hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Fehim Taştekin savaşı anlattı: "Suriye Yıkıl Git, Diren Kal"

    Fehim Taştekin savaşı anlattı: Suriye Yıkıl Git, Diren Kal
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    Gazeteci-yazar Fehim Taştekin'in İletişim Yayınları'ndan çıkan "Suriye yıkıl git, diren kal" isimli kitabı, gündemdeki en sıcak konuların merkezindeki krizi masaya yatırıyor. Taştekin kitabında 5 yıldır süren savaşla ilgili sahadaki gerçekleri anlatıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gazeteci-yazar Fehim Taştekin'in 2011'den beri iç savaşın yaşandığı ve yüz binlerce insanın yaşamının yitirdiği, milyonların da göçmen ve sığınmacı durumuna düştüğü Suriye'ye ilişkin deneyimlerini "Suriye Yıkıl Git, Diren Kal" adlı kitapta paylaştı. İletişim Yayınları'ndan çıkan kitapta Taştekin, Suriye'nin ve savaşın tarihçesini, aktörlerini ve sahadaki gerçekleri anlatıyor.

    Taştekin 470 sayfalık kitabına, bugüne uzanan çeşitli toplumsal sorunların kökenini, baba Esad'ın iktidara gelişini ve yönetimini, ayrıca oğul Esad'ın döneminin farklılıklarını inceleyerek başlıyor. Bölgenin hassas dengelerini ve hangi tarihsellik içinde biçimlendiğini paylaşan Taştekin, İsrail, ABD, Sovyetler Birliği, çöküşünün ardından Rusya, Mısır ile ilişkileri, Filistinli grupların himaye edilmesini, Hizbullah'a desteği anlatıyor. Suriye'deki Baas partisinin Irak ve diğer ülkelerdeki partilerle ilişkilerini, Arap-İsrail savaşlarını ve Golan Tepelerinin işgalinin etkilerini ele alıyor.

    "Türkiye'de Yoksulluk ve Dilenme Kültürü"

    Hafız Esad'ın iktidara gelişiyle ülkede askeri darbeler döneminin son bulduğunu ifade eden Taştekin kitapta, iktidarın oturduğu Sünni-Alevi dengesini ancak bu özene rağmen rejimin niteliğini tayin edenin mezhep ekseni olmadığını da ifade ediyor. Taştekin, Suriye'de baba Esad dönemi de dahil rejimi Aleviliğin değil Baas diktasının tanımladığının altını çiziyor. Ve Müslüman Kardeşler... Örgütün 80'li yıllarda giriştiği rejimi hedef alan terör eylemlerini ve buna verilen kanlı karşılığı anlatıyor. Bu yıllarda yaşananların Suriye'de toplumsal hafızayı nasıl biçimlendirdiğine ilişkin analizler sunan Taştekin, mücahid örgütlerin etkinliğinin artmasıyla birlikte, muhalefette Esad rejimine yönelik bir kabulün oluşmasında etkili olduğunu ifade ediyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Fransa'dan Suriye ordusu ile kara operasyonu sinyali

    Beşşar Esad'ın iktidarı döneminde yaşanan dönüşümleri de ele alan Taştekin, Arap Baharı diye başlayan ve Kuzey Afrika ile Ortadoğu coğrafyasında bir yangına dönüşen isyanlar silsilesi en ağır etkilerini de yıllardır süren savaş ile Suriye'de gösterdiğini kaydediyor. Kitabında Suriye'de rejime karşı başlayan gösterilerin nabzını neredeyse dakik bir şekilde tutan ve kent kent masaya yatıran Taştekin, bir sosyo-politik arka planı da okura sunuyor.

    Esad'ın sokağı bir aşamada dikkate alıp af kararnameleri çıkardığını, muhalifleri memnun etmese de anayasayı değiştirdiğini, Baas Partisi'nin tekeline bu dönemde kağıt üzerinde de olsa son verildiğine işaret eden Taştekin, diktatörlüğe karşı gösterilerin bir anda biçim ve içeriğinin değişmesi ve bugünkü noktaya gelinmesini masaya yatırıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Rus S-400 füzeleri Suriye'de konuşlandı

    Uzlaşı arayışlarının yanı sıra, rejimin isyancılara korkunç yüzünü göstermesini de es geçmeyen Taştekin, paramiliter güç Şebbiaların rejimle ilişkisini de anlatıyor. Şebbiaların, belirli kentlerde etkin ve bir tür mafya örgütlenmesi olduğunu anlatıyor. Kitapta Taştekin, başlangıçta "devrimci" olduklarını düşünerek kendisinin de yanılgıya düştüğünü söylediği muhalefet cephesini de detaylıca inceliyor. Taştekin kitabında, yerli kaynaklara, yaptığı röportajlara ve bu konudaki literatüre de başvuruyor.

    Taştekin, Suriye Ordusundaki bölünme, Özgür Suriye Ordusu'nun oluşumu, Suudi Arabistan, Türkiye, Katar ve Arap Birliği'nin savaştaki konumuna ilişkin de 5 yılın detaylı bir incelemesini sunuyor. Bu ülkelerin Suriye'de savaşa süreklilik kazandırdığını, sahadaki Selefi gruplarla ve çeşitli örgütlerle ilişkilerini ortaya koyuyor. Muhaliflerin 2012'den itibaren Türkiye ve Ürdün'de eğitildiklerini ve silahlandırıldıklarını kitabında ifade eden Taştekin, "ılımlı" diye anılan grupların zamanla radikalleştiklerini, mafyalaştıklarını ve savaş ağalarına dönüştüklerini ve bir kısmının Nusra, IŞİD ve Ahrar gibi örgütlere katıldıklarını işaret ediyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kitabın beşinci bölümünde, Türkiye'de henüz iki gazeteci, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmalarına yol açan MİT TIR'larıyla ilgili yaşananlar anlatılıyor. "MİT TIR'ları sırra kadem basarken" başlığı altında Türkiye kamuoyundan saklananlar kaleme alınıyor.

    Almanya Suriye'ye keşif uçağı gönderiyor

    Sürecin sonunda Özgür Suriye Ordusu'ndan söz etmenin bile mümkün olmadığı bir noktaya gelindiğini kitabında ortaya koyan Taştekin, IŞİD'in ideolojisini, tarihini, onu yaratan koşulları da detaylıca okura aktarıyor. IŞİD'in El Kaide ile ayrışması süreci, bu örgütlerin birbirleriyle savaşmalarını ve nedenlerini de dile getiren Taştekin, IŞİD'in El Kaide'nin küresel ağı üzerinden yayıldığını ifade ediyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Savaşta ABD ve Avrupa ülkeleriyle, rejimin yanında duran İran ve Rusya'nın sahada ve masadaki etkililiğini, bugüne değin yürütülen Cenevre, Viyana görüşmelerini de okura aktaran Taştekin, değişen dengeleri ve buna paralel değişen ya da değişemeyen politikaları da ele alıyor. Kitapta yer verilen aktörler arasında tabii ki Kürtler de var. Taştekin, Cenevre görüşmelerine Kürtlerin "Kürt meselesini açmamak" şartıyla çağırıldığını anlatıyor. Ayrıca PYD ve HDP ile dünya ülkelerinin Cenevre'ye ilişkin görüşleri de hatırlatılıyor.

    Rusya'dan askeri önlemler

    Taştekin, kitabında Rusya'nın doğrudan askeri operasyonlara katılmasıyla Suriye'de savaşın nasıl seyredebileceği ve nasıl bir çözüm yolunun bulunabileceğine ilişkin de öngörülerde bulunuyor. Kitapta, Rusya'nın oyuna dahil olmasıyla Suudi Arabistan ve Türkiye'nin rolüne de değiniliyor.

    Taştekin kitabı boyunca Suriye savaşında ağırlıklı bir rolü ve sorumluluğu bulunan Türkiye'nin dış politikasını da masaya yatırıyor. Musul'un IŞİD'in eline geçmesini detaylıca inceleyen Taştekin, tarihsel olarak bir medeniyet havzası olan ve halkların iç içe geçtiği kentin, 2003'ten sonra yaşananlarla nasıl El Kaide'nin taban bulduğu bir yer haline geldiğini gösteriyor.

    Taştekin kitabında Rojava'ya yani Suriye'nin kuzeyine ilişkin gözlemlerini de paylaşıyor. PYD dışındaki Kürt partilerinin bir tabela partisi olduğu tespitlerine hak veren Taştekin, PYD'nin başarısının da sadece silahlı gücüne bağlanamayacağına değiniyor. PYD ile Barzani ve Türkiye'nin ilişkilerine değinilen kitapta, Ankara ve Erbil'in PYD politikalarındaki paralelliğe işaret ediliyor. Kitapta ayrıca, "Sünni, Alevi, Dürzi, Hristiyan, Arap, Kürt" başlıkları altında bu kesimlere de değiniliyor.

    Kitaptaki ilginç bölüm başlıklarından bazıları şöyle: "Çalım sırası Ruslar'da", "İsrail'in seyir çizgisi: İzledi sinsice vurdu ve açıkça müdahil oldu", "İsrail'den Kaide'ye destek", "Eğit donat çatlağı", "Türkiye'nin korkusu: Kürt koridoru", "Ermeniler Türkiye'ye kırgın".

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow