hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    “Sen de katilsin, herkes katil”

    “Sen de katilsin, herkes katil”
    expand

    Onur Akhan ve Mesut Demirbilek imzalı “Hepimiz Katiliz” gerçek katillerin tüyler ürperten dünyasını anlatıyor. Akhan kitabında Atalay Filiz’in işlediği cinayetlerde kullandığı yöntemlerde bir birlik olmadığını belirterek "Öldürdüğü kişiler arasında ortak bir bağlantı da yok. O nedenle Atalay Filiz bir seri katil değil. Ama psikopat katil sınıfına giriyor" diyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dilan BAYIR POLAT / Cnnturk.com

    Tanıştıralım, Onur AkhanCNN TÜRK’ün tecrübeli editörlerinden… Eski cinayet masası dedektifi Mesut Demirbilek’le birlikte hazırladığı “Hepimiz Katiliz”* adlı kitabı çıktı. Daha önce, yine Mesut Demirbilek’le “Cinayet Sohbetleri”* adlı kitabını yayınlamıştı. O kitapta maktulleri, yeni kitabında ise katilleri dinledi. Hem de dedektiflerin izini sürdü. Buyrun; 

    “5N1K yok, yüzlerce “N” yüzlerce “K” var” 

    Sevgili Onur, sen bu katil, cinayet işlerine; “dedektifçiliğe” aslında Sevil Atasoy’un “Suç ve Delil” programını yaparak başladın. Daha sonra Mesut Demirbilek programa konuk oldu, işbirliğiniz nasıl başladı?

    Onur Akhan: Sevil Atasoy’un programına başladığımızda kriminolojiye ya da polisiyeye en ufak bir ilgim yoktu. Bizim meslekte her şey zaten böyle başlar. Bir konu hakkında bilgi sahibi olmanın en etkili yolu, onun haberini ya da programını yapmaktır. Haber yazım tekniklerinde 5N1K’dan bahsedilir ama derinlemesine bir analiz yapabilmek için 5N1K’dan fazlasına ihtiyaç vardır. Bunun için de aslında televizyon programları birebirdir. Biz mesela Sevil Atasoy ile “Suç ve Delil”i yaparken masamızda yüzlerce “N” yüzlerce “K” vardı. Mesut Demirbilek ise sık sık programa davet ettiğimiz ve her geldiğinde izlenme oranlarını belirgin bir şekilde yükselten bir konuğumuzdu. Kendisi 10 sene İstanbul Cinayet Masası’nda dedektif olarak çalışmış. Hala da ismi cinayet masası polisleri arasında efsane olarak dolaşıyor. Onun kadar cinayet çözen biri daha yok. Bir gün “Abi, bu çözdüğün cinayetleri yazmamız lazım, bu tecrübeler çok değerli” dedim. Böylelikle önce “Cinayet Sohbetleri”, sonra da “Hepimiz Katiliz” kitapları ortaya çıktı. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İnsan neden telefonda ölü yıkayıcısıyla konuşur? 

    Senin tuhaf diyaloglarına şahit oluyorduk. Bir kere seni internette mezarlıklara bakarken görmüştüm, bir keresinde de bir kadınla telefonla konuşuyordun, ölü yıkayıcısıydı sanırım. Neler yapıyordunuz programda?

    O.A.:Aslında yaptığımız, gazetelerin üçüncü sayfalarında tek sütunda yer alan cinayetleri, mağdurların ve katillerin hikayeleriyle ve olay yeri inceleme tekniklerinin kullanılış biçimleriyle birlikte vermekti. Sonra bir gün cinayetler ve katillerin dışında sadece ölüm ve sonrasını ele aldık. Yani insan nasıl ölür? Otopsi nasıl yapılır? Cenazeyi kim yıkar? Nasıl defnedilir ya da inanca göre yakılacaksa nerede, nasıl yakılır? Ceset toprakta ne kadar sürede çürür? gibi teknik konular… Muhtemelen bir mezar taşı tasarımcısı, krematoryum sahibi ya da bir ölü yıkayıcısıyla konuşurken o enteresan diyaloglara şahit oldunuz… 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

