Op. Dr. Atilla Şengör de kanamaların farklı sebepleri olabileceğini ve bunları doktorun hatası olarak değerlendirmemek gerektiğine değinerek geç oluşan kanamaların sebeplerini, "Ameliyat sonrası doku iyileşirken orada bir damar açılabilir. Rutin kan tetkiklerinde temel şeylere bakılıyor ancak normal olduğunda bile bazı faktör eksiklikleri (bir veya birkaç pıhtılaşma faktörünün eksikliği veya düzgün çalışmamasının neden olduğu nadir görülen kalıtsal pıhtılaşma bozuklukları) olabilir. İyileşme aşamasında bunlar kanamalarla karşımıza çıkar, hafife almamak gerekir. Öyle bir kanama olursa önce onu durdurmak, sonra da ileri tetkikler yapılarak faktör eksikliklerinin aranması lazım. Eğer hastada faktör eksikliği varsa yara yine kanar. Faktör eksikliği tespit edilirse kan plazması verilmesi lazım. Yara böylece iyileşebilir" şeklinde açıkladı.
'KULLANILACAK AĞRI KESİCİLER BİLE DİKKATLE SEÇİLMELİ'
Bademcik ameliyatı sonrası kanama olduğunda hastaların mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Denizhan Dizdar, "Bazen hastalar yediklerine dikkat ettiğinde kanamanın bir kısmı kendi kendine duruyor. Anestezi altında müdahale de dahil olmak üzere nadiren de olsa müdahale etmemiz gereken durumlar olabiliyor. Boyundan gelen ana damarların bağlanması gereken vakalar görülebiliyor. Ancak bunlar dediğim gibi çok nadir yaşanan durumlar" diye konuştu. Aynı zamanda operasyon bölgesinde gerçekleşen iltihaplanmaların da riskli olduğuna değinen Op. Dr. Atilla Şengör, "Eğer bu bölgede yine enfeksiyon olursa damarları açığa çıkarıp kanamaya sebep olabilir. Bunun ağrısı ise şiddetlidir. Kullanılacak ağrı kesicileri bile dikkatle seçmek gerekir çünkü bazı ağrı kesicilerin kan sulandırıcı etkisi vardır. Her şeyi bilmek gerekir. Üstelik hastanın kusmaması da gerekir çünkü kusarsa kanamaya sebep olur" dedi.
'AMELİYATTAN SONRA 10 GÜN BİR YERE GİDEMEYİZ'
Özellikle yetişkinlerin 1 hafta-10 gün yediğine içtiğine oldukça dikkat etmesinin oldukça önemli olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Denizhan Dizdar, erişkinlerdeki kanama ihtimalinin çocuklarınkine göre daha yüksek olduğunu söyledi. Erişkinlerdeki bademcik dokusunun daha büyük olduğu için yaranın ve iyileşme sürecinin de daha sancılı geçtiğine değinen Doç. Dr. Dizdar, şunları da ekledi: "Doktorlar olarak yetişkin bademcik ameliyatı yapacağımızda tatile çıkmadan yapmayız. Çünkü ameliyattan sonraki 10 gün hastanın bize rahatlıkla ulaşabilmesi lazım. Kanama ihtimaline karşı biz olmayacaksak bile bizim yerimize ulaşabilecekleri bir doktor ve hastane önerisi mutlaka veririz. Ancak bu kanamaların yüzde 99'u basit operasyonlarla giderilebilecek kanamalardır. Ne yazık ki ölümle sonuçlanan kanamalar az da olsa yaşanıyor. Bu çok büyük bir şanssızlık."
'HER AMELİYAT RİSK TAŞIYOR'
Bütün ameliyatlarda ölüm ve kanama riski olduğuna değinen Op. Dr. Atilla Şengör ise bademcik ameliyatlarında daha titiz davranılması gerektiğini söyledi. "O bölgede eğer uzun süren bir kanama olursa hasta hem kan kaybına bağlı şoka girip ölebilir hem de kan solunum yoluna kaçtığı için hayatını kaybedebilir. Çok çekindiğimiz bir şey. Hastanın ameliyat olması mı olmaması daha iyi işte ona iyice bakılmalı" ifadelerini kullanan Op. Dr. Atilla Şengör, yaşanan ölümlerin yaptıkları işin tabiatında olduğunu söyledi. Op. Dr. Şengör, az da olsa doktor hatalarının yaşandığını ancak genelde doktor hatalarının en az seviyede olduğunu hatırlatarak her ameliyatın ölüm riski taşıdığını belirtti.