hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Nasreddin Hoca Fıkraları Nelerdir? Nasreddin Hoca'nın Kısa Fıkraları

    Nasreddin Hoca Fıkraları Nelerdir Nasreddin Hocanın Kısa Fıkraları
    expand

    Oldukça eğlenceli ve neşeli biri kişilik olan Nasrettin Hoca, özellikle pek çok farklı fıkrası ile öne çıkar. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen bir yandan düşündürürken bir yandan da güldüren fıkraları hala değerlendirilmektedir. Pek çok insan Nasrettin Hoca'nın fıkraları ile büyürken, mutlaka herkes en az bir tane Nasrettin Hoca fıkrası bilir. Aynı zamanda basitliği ve Naiflik ve kibarlık üzerinden öne çıkan Nasrettin Hoca fıkraları, 7'den 70'e herkesin okuyabileceği özel hikayelerdir. Gerçek yaşamda da Türkiye'nin belli bir bölgesinde yaşamış olan Nasrettin Hoca, birbirinden farklı fıkraları ile öne çıkar.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Nasreddin Hoca Fıkraları Nelerdir?

    Özellikle ülke çapında başlık altında ele alındığı vakit birçok farklı Nasrettin Hoca fıkrasından bahsetmek mümkün. Genelde Nasrettin Hoca fıkraları özellikle bazı isimleri üzerinden çok fazla bilinir. En komik ve eğlenceli yanı ile hem de düşündürücü etkisi üzerinden ölümsüz hale gelmiş fıkraları bulunur.

    - Parayı veren düdüğü çalar
    - Ya Tutarsa
    - Gönlüm buna razı olmadı
    - Vasiyet etmiş
    - Bugün ayın kaçı?
    - Onu kendisi sanmış
    - Birinin anası ağlayacak
    - Hamam bahşişi
    - Akıl sır ermiyor
    - Ben küçük yangınlara karışmam

    Yukarıda öne çıkan farklı fıkralar ile beraber Nasrettin Hoca, geçmişten günümüze gelmiş en önemli düşünür kişiler içerisinde yer alır.

    Nasreddin Hoca'nın Kısa Fıkraları

    Özellikle Nasrettin Hoca'nın geçmişten günümüze gelen oldukça önemli ve çok bilinen bazı fıkraları bulunmaktadır. Bu fıkralardan bazılarını kısaca şu şekilde anlatmak mümkün;

    Parayı veren düdüğü çalar:

    Pazardan gelen Nasrettin Hoca'nın etrafını saran çocuklardan biri, ‘Hocam, bana düdük al’ demiş. Ardından, ‘Bana da, bana da’ diye diğer çocuklar tutturmuş.

    İçlerinden biri Nasrettin Hoca'ya düdük parası vermiş. Hoca ise parayı alarak pazara gitmiş. Akşam eve döndüğü zaman çocuklar Nasrettin Hoca'nın etrafını sarmış. Her çocuk kendi düdüğünü istemiş. Cebinden bir düdük çıkaran Nasrettin Hoca, parayı veren çocuğa düdüğü uzakmış.

    Onu gören çocuklar hep bir ağızdan, ‘Hani Bizim düğünümüz’ diye sormuşlar.
    Nasreddin Hoca ise gülerek, ‘Parayı veren düdüğü çalar’ demiş.

    Ya Tutarsa!:

    Elinde koca bir kaşık yoğurdu ile Hoca bir gün gölün kıyısına gitmiş.

    Daha sonra Nasrettin Hoca elindeki kaşığı göle sokmuş ve yoğurdu göre dökmüş.

    O esnada yoldan geçen köylülerden biri Hoca'ya görmüş ve şaşkınlık içinde;

    - Hoca ne yapıyorsun diye sormuş.

    Nasrettin Hoca gülümseyerek;

    - Gölü mayalıyorum, ne yapayım, demiş.
    Adam kahkaha atarak hocaya bakmış;

    - Ne diyorsun be Hoca çıldırdın mı? Koca göl hiç maya tutar mı? demiş.

    Hoca gülümsemesini hiç bozmadan;

    - Peki ama ya tutarsa, demiş.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow