hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Empati yapmanın önemi nedir?

    Empati yapmanın önemi nedir
    expand

    Empati ya da diğer adıyla duygudaşlık; bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum veya davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek anlamına gelir. Kendi duygularını başka nesnelere yansıtmak olarak da kullanılır. Peki, empati yapmanın önemi nedir? Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Tuba Erdoğan konu hakkında bilgiler verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Anlaşmazlıklar çoğu zaman farklılıklarının reddedilmesinden kaynaklanır. Partnerimizi kendimizden ayırt etme yeteneğimizi geliştirdiğimizde, simbiyotik kaynaşmayı bozarız, bu da empati ve sağlıklı iletişim ile sonuçlanır. Ayrışma ve farklılaşma süreci boyunca, yargının yerini empati ve anlama merakı alır.

    Çiftler arasında tartışmalar genellikle daha derin bir soruna yanıt olarak ortaya çıkıyor. Anlaşmazlıkların çoğunun farklılıkların reddedilmesinden kaynaklandığını görüyoruz . Bilinçaltında, sevdiklerimizi önceden belirlenmiş bir dizi kabul edilebilir davranış ve niteliklerle inşa ederiz. Aynılık için derinlere yerleşmiş bir arzudan dolayı, partnerimizin dünyayı bizim gördüğümüz mercekten gördüğünü ve beklediğimiz gibi davranması gerektiğini varsayıyoruz. Ancak gözden kaçırmamız gereken karşımızdakinin farklı bir birey olduğudur

    Simbiyotik durumda, başka bakış açıları hakkında bir farkındalık olabilir, ancak onlara herhangi bir geçerlilik sağlamak tehdit edici algılandığı için onlara meydan okunmalı ve reddedilmelidir. Farklılık, orijinal kaygıyı harekete geçirir, böylece ötekiliğe karşı bir savunma ihtiyacını pekiştirir. Bu döngü (fark etme → kaygı → savunma), çift çatışmasının ve tüm insan çatışmalarının kaynağı olarak kabul edilir. Aşinalık, beyin için bir rahatlama aracıdır ve rahatlık elde etmeye yönelik beyhude girişimimizde, partnerimize bireyselliklerini veren farklılıkları bilinçaltında ortadan kaldırırız. Onlara bağımsız bir yaşam formu değil, bir nesnenin özelliklerini atamış oluruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    O halde, sevdiğimiz kişiyi bu şekilde “nesnelleştirme” eğilimini nasıl ortadan kaldırırız? Çözüm şaşırtıcı derecede basittir: farklılaşmanın dahil edilmesi. Farklılıkları hiçbir şekilde yargılamadan kabul etmektir. Sonunda, farklılaşmış eşler, farklılığın gerilimini tolere etmenin onları gerçek benliklerine dönüştürdüğünü, bu sayede bağlanmayı deneyimleyebileceklerini ve olgun sevginin tatminlerini elde edebileceklerini anlarlar.

    Farklılaşma nasıl sağlanır? Süreç içinde diğer kişinin öznelliğini içselleştirilir, böylece “sen ben değilsin ve bunda bir sorun yok” deneyimini yaşar. Ortak yaşam azaldıkça, çok değerli olgunlaşma incisi olan farklılaşma ortaya çıkar. Yansıtarak, onaylayarak ve empati kurarak farklılaşma ve bağlantı kurma konusunda altın bir fırsat sağlanır. Diyalog, her bir bireyin diğerine ayrı bir kişi olarak sunulmasına izin vererek farklılaşmayı kolaylaştırır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    Partnerimizi kendimizden ayırt etme yeteneğimizi genişlettiğimizde, simbiyotik füzyonu kırarız, bu da ilişkimizde empatinin ve dolayısıyla bağlantının yeniden kurulmasıyla sonuçlanır.

    Unutmayalım ki hayat beklentilerimizden ibaret. Bu beklentilerin karşılanmaması ise olumsuz duygular oluşturup kısır döngüye girmemize neden olabilir. Bu sebeple çalışma arkadaşlarımız, anne babalarımız, eşimiz çocuğumuz veya her gün uğradığımız kafe çalışanı ile kurduğumuz ilişkide empati kurmamız, karşımızdaki insanın nasıl biri olduğunu anlamamız, onun da beklentileri olabileceğini akılda tutmamız, yargılama ve öfke duyma ihtimalimizi azalacak ve duygusal anlamda daha doyurucu ilişkiler yaşamamızı sağlayacaktır.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow