Rakamlarla varis hastalığı
Varis, toplum içerisinde oldukça sık rastlanan hastalıklardan biri. Günümüzde bu konuda birçok araştırma yapılıyor. 25 yıldan uzun bir süredir varis tedavileri ile ilgilenen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof Dr Semih Barlas varis hastalığını sayısal verilerle ortaya koydu.
Bacak venlerinin (toplardamar) içindeki kapakların bozulup geri kaçırmaları, ‘Kronik Venöz Hastalık-CVD' denen bir damar hastalığını doğurur. Bu hastalık, başlangıç döneminde hiçbir belirti vermeyebilir. Ardından bacaklarda istenmeyen kılcal damarlar (1-3 mm çapında) görülmeye başlar. Daha sonra 3 mm’den daha kalın ‘spagetti görünüşlü ‘Varisler’ kendini gösterir. Hastalık kötüleşme sürecini devam ettirdikçe, ayak bileklerinde şişliğin kendini göstermesi; kızarıklık-kahverengi-beyaz renk değişiklikleri; yaraların gelişimi ile 'Kronik Venöz Yetersizlik-CVI' denilen ileri safhaya ulaşır.
En çok Kuzey Amerika’da görülüyor
Varis ile ilgili kıta ve bölge bazlı rakamlara bakıldığında, Avrupa’da %21, Asya ve Ortadoğu’da %17, Afrika’da%5.5, Kuzey Amerika’da % 23, Güney Amerika’da % 22, Avustralya ve Yeni Zelanda’da %19 oranında hastalığın saptandığı görülüyor.
Cinsiyet ve yaş faktörü önemli
Kronik Venöz Hastalık, sadece yaşlılarda değil her yaşta görülebiliyor. Kadınlarda ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi etkenler yüzünden, erkeklere göre 2 kat daha fazla ortaya çıkıyor. 2012 yılında Dünya genelinde CVD’li 91.545 kişi ile yapılan bir araştırmada hastalığın cinsiyete göre dağılım oranı % 32 Erkek, % 68 Kadın şeklinde bulunmuştur.
Diğer yandan, CVD sıklığı yaşla birlikte artmaktadır. 2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada, hastalığın erkeklerde %35, kadınlarda %65 oranında görüldüğü ve yaş dağılımının 40-79 olduğu söylenirken; yine aynı yıl Polonya’da yapılan bir çalışmada, erkeklerde %16, kadınlarda %84 oranında görüldüğü, hastaların ise 16-97 yaşları arasında olduğu saptanmıştır.
İlerleyen yaşın getirdiği doku yıpranması ve yenilenme süratinin yavaşlaması, venlerimizin içindeki kapakları da etkiler. Söz konusu kapaklar zayıflar ve bozulur. 60 yaşına gelen erkeklerin %42’sinde varis görülmektedir.
Hastalığın görülme oranında kalıtımın rolü büyük
Anne ve babasında varis bulunmayan bir kişide, herhangi bir yaşta, hastalığın ortaya çıkma olasılığı %20 iken; anne veya babada var ise %25-62’ye ulaşıyor. Burada söz konusu olan bir kız çocuk ise oran %60, erkek çocuk ise %25 olarak ortaya çıkıyor. Hem anne hem de babada Kronik Venöz Hastalık var ise doğacak çocuğun kız ya da erkek olduğu farketmeksizin hastalığın görülme oranı %90’a ulaşıyor.
Hamilelik sayısı artınca varisler de artıyor
Hamilelik sırasında kadın vücudu pek çok fiziksel ve hormonal değişiklikten geçer. Anne karnında bebek büyüdükçe, rahim, etrafındaki venler üzerinde basınç uygulamaya başlar. Hormonal değişiklikler yüzünden venler gevşer veya zayıflar. Bu faktörler beraberce, bacaklardaki sağlıklı ven kapakçıklarını bozar. Çalışmalar, hamilelik sayısı ve bacaklardaki varis sıklığının doğru orantılı olarak arttığını göstermiştir. Hiç gebe kalmamış kadınlardaki varis sıklığı genel olarak %32 iken; bir hamilelik geçirenlerde %38; iki hamilelik yaşayanlarