GRİP Mİ, SOĞUK ALGINLIĞI MI? Belirtileri En Sık Karıştırılan İki Hastalık... Ayırt Etmek İçin Dikkat Etmeniz Gereken En Önemli Detay İşte Bu
Havaların soğuması ile birlikte üst solunum yolu hastalıkları da kendini göstermeye başladı. Bu dönemde en sık görülen hastalıklar grip ve soğuk algınlığı. Ancak bu iki hastalık benzer belirtiler yüzünden çoğu kez karıştırılıyor. Peki grip ve soğuk algınlığı nasıl ayırt edilir? Gripten korunmak için yapılmak gerekenler ne? Kimler risk altında? İşte grip ve soğuk algınlığı ile ilgili tüm merak edilenler ve korunma yöntemleri...
Özellikle bu risk gruplarında erken tanı ve tedavinin, ağır seyirli komplikasyonları önleyebileceğinin altını çizen Doç. Dr. Nevin İnce, "Her yıl grip aşısı yaptırılmalı. Bu gruplar için aşı, komplikasyon ve hastaneye yatış riskini belirgin şekilde azaltır. El ve solunum hijyenine dikkat edilmeli. Elleri sık yıkamak, öksürürken mendil ya da dirsek içi kullanmak, virüsün yayılmasını önler. Hasta kişilerle temastan kaçınılmalı. Mümkünse grip olan kişilerle yakın temasta bulunmamak, bulaş riskini azaltır. Kapalı ortamlar sık havalandırılmalı. Temiz hava, virüs yükünü azaltır. Bağışıklığı güçlendirecek yaşam tarzı benimsenmeli. Dengeli beslenme, yeterli uyku ve sıvı alımı, düzenli hareketli bir yaşam önemlidir. Grip belirtileri başladığında vakit kaybetmeden doktora başvurulmalı" ifadelerini kullandı.
Hamileler için grip ne kadar riskli?
Hamileliğin, fizyolojik ve immünolojik değişikliklerin bir arada görüldüğü özel bir dönem olduğunu hatırlatan Nevin İnce, "Bu süreçte anne adaylarında bağışıklık sisteminin hücresel yanıtı baskılanır, solunum sistemi rezervleri azalır ve kardiyovasküler yük artar. Bu nedenle hamile kadınlar, influenza enfeksiyonuna karşı daha duyarlı hale gelir ve hastalığı daha ağır klinik tablo ile geçirebilirler. Hamilelikte geçirilen influenza enfeksiyonu, özellikle ikinci ve üçüncü trimesterde geçirilir ise zatüre, hastaneye yatış ve yoğun bakım ihtiyacı riskini artırabilir. Erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve nadiren de anne karnında fetal kayıp ile ilişkili olabilir. Gebelerde korunma yollarına bakacak olursak, inaktive influenza aşısı gebeliğin her döneminde güvenle uygulanan koruyucu bir aşıdır. Hem anneyi hem de plesentadan pasif antikor geçişi sayesinde yenidoğanı da korur. Hijyen önlemleri, el yıkama, hasta bireyler ile temastan kaçınma ve iyi havalandırılmış ortamlarda bulunma gebelere de önerilen önlemler arasındadır. Erken başvuru: ateş, öksürük, kas ağrısı veya solunum sıkıntısı gibi belirtiler geliştiğinde gecikmeden tıbbi değerlendirme yapılmalı ve gerektiği durumlarda antiviral tedavi (ör. oseltamivir) kullanılmalıdır. Gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır" dedi.
Grip (influenza) aşısının, influenza virüsüne karşı en etkili koruyucu yöntem olduğunun altını çizen Doç. Dr. Nevin İnce, "Aşı, her yıl dolaşımda olması beklenen influenza A ve B virüs tiplerine göre Dünya Sağlık Örgütü tarafından güncellenen suşlar temel alınarak hazırlanır.
Grip aşısının koruyuculuk oranı, virüs suşlarının aşıdaki türlerle uyumuna, kişinin yaşı ve bağışıklık durumuna göre değişmekle birlikte genellikle yüzde 50–80 arasındadır.
Aşı, gribe yakalanmayı tamamen engellemese bile, hastalığın şiddetini, komplikasyon gelişme riskini ve hastaneye yatış oranlarını belirgin şekilde azaltır. Ayrıca toplum genelinde yayılımı sınırlayarak toplum bağışıklığına katkı sağlar" diye konuştu.
Kimlere önerilir?
65 yaş ve üzerindekiler, sağlık çalışanları, gebeler (her trimesterde güvenlidir), kronik hastalığı olanlar (kalp-damar hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları (KOAH, astım)), diyabet mellitus, böbrek, karaciğer veya hematolojik hastalıklar, bağışıklığı baskılanmış bireyler, 6 ay–5 yaş arası çocuklar, bakım evlerinde veya kalabalık ortamlarda yaşayanlara grip aşısı olmaları tavsiyesinde bulunan İnce, "Bu risk gruplarında hayati önem taşır ve her yıl ekim-kasım aylarında yani grip mevsimi başlamadan önce yapılması önerilir. Ancak sezon boyunca da koruyuculuk açısından faydalıdır. 6 ay üzerindeki herkese güvenle uygulanabilir" dedi.
Gribe yakalanan kişilerin evde dikkat etmesi gerekenler
Gribin (influenza) genellikle evde istirahat ve destek tedavisiyle iyileşen bir hastalık olduğunu söyleyen Nevin İnce, "Ancak hem iyileşmeyi hızlandırmak hem de virüsün bulaşmasını önlemek için bazı temel önlemler alınmalıdır. Dinlenme ve İzolasyon: Vücut enfeksiyonla savaşırken enerjiye ihtiyaç duyar; bu nedenle yeterli dinlenme çok önemlidir.
Enfeksiyonun bulaşma riski, belirtiler başladıktan sonraki ilk 3-4 günde en yüksektir. Bu dönemde evde kalmak, okul veya işe gitmemek, ziyaretçi kabul etmemek gerekir.
Sıvı Alımı: Ateş ve terlemeyle sıvı kaybı olur; bu nedenle bol su, çorba, bitki çayı gibi sıvıların tüketilmesi önerilir. Yeterli sıvı alımı, mukozaların nemli kalmasını sağlayarak solunum yollarının savunmasını güçlendirir.
Beslenme: Hafif, dengeli ve vitamin açısından zengin gıdalar (sebze, meyve, çorba, yoğurt vb.) tercih edilmelidir.
Ortam şartları: Bulunulan ortam sık sık havalandırılmalı ve nem oranı korunmalıdır. (Çok kuru hava öksürüğü artırabilir). Oda sıcaklığı 21–23 C civarında tutulmalıdır.
Hijyen Önlemleri: Özellikle öksürme, hapşırma veya burun silme sonrası eller sık yıkanmalı, tek kullanımlık mendil kullanılmalı sonra çöpe atılmalı ve el hijyeni sağlanmalıdır. Evdeki diğer bireyler ile yakın temas ve ortak malzeme kullanılmamalıdır.
Belirti Kontrolü: Ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve öksürük için doktor önerisiyle parasetamol veya ibuprofen kullanılabilir. Aspirin, özellikle çocuklarda Reye sendromu riski nedeniyle kullanılmamalıdır" şeklinde konuştu.
Doktora başvurulması gereken durumlar
Yüksek ateşin üç günden uzun sürmesi, nefes darlığı, göğüs ağrısı eklenmesi, bilinç bulanıklığı, halsizliğin artması, hamilelik, kronik hastalık veya bağışıklık yetmezliği varlığı durumlarında hekime başvurulması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Nevin İnce, "Sonuç olarak evde grip yönetiminde amaç, iyileşmeyi desteklemek, komplikasyonları önlemek ve bulaşmayı azaltmaktır. Yeterli dinlenme, sıvı desteği, hijyen önlemleri ve gerektiğinde tıbbi değerlendirme ile çoğu olgu bir hafta içinde iyileşir" diyerek açıklamalarını sonlandırdı.