Nihal Candan Ölüme Böyle Gitmiş! Son Sözleri Ne Oldu? Acılı Anne Umut Candan'dan Çarpıcı Açıklamalar: Bahar Acil Evlenmeli, Çünkü...
Anoreksiya nervoza hastalığı nedeniyle 21 Haziran'da hayatını kaybeden Nihal Candan'ın acılı annesi Umut Candan kızının ardından ilk kez konuştu. Kızının hastalık süreci ile ilgili tüm detayları anlatan Umut Candan, "Bahar’ın merhametli, vicdanlı, karakterli, düzgün biri ile evlenip çocuğu olursa Nihal tekrar doğar diye düşünüyorum" dedi. İşte Umut Candan'ın o açıklamaları...

Anoreksiya nervoza hastalığı nedeniyle 21 Haziran'da hayatını kaybeden Nihal Candan'ın acılı annesi Umut Candan kızının ardından ilk kez konuştu.
Kızının hastalık süreci ile ilgili tüm detayları anlatan Umut Candan, "Bahar’ın merhametli, vicdanlı, karakterli, düzgün biri ile evlenip çocuğu olursa Nihal tekrar doğar diye düşünüyorum" dedi. İşte Umut Candan'ın o açıklamaları...

Kızı Nihal Candan’ı 21 Haziran’da anoreksiyadan kaybeden anne Umut Candan, ilk kez konuştu…
Röportaj boyunca gözyaşları hiç dinmedi; zaman zaman kendinden geçti, ayakta zor durdu. “Cehennemi yaşıyorum” diyen acılı anne, yaşadığı tarifsiz acıyı POSTA’ya anlattı.
Başınız sağ olsun. Evlat acısı çok zor. Neler yaşıyorsunuz?
Yaşamıyorum ki. Adeta dipsiz bir kuyudayım. Cehennemin nasıl bir yer olduğunu merak eden varsa; cehennem işte bu. Çok kötüyüm; ne yerde ne gökteyim. Yaşayan ölüyüm. Mezara gidip yedi yirmi dört orada oturasım geliyor. Yediğim yemekten, uyuduğum uykudan utanıyorum. Orada Nihal değil, ben olmalıydım.
Bekliyor muydunuz bu felaketi?
Asla. Çok hastalandı ama Nihal’im güçlüydü. Bu son ona hiç yakışmadı. Korkunç, iğrenç bir acı yaşıyorum ve bunun asla tarifi yok. Yani ben şu an yaşamıyorum.

Süreç nasıl ilerledi, ne oldu da hastalığı yenmişken bir anda tekrar nüksetti?
Uğraştı ve kaldıramadı. Bir yandan cezaevine girmesi, diğer yanda çok sevdiği eşinin vefasızlığı... O çok hassas yürekli bir kızdı, taşıyamadı. Süreç o kadar hızlı ilerledi ki anlayamadık. Yememeye başladı tekrar, spor yapıyordu. ‘İyiyim’ diyordu ama aslında hiç iyi değilmiş. Dört hastane gezdik ama hiçbiri merhem olamadı kızıma. Çünkü bence kendi iyileşmemek için diretti.
Psikolojik bir destek alıyor musunuz?
Alıyorum ama bu destekle falan geçecek bir şey asla değil. Sanki kalbimi her dakika yerinden bıçakla söküp çıkarıyorlar. Yüreğime kaynar su dökülmüş gibi yanıyor ve hiçbir ilaç acımı dindirmiyor. Kulaklarımda Nihal’in sesi, gözlerimde hep hayali. Çok değişik bir acı. Aşırı inançlı biriyim; öyle olmasa intihar ederdim ki bu acı son bulsun. Ama geride kalan yavrularıma da kıyamıyorum. Tek çare var. Bahar ile konuştum. Acil evlenmeli.
Niçin?
Bahar’ın merhametli, vicdanlı, karakterli, düzgün biri ile evlenip çocuğu olursa Nihal tekrar doğar diye düşünüyorum. En az dört tane doğurmasını istiyorum. Biliyorum Nihal, muhakkak dönüş yapacak bize o şekilde. Zaten Bahar da kabul etti. Bir an evvel görücü usulü ile evlenmesini istiyorum. Helal süt emmiş biri olsun yeter. Başka da bir kıstasım yok. Tertemiz çocuğum hiç hak etmediği şeyleri yaşayıp, hiç hak etmediği şekilde de öldü. Kızım Zeynep Su daha çok küçük, ondan böyle bir şey isteyemem ama Bahar kabul etti. Bir an önce güzel bir yuva kurup Nihal’i doğurmasını istiyorum. Acısı geçmeyecek ve yeri hiçbir şekilde doldurulmayacak ama hafifleyecek. Acıyla yaşamayı öğreneceğiz. Diğer türlü zor. Evlenmeyi düşünenler lütfen anlasın beni, kızmasınlar bana. Bahar çok iyi bir kız, tertemiz. Bahar’ı hoş görün. Şu an ailede kimse normal değil, herkes çok acılı.
Eski eşiniz Hakan Candan, ‘Aile olarak biz de suçluyuz. O yarışma programlarına katılmamalılardı’ dedi. Haklı mı?
Anne baba olarak biz çocuklarımız için maddi manevi her şeyi fazlasıyla yaptık. Nihal’e salon açtık. Yazlık, kışlık evlerimizi, arabalarımızı bile sattık. Onun her dediğini anne baba olarak yaptık. Son ana kadar bir dediğini iki etmedik. İyi ki de yapmışız. Bir tek eşi Faruk Çiçek’i hastaneye getirtemedim. Aradım, yalvardım ama olmadı. Çok kırgınım ve kızgınım ona. Asla affetmeyeceğim. Ben de babası da eğitimci insanlarız; onca öğrenci yetiştirdik en iyi şekilde. Kendi yavrularımızı mı yetiştiremeyeceğiz?

Eleştiriler üzüyor mu sizi?
Vicdanım rahat. Çünkü yavrularım için canımı bile verecek bir annelik yaptım. Babası keza yine öyle iyi bir babaydı. Ama kızlar sosyal mecraları iyi kullanamadı. Soytarılık yaptılar, söz geçiremedik. Orada kendilerini olmadıkları bir kişi gibi gösterdiler. Tecavüzcü Coşkun ya da Nuri Alço kötü biri mi? Değil. Ama sırf rollerinden dolayı insanlar kötü sandı. Benim kızlarım da melek gibiydi. Ne arsızlık ne hırsızlık var. Tertemizler ve Nihal’im cennete gitti. Bahar da çok normal bir insan. ‘Instagram’da tıklanayım, takipçim artsın’ derdindeydi hep. İnsanlar olmadığı gibi gösteriyor kendini orada. Bizim Bahar da aşırı zengin gösterdi kendini, halbuki hiç değil.
Bir kızınızı yitirdiniz, diğerlerini nasıl korumayı düşünüyorsunuz?
Bak ben bu acıyı bir kez değil dört kez yaşadım. Daha evvel de Bahar intihara kalkıştı kaç kez. Bizi suçlamak kolay. Neler çektiğimizi Allah bilir. O yarışma programına bizim rızamız yoktu. Nihal, üniversitede okurken yurttaki arkadaşlarıyla başvurmuşlar ve çok geç kalmıştık biz öğrendiğimizde. Benim kızlarım hukuk okuyan, eğitimli çocuklardı.
Dilan Polat’ın daha kızınızın üzerinden üç gün bile geçmeden, Bahar ile Zeynep Su’yu eve çağırıp helva kavurtmasına ne diyorsunuz?
Yavrum, kötü niyetle yapılan bir şey değil. Sadece onların kafasını dağıtmak istedi. Oradaki büyük hata, o anları çekip sosyal medyaya koymaları. Her şeyi orada paylaşmanın anlamı yok. Yanlış burada. Çünkü insanlar zaten her şeyin altında kötülük arıyorlar. Zaten iki kızım da ilaç alıyordu, olayın şokundalardı.
Kızınız Nihal neden öldü?
Bu sorunun cevabı var mı sizde? Birincisi haksızlığa uğrayarak cezaevine düşmesi. İkincisi kocası. Eşi çok haksızlık etti. Vicdanının asla rahat olduğunu düşünmüyorum. O suçunu biliyor. Sürekli zikir çekiyorum, dua ediyorum. Nihal’i Allah’ıma emanet ettim, sürekli rüyalarıma giriyor. Çocukluğunu da, gençliğini... O kadar güzeldi ki anlatamam.
Son vedanız nasıl oldu, neler söyledi size?
En son gün zaten konuşamıyordu ama birkaç gün öncesinde veda eder gibi bir hâli vardı. “Beni hiç unutmayın, sizi seviyorum ve hiç suçum yok, sizi erken bırakırsam beni affedin” dedi. Yoğun bakımda son gün ise en son babasıyla göz hareketleriyle konuşmuş. Kocası Faruk Çiçek, demiş ki ‘Helalleştik’. Onun helalleşecek bir hâli yoktu ki. Yaşayan bir ölüyle nasıl helalleşir insan? Onu Allah’a havale ediyorum. Biz iyi insanlardık, kimseye zararımız yoktu.

İki kızınız da okudu değil mi?
Tabii. Biz parayı eğitim dışında bir şeye harcamadık. O paralarla yatlar katlar alınırdı. Bizim eve dört maaş giriyordu. Babası, ben, anneannesi, dedesi. Hepimiz eğitimciyiz, öğretmeniz. Benim evime gelsen, üç kanepe vardır sadece. Lüks bir hayatımız yok. Paramızı hep çocuklarımızın eğitimine harcadık. Eşyaymış, gösterişmiş, asla karı koca olarak önemsemedik. Biz onlara özel dersler, dershaneler, kolejleri seferber ettik. Evimize matematikçi gidiyor, fizikçi geliyordu. İnsanın hayatında en önemli şey eğitim ama sosyal medya denilen o yer bizi mahvetti.
Nasıl?
Hobi olarak oraya girdiler, o yarışa. Sonra fenomenlik denen şey çıktı başımıza. Ben kaç kez Nihal’e kostümler için kredi çektim. Çocuklarım anne baba dışında hayatlarında hiç kimseye yük olmadılar ama tabii ki sevgilileri vardı ve herkesin yaptığı gibi jestler yaptılar. Ayakkabıydı, çantaydı, yemeğe götürmelerdi. Onun dışında benim kızlarım asla yanlış bir şey yapmadı. Kimsenin de 5 kuruşuna göz dikmedi, harama el uzatmadı.
KIZLARIM İYİ KIYAFET ALSIN DİYE KREDİ ÇEKTİM BORÇ ALDIM TARLA BİLE SATTIM
Varlıklı, lüks yaşam sürüyor gibiydiler?
Sadece öğretmen maaşı girerdi evimize. Biz bütün paraları kızlarıma harcadık. Sigaramız yok, alkolümüz yok. Eşim kaymakamlık bile yaptı. Onca parayı sadece onlara harcadık. Helali hoş olsun. İyi ki de yavrumun bir dediğini iki etmemişim. Nur Yerlitaş, bir gün bana dedi ki “Bu kız neden küçük butiklerden değil pahalı yerlerden alışveriş yapıyor?” Ben de sürekli kıyafet için kredi çekiyordum. Tarla bile sattım. Hiçbir zaman onları maddi olarak muhtaç etmedim, demek ki manevi olarak yetmedik. Ama kocası gelse Nihal kurtulurdu. O intihar etti, eminim. İftiralarla baş edemedi. Bahar, evet kendini çok zengin gibi gösteriyordu sosyal medyada ama orada kim gerçek ki?

Hiç hatanız yok mu peki?
Var. Nihal’e aşırı güvendim ben. ‘O yapıyorsa doğrudur’ dedim. Onu keşke cezaevinden çıkar çıkmaz bir hastaneye kapatsaydım. Çok bilgiliydi, yanlış yapmazdı. O hem kendini yanlış beslemiş hem de çok yüklenmiş kendine. İntihar etti resmen yavrum. Bence nazara geldik. Çünkü çok mükemmel bir aileydik.
İYİ ANNE VE BABA OLDUK
Ama kamuoyu sizleri çok eleştiriyor ve kızlarınıza sahip çıkmamakla suçluyor. Eşim acıyla kendini suçluyor ama biz hep iyi örnek olduk onlara. Çocuklarımıza gözbebeğimiz gibi baktık, onlara çok düşkündük. Ortalığa falan atmadık. Babasıyla medenice ayrıldık ve hep çok candan dost kaldık. Resmi olarak ayrıldık ama manevi olarak hiç kopmadık. Hakan Bey’in eli hep üzerimizdeydi. Anneannesi yine öyle. Kim yavrusunu ortalığa atar?
Yarışmaya bile biz rıza göstermedik. Aynı yurtta kaldıkları, hepsi de çok eğitimli olan 4 arkadaş birlikte girmiş, Nihal seçilmiş. Kızım evden okula giden biriydi. Biz televizyon dünyasını bile bilmezdik. Çok heveslendi, biz de kıramadık onu. Kızım avukatlık okudu. Biz eğitime âşık bir aileyiz. İkimiz de kızlarımız için kendi hayatlarını sıfırlayan fedakâr insanlarız. Bir anne baba daha ne yapabilir ki? Onlara kötü örnek olmadık. Elimiz sadece kitap tuttu.