hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Diyet ürünlerindeki aldatmacaları açıklıyoruz

    Diyet ürünlerindeki aldatmacaları açıklıyoruz
    expand

    Markette satılan diyet ürünlerini çok masum sanıyoruz. Diyete girer girmez, belki de tam olarak diyet moduna girmek için önce bu ürünlere saldırıyoruz. Ancak diyet ürünleri, sandığımız kadar masum değil. O yağı azaltılmış, kalorisi veya tuzu azaltılmış ürünlerin lezzetini korumak hiç de öyle kolay değil. O ürünlerin damak tadımıza hitap etmesi için doymuş yağları ya da sodyumları artırılıyor. Bu da bize farklı sağlık sorunları olarak dönüyor. Market raflardaki tuzaklardan uzak durmak için bir rehber hazırladık.

     

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ambalajının ön tarafında büyük harflerle “yağı azaltılmış” yazan bir kutu kraker, o kadar da masum olmayabilir. Eğer benzerinden yüzde 33 daha az yağlı olduğu iddiası varsa, ufak bir matematik hesabıyla şunun farkına varabilirsin: Muadil ürün porsiyon başına üç gram yağ içeriyordur, yağı azaltılmış çeşidi ise iki gram. Yani yüzde 33 fark demekle aslında sadece bir gram yağdan söz ediliyor. Kutunun üzerinde yer alan reklam, yağı azaltılmış olarak lanse edilmiş bu çeşitte yüzde 33 daha fazla karbonhidrat olduğunu görmeni engelliyor. Ürünün lezzetini korumak için, eksik olan bir gram yağ yerine üç gram rafine edilmiş un ve şeker eklenmiş oluyor. Kısacası, bu sağlık mücadelesinde neredeyse kazanılmış hiçbir şey yok.

    Porsiyon başına en az üç gram lif içeren tam buğdaylı çeşitleri satın al. Bunlar midende daha uzun süre kalacağı için acıkma süreni de uzatacaktır.

     

    “Sağlıklı ürün” logoları
     

    Hızlı hazırlanan çoğu kahvaltılık gevrek karışımı sağlıklı olarak lanse ediliyor. Ama bunlardan bazıları rengârenk ve tatlı mısır gevreklerinden bile daha fazla şeker içeriyor. Logonun altında yazanları okursan, bu yiyeceğin sağlıklı olma ölçütünün kolesterol ve doymuş yağ oranı olduğunu görebilirsin. Başka bir deyişle, ürün bu ölçütlere göre sağlıklıdır ama yine de yarım kilo şeker içeriyor olabilir.

    Yulaf ezmesi, müsli ve diğer kahvaltılık gevreklerde bulunan yüksek şekerden (ve kaloriden) korunmak için şekersiz olan çeşitleri tercih etmelisin. Eğer kahvaltını tatlı seviyorsan, yerken biraz bal, soya sütü ya da tarçınla kendin tatlandırman daha iyi olur.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     

    'Zengin vitamin ve mineral kaynağı'
     

    Etiketlerdeki müşteri çekmeye yönelik “zengin bir vitamin ve mineral kaynağıdır” sözlerine dikkat et: Bir porsiyonunda günlük tavsiye edilen miktarın sadece yüzde 10’u bile olsa, bu ürün “zengin kaynak” olarak nitelendirilir. Günlük ihtiyacını alabilmek için kutularca kurabiye yemeye devam edersen, sağlık problemlerinden en önemsizi kalsiyum eksikliğin olacak.

     

    Onun yerine
     

    Tüm besin öğelerini sağlıklı şekilde alabilmek için doğal yiyeceklerde bulunan multivitaminlere yönel: Meyve, sebze, yağsız et, az yağlı süt ve süt ürünleri tüket. Katkılı kurabiye yediğinde kalsiyum yanında şekerle birlikte gelir. Bunun yerine kemiklerin için az yağlı süt ve peynir tercih edersen, beraberinde yağ yakıcı ve kas yapan proteinleri de almış olursun.

     

    Poşet çaylar
     

    Kutulanmış yeşil çay içerken, büyük ihtimalle onun antioksidanla dolu olduğunu düşünüyorsun. Fakat bazı markalar, ürünleri “serbest radikallerden koruyucu” maddelerle dolu olmadığı hâlde seni buna inandırmak ister. Amerika’da bulunan bağımsız bir gıda laboratuvarında 14 farklı yeşil çayın kateşin (yeşil çayın içinde bulunan ve hastalıklarla savaştığı düşünülen antioksidan) seviyesi incelenmiş. Sonuç: Markalara göre kateşin miktarları arasında dağlar kadar fark var. Bazı ürünler antioksidan tablosunda kendine zar zor yer buluyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     

    Onun yerine
     

    Çayını kendin hazırlarsan ve en az beş dakika demlenmeye bırakırsan, aldığın kateşin miktarı artar.

     

    “Yağsız” etler
     

    Etin yağını çıkardığında, sulu yapısından da çok şey kaybedersin. Bazı üreticiler, etin kayış gibi olmasını engellemek için kırmızı ve beyaz et ürünlerine tuz ve başka katkı maddeleri içeren sulu bir karışım ekliyor, bu da ürünlere lezzet katıyor. Ancak bu uygulama, etlerin sodyum seviyesini çarpıcı bir biçimde arttırıyor. Örneğin 120 gramlık bir porsiyon standart hindi fileto yalnızca 55 miligram sodyum içerirken, aynı miktardaki az yağlı çeşidi 840 miligram sodyumla dolu. Az yağlı olanı zararlı olarak gördüğün yağlı etle değiştirmek ilk bakışta daha akıllıca gibi görünse de, bu kez sodyum yüzünden bel çevren genişleyecek ve tansiyonun yükselecek.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow