hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kol ve bacaklarda oluşan şişliklere dikkat!

    Kol ve bacaklarda oluşan şişliklere dikkat
    expand

    Vücudumuzdaki organ ile dokuları oluşturan hücreler anormal ve kontrolsüz bir şekilde büyümeye başladıklarında bir kitle olarak karşımıza çıkabiliyor. İşte bu kontrolsüz büyüyen dokuya ‘tümör’ deniyor. Vücudun pek çok bölgesinde oluşabilen tümör, kemikleri de tehdit edebiliyor! Genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde görülen kemik tümörünün tipik belirtisi olan ağrı ise ‘büyüme ağrıları’ olarak nitelendirilip atlanabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç.Dr. Selami Çakmak, özellikle akşam ve geceleri şiddetlenen tek taraflı ağrılarda zaman kaybetmeden bir hekime başvurulması gerektiği uyarısında bulunarak önemli bilgiler paylaştı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kemik tümörleri ilk aşamalarda sinsi özellik sergileyebiliyor. Örneğin tümör dışarıdan fark edilecek bir büyüklüğe ulaşıncaya dek ağrısız bir seyir izleyebiliyor. Ağrılar ise sürekli ve hafif bir ağrı şeklinde olabiliyor. Hareket ve aktivite artışıyla şiddetlenmiyor. İstirahat halindeyken bile var olan ağrı, akşam ve gece kötüleşebiliyor.

    Özellikle geceleri uyandıran, tek taraflı kemik ağrısı kemik tümörünün sinyali olabiliyor. Tümör çevresinde bulunan sinir dokusuna baskı yaparak o sinirin sorumlu olduğu bölgelerde uyuşma, karıncalanma ve kas güçsüzlüğü şeklinde de belirti verebiliyor. Ateş ve gece terlemesi de tümörün belirtileri arasında yer alabilir.

    Kemik tümörlerine çocuklarda ve ergenlik çağındaki gençlerde daha sık rastlanıyor. Çocuklarda büyüme daha çok diz çevresinde olduğu için bu tümörler özellikle diz eklemi çevresinde sık yerleşim gösteriyor. Osteosarkom daha çok büyümenin en aktif olduğu çocukluk çağında yaygın görülüyorken, Ewing Sarkom gibi kötü huylu tümörler 5-20 yaş arasında daha sık tespit ediliyor. Multipl myelom ve kondrosarkom gibi diğer sık görülen kemik tümörlerine ise daha çok 50-70 yaş aralığında rastlanıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    En sık görülen iyi huylu kemik tümörleri kemikte oluşan basit kistin yanı sıra non-ossfiye fibrom, osteokondrom, enkondrom ve fibröz displazi adlı hastalıklardan kaynaklanıyor. Kötü huylu kemik tümörleri ise doğrudan kemiğin kendisinden oluşabiliyor ya da daha yaygın olarak meme, akciğer, böbrek ve prostat kanserleri gibi diğer organlara ait kanserlerin kemiğe yayılması şeklinde görülebiliyor. Kemiğin kendisinden kaynaklanan kötü huylu tümörler arasında en yaygın görülenler ise multipl myelom, osteosarkom, Ewing sarkomu ve kondrosarkom oluyor.

    Kemik tümörlerinde kol ve bacaklarda ağrılı veya ağrısız bir şişlik de hissedilebiliyor. Bu durumda da zaman kaybetmeden hekime başvurmak gerekiyor.

    Kemiklerde görülen tümörlerin çoğunluğu iyi huylu tümörler oluyor. Genellikle fark edilebilir boyuta gelinceye dek belirti vermedikleri için sıklıkla başka sebeplerle çekilen röntgen, MR veya tomografi tetkiklerinde tesadüfen tespit ediliyor. Vücuda yayılma riskleri daha düşük olsa da, iyi huylu tümörler bulundukları yerdeki sağlıklı kemik ile yumuşak dokularda (kas, damar, sinir gibi) baskı ve tahribata yol açabiliyor. Dolayısıyla çoğunlukla tedavi gerektirmeseler de takip edilmeleri gerekebiliyor. Tanı konulma aşamasında doğru muayene, uygun tetkikler, tümörün tipi ve adını belirlemeye yönelik biyopsi, yani tümör dokusundan parça alınması işleminin doğru yapılması ise büyük önem taşıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ameliyat ne zaman gerekiyor?

    İyi huylu kemik ve yumuşak doku tümörlerinin her zaman cerrahi olarak çıkarılmaları gerekmeyebiliyor. Ancak takip edilmeleri önem arz ediyor. Tümör bulunduğu kemikte büyümeye devam ederse, kemikte zayıflamaya neden olup kırılmasına yol açabilecekse ve çevresindeki damar ile sinirler gibi dokularda baskı yapıp fonksiyon bozukluğuna yol açacaksa, ameliyatla çıkarılması gerekebiliyor.

    Ameliyat gerektiren iyi huylu tümörlerin tedavisinde genellikle sadece cerrahi yöntem yeterli olurken, kötü huylu tümörlerde ameliyatın yanı sıra kemoterapi (ilaç tedavisi) ve radyoterapi (ışın tedavisi) yöntemine de başvurulabiliyor.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow