    David Harveyin Kent Deneyimi de Türkçede

    Hüseyin Kıran, 1965 Amasya’da doğdu. İlk orta ve lise öğrenimini bu ilde tamamladı. Üniversiteden politik nedenlerle ayrılmak zorunda kaldı. Yine aynı nedenlerle 10 yıl hapis yattı. İki kız çocuk babası. İstanbul’da yaşıyor. Yazarın diğer kitapları: Madde Kara (şiir, Metis Yayınları, 2004), Resul (roman, Metis Yayınları, 2006), Gecedegiden (roman, Ayrıntı Yayınları, 2011), Benim Adım Meleklerin Hizasına Yazılıdır (roman, Ayrıntı Yayınları, 2013), Küstah (şiir, İkaros Yayınları, 2014).

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow