Reflüyü tetikleyen etkenin beslenme alışkanlıkları olduğunu vurgulayan Sarıkaya, “Boğaz reflüsü diğer adıyla laringofaringeal reflü midede üretilen asit ve enzimlerin yemek borusunu aşarak boğaza ulaşması durumuna denir. Yemek borusunun alt ucunda bulunan kas yapısı yemek borusuyla mide arasındaki geçişi kontrol eder ve reflüyü önleyen mekanizmalardan birini oluşturur. Buradaki sfinkter denilen kas yapısının kapanmaması durumunda reflü oluşur. Aşırı kilolu ve aşırı stresli kişiler boğaz reflüsüne daha yatkın." yorumunu yaptı.
"Sigara, alkol ve dar giysilerden kaçının "
Sarıkaya, yatmadan 2-3 saat önce yemekten kaçınılması ve yatarken yatak başının yükseltilmesi reflüyü önlemede faydalı olabildiğini hatırlatarak, şunları aktardı:“Laringofaringeal reflünün semptomları başlangıçta diyet ve yaşam tarzı değişikliklerinin bir kombinasyonuyla tedavi edilir. Kafein içeren kahve, çay ve gazlı içecekler, alkol, çikolata ve nane içeren yiyecek ve içecekler koruyucu özofagus sfinkterini zayıflatır. Asitli ve baharatlı yiyecekler gırtlak seviyesinde reflüyü şiddetlendirir. Ayrıca bu gıdalar doğrudan boğaz bölgesinde tahrişe ve inflamasyona neden olabilir.