hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Simbart Projects'in ikinci tek günlük sergisi Çukurcuma Hamamı'nda

    Simbart Projectsin ikinci tek günlük sergisi Çukurcuma Hamamında
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    Simbart Projects, sanatçıyı merkeze alan ve genç sanatçıları ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden kürate edilmiş içeriklerle ön plana çıkarmayı hedefleyen yenilikçi bir sanat projesi. Proje kapsamında her süreç, sanatçıya özgü, farklı mekanlarda, pazar günleri pop-up sergilerin düzenlenmesi ile başlıyor ve sergisi gerçekleştirilen sanatçı ile ilgili sosyal medya üzerinden yapılan iletişim ve paylaşımlar ile devam ediyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Simbart, ikinci projesinin başlangıcını 13 Mayıs Pazar günü Mehmet Öğüt'ün 'Anâsır-ı Erbaa' isimli tek günlük sergisiyle yapacak. Fırat Arapoğlu'nun küratörlüğünü üstlendiği sergi, Çukurcuma Hamam'ında düzenlenecek ve pazar günü 11:00-20:0 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

    Simbart Projectsin ikinci tek günlük sergisi Çukurcuma Hamamında


    Mehmet Öğüt - Anâsır-ı Erbaa

    Anâsır-ı Erbaa… Dünyanın temel öz’leri bağlamında ateş, su, hava ve toprağı ve tüm bu unsurların ilişkilerini ve karmaşıklığını tanımlamak için kullanılan bir terim. Mısır, Babil, Japon, Tibet, Hint ve Çin kültürlerine ve oradan antik Yunan ve Roma'ya uzanan bir coğrafi genişlikte, kısmi farklılıklar olsa da aynı terimle karşılaşılmaktadır. Antik Yunan Felsefesine bakıldığında Herakleitos'un, tüm bu unsurlar temelinde arkhe'yi (temel maddeyi) 'ateş' olarak tariflediği ve ona göre, ateşin varlığın ilk temeli ve içinde bütün karşıtlıkları eriten bir birlik olduğu görülür.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hindistan ve Nepal'den fotoğraflar: "Nefes" sergisi

    Bir İstanbul mirası sergisi 'Flashblack'

    Ateş 400 bin yıl kadar önce, Homo Sapiens öncesinde insanlık tarafından kontrol altına alınmıştı ve kontrollü bir ateş, insanlık için dilediği zaman ışık yaratabilme anlamına gelerek, gece avlanmalarına yarıyor ve yırtıcılardan ve böceklerden korunmalarını sağlıyordu. Bu evrim sürecinin ekseninde ateşi elde etmenin temel maddelerinden birisi ise kibrit (kükürt anlamına gelen Arapça sözcük) olmuştur. Peki, kibrit kullanımıyla elde edilen ateşle, kağıt bir araya geldiğinde ne olur? Sadece bir yok oluştan mı bahsedebiliriz? Ateş sanatsal bir üretimin parçası nasıl olabilir?

    Mehmet Öğüt’ün Anâsır-ı Erbaa çalışmaları tüm parçalarıyla yaşam döngüsünün sorunsallaştırılmasından hareket ediyor. Üretimlerinde kullanılan kibritlerin kağıt üzerinde bıraktıkları izler, her bir uygulamada farklılaşıyor; birbirinin aynı gibi görülen izler olsa da. Her birinin bu ayrıcalıklığı, bir insanın yaşamı gibi, doğum ve ölüm dengesini içermekte ve bu daimi dönüşümü işaret eden bir an’ın gösterilmesiyle sonuçlanıyor.

    Yaşam, daimi bir akıştır; Herakleitos “Panta Rhei” (her şey akar) demiştir. Hegel de, her şeyin daimi bir akış halinde olduğunu belirterek “Mücadelenin her şeyin atasıdır” sözü ile bu daimi akışı diyalektik düşünce yapısını temellendirmek için örneklendirmiştir. Henri Bergson da evrimin daimi bir akış ve değişim süreci olduğunu belirtirken, bu öncüllerden hareket ediyordu. Anâsır-ı Erbaa, bu temeller üzerinden, insanın doğayla karşılıklı olma halini ele görselleştiriyor.

    Doğa izlerini kendi normlarıyla oluşturur, Mehmet Öğüt’ün çalışmalarında, bu izleri kendisi yapan, ama bir müdahale etme halinden ziyade, bunu bir tanıklık düzeyinde ele alan bir duruşta yaptığı görülüyor. Bu mümkün müdür? “Anâsır-ı Erbaa” bu sorgulamaların önünü açıyor.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow