Ne kumar oynuyorum ne borcum varNedir şaşkınlıklarının sebebi?- Stüdyoda sigara içilmesi, dekolte, siyasi konuşma özgürlüğü gibi şeylere şaşırıyorlar. Ama ben bununla ilgili başka bir şey söylemek isterim: Televizyonun artık tecrübeli, yaşlı adamları arasındayım. 12 Eylül öncesi çocuğuyum ve kısıtlanmalara alışığım. Biz her koşula dayanabilen bir milletiz. Koşullar değişkenlik gösteriyor ama benim iyimser bakışım devam ediyor. Mesela geçen hafta olduğu gibi politika ağırlıklı bir programın ardından şen şakrak bir program çekebiliyorum.Programda çok konuştuğunuza dair eleştiriler var...- Patronlardan genel yayın yönetmenlerine kadar bana hep, “Oğlum parayı konuklara değil, sana veriyoruz, en çok sen konuşacaksın” dediler. Bir de reytingi kendime alıyorum. Birkaç özel örnek dışında programın reytingi bana gelir.Perihancığım her zaman gıcık bir kızdıBirçok kez magazincilerle tartışmalarınıza şahit olduk. Neydi alıp veremediğiniz?- Magazinin bu memlekete çok zarar vereceğini düşündüm, verdi de. Bırak gösteri dünyasındaki bu kadar insana çektirdiklerini, memleketin kültürüne zarar verildi. Ülkenin geleneğinden, göreneğinden bu kadar kopulmasında, bu kadar şöhret, alışveriş manyağı, para budalası bir gençliğin oluşmasında magazin haberlerinin büyük etkisi var.Sizin programlarınızda da magazin var...- Evet ama benim neyi, neyle beraber verdiğime bakmalıyız.Neydi farkınız?- Mesela ben televizyonculukta İtalyan’ları bir numaraya koyarım. En ağır siyaset konuşulan programlarda bile göğüskafesi geniş, orta yaşlı güzel bir kadın başköşeye oturtulur.