Sizin beraberliğiniz evlilikle mi başladı?“Evet, zira biz adeta görücü usulüyle evlendik.”Filiz Akın’ı ilk gördüğünüzde, hayran olduğunuz o kadının ilk kez yanında olduğunuzda neler hissettiniz?“Ben o sırada Bağdat’tan Strazburg’a Avrupa Konseyi nezdinde daimi temsilci olarak atanmıştım ve fırsat buldukça tatil ve hafta sonlarında Paris’e gidiyordum. O zaman Paris Büyükelçimiz Tanşuğ Bleda ve eşi Erel ile Orhan-Selma Güvenen’lerle birlikte ilk kez karşılaştım kendisiyle.”Filiz Akın ile evlendikten sonra filmlerde izlediğiniz Filiz Akın’la arasında ne gibi farklar gözlemlediniz?“Ben evlilik için Filiz Akın’ı sanatçı imajı ile hayal etmedim elbette. Onu gerçek anlamda tanıyınca evlenebileceğim, beraber kalan yaşamımızı paylaşmaya çok gönüllü olabileceğim bir kadın oldu. Bu kadını bulduğum için kendimi çok şanslı hissettim. Böylece, sanatçı Filiz Akın ile gerçek yaşamdaki Filiz arasındaki ayrıma gittim. Kendimi ikisi arasında çizgi çizebilecek durumda görüyorum. Farklı bir insan, gerçek hayatta rol yapmıyor. Olduğu gibi, duru, kibar, sakin, güzel, duygusal. Ben bu Filiz’le evlendim. O imajla evlenmedim.Filmlerdeki kadından daha güzel, daha doğal, daha gerçek bir kadın var yaşamımda. Hatta hayallerimin ötesinde bir insanla karşılaştım…Onun kızlarımla olan ilişkisine, dostluğuna, yanımda olmasına, yaşamı acı ve güzeliyle onunla paylaşmaya çok gönüllüyüm. Bunu yaşadığım için şanslıyım… Birbirimize karşı saygı ve sevgimiz inanıyorum ki yaşadığımız sürece devam edecektir. Orkideye benzer Filiz. Beyaz orkideye… Zarif, güzel ve dayanıklı. Ama özen ister, ayrı bir ilgi ister…”