                                                 “Sen de katilsin, herkes katil”

    “Sadece mağdurların değil, katillerin de hikâyesi var” 

    Hepimiz Katiliz’de “Cinayet Sohbetleri”nden farklı olarak Mesut Demirbilek’le yetinmeyip işin içine başka dedektifleri de kattın. Hatta bir de katil var; Fotin Dayı. Farklılıkları senden dinleyelim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    O.A.: İlk kitapta biz daha çok cesetlerin izini sürmüştük. Olay yerinde bir ceset var, orada boğuşma izleri var, mermiler var, kan var... Deliller nasıl toplanır? Suçluya nasıl ulaşılır? Ceset bir cinayet masası dedektifine ne anlatır? Bu soruların cevaplarını aramıştık. Yani çıkış noktamız cesetlerdi. Ve cesetlerin hikayesini anlatmıştık. “Hepimiz Katiliz”de ise çıkış noktamız katiller ve katillerin hikayesini anlatıyoruz. Mesut Bey’in yanı sıra onun döneminde görev yapmış başka cinayet masası dedektifleriyle de konuştuk. Onlar da üzerinde çalıştıkları dosyalardaki katilleri ve o katillerin itiraflarını bizimle paylaştı. Kitabın sonunda geniş bir yer ayırdığımız Fotin Dayı ise dünyanın en bahtsız katili… Başından geçenleri en ince ayrıntısına kadar anlattı. 

    “Gece karanlık, karşımda bir katil ve elinde bıçak var” 

    Cesetleri konuşturan adamın gerçek hikayesi

    Tabii o kadar dedektifle ve katille bir araya gelince illa ki başından ilginç bir olay geçmiştir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    O.A.:Tarabya sahilinde Hayrola Kafe diye bir yer var. Akşam Fotin Dayı ile orada buluştuk. Saatlerce sohbet ettik. Kendisi 70’li yaşlarda, biraz kambur, meczup görünümlü bir adam. Baktığında katil demezsin. Gece geç bir saatti. Cezaevinde, yatak parçasından yaptığı bıçağı anlatıyordu. Cezaevine bıçak sokulamıyor, öyle bir şey yok. Ama bu adam, 90’lı yılların cezaevi şartlarında, kendini korumak için böyle bir yola gitmiş. Anlatırken elini cebine soktu. Bir çıkardı, elinde o bıçak. Gece karanlık, hemen boğazın yayındayız, adam daha önce üç kişiyi vurmuş, karşımda ve elinde bıçak var. Üstelik gece geç vakit, kafede bir tek biz kalmışız. Ben hemen oturduğum sandalyeden kalktım, ürperdim çünkü. Sonrasında anladım ki, anlattığı hikayenin bir aksesuarı olarak çıkarmış o bıçağı, bize göstermek için. 

    Ücretsiz izleyebileceğiniz en iyi 6 korku filmi

    “Okuyan herkes ağladı” 

    Fotin Dayı için neden dünyanın en bahtsız katili diyorsun?

    O.A.: Fotin Dayı’nın hikayesini okuyan herkes gözyaşlarını tutamadığını söyledi. Açıkçası biz de dinlerken ve yazarken ağladık. Okumayanlar için çok fazla ayrıntı vermek doğru olmaz. Ama ana hatlarıyla şunu söyleyebilirim. Hayatta her şey sorunsuz giderken adamın başına öyle bir olay geliyor ki, yıllarca hapis yatıyor, hayatı mahvoluyor, ailesi dağılıyor, sokaklarda yatıp kalkmaya başlıyor vs. 

    Seri katiller ne kadar zeki?

    “Herkes katil olabilir” 

    Bu hikayeleri dinledikten ve yazdıktan sonra neler değişti hayata ve insanlara bakışında?

    O.A.: Derdim ki kendime “Ya Onur, sen karıncayı bile incitemezsin.” Ama kitabı yazarken anladım ki, şartlar oluştuktan sonra ve fırsat varsa – fırsat dediğim şu; öldürmek için silah, kesici, delici, vs. aletlere ulaşım varsa- herkes her şekilde katil olabiliyor. Hayat seni hiç tahmin etmediğin öyle olayların içine sürükleyebiliyor ki, karıncayı dahi incitmez denilen insanlar bile katil olabiliyor. Açıkçası şimdi daha güvenliyim kendime. İnsanların ne kadar çabuk katil olabildiklerini anladığında, daha sabırlı ve hoşgörülü olmayı öğreniyorsun. Yani bunun bir ötesi katillik diyorsun. Çünkü anlık bir durumdan bahsediyoruz. Bu senin iyi veya kötü bir insan olmanla alakalı değil. 

    Futbol hikayeleri: Al da At Dercesine

    Yani sonuç olarak hepimiz katil miyiz?

    O.A.: Büyük resme bakarsak, biliyoruz ki ilk insandan bu yana, tarihte hayatta kalanlar hep güçlüler olmuş. Binlerce yıldır şu dünyada hayatta kalmayı başarabildiysek elimize kan bulaşmamış olması mümkün değil. Daha dar bir çerçeveden bakarsak; hayat öyle bir şey ki, hep ihtimaller ağı içerisinde örülü. Hepimiz o ihtimaller ağının bir parçasıyız. Yaptığımız hareketlerin, ağzımızdan çıkan sözlerin aslında nelere yol açacağını tam olarak kestiremiyoruz. Sen istemeden birinin sinirini bozarsın, sonra üzerine başkaları bir şey daha yapar, daha başka durumlar eklenir ve o kişi katil olur. Senin bir payın yok mu durumda? 

    Hepimiz katiliz o zaman.

    O.A.: Evet, sen de katilsin, herkes katil… 

    “Sen de katilsin, herkes katil”

    “Atalay Filiz seri katil değil” 

    Atalay Filiz’le ilgili ne söylersin? Seri katil…

    O.A.:Atalay Filiz’in seri katil olduğunu düşünmüyorum. Öncelikle seri katillerin belli bir misyonları olur. Adam mesela sarı saçlı ve kepçe kulaklı kadınlara takmıştır, kurban olarak onları seçer. Ya da işlediği cinayetlerde hep aynı yöntemi kullanır, belli bir imzası vardır. Mesela hepsini göğsüne sapladığı tek bıçak darbesiyle öldürür. İmza olarak da bütün kurbanlarının tek kulağını kesip ağzına sokar. Atalay Filiz’in işlediği cinayetlere baktığımızda kullandığı yöntemlerde bir birlik yok. Öldürdüğü kişiler arasında ortak bir bağlantı da yok. O nedenle Atalay Filiz bir seri katil değil. Ama psikopat katil sınıfına giriyor. Psikopat katil dediğimiz de şu… Adamın kendi kafasında oluşturduğu bir hukuk var. Ona göre kafasında yargılıyor ve sonra öldürüyor. Üstelik öldürmek onun için çok büyük bir olay değil. Üç ya da beş fark etmiyor. Bunu bir oyun olarak görüyor. Psikopatlığının bir diğer yönü ise kaçmaktan, polise meydan okumaktan büyük bir heyecan ve haz duyuyor. İz bırakmaktan kaçınmıyor. Kameralara yakalanmaktan korkmuyor.  Şunu da belirtmek gerek. Her seri katil aynı zamanda bir psikopat katildir. Ama seri katil olabilmesi için yöntem birliği ya da bir misyonu olması gerekir. 

    *Hepimiz Katiliz  / Mesut Demirbilek - Onur Akhan / Doğan Kitap / Mayıs 2016 

    *Cinayet Sohbetleri – Cesetler yalnızca kendileriyle konuşmasını bilene fısıldar / Onur Akhan – Mesut Demirbilek / Doğan Kitap / Eylül 2014 

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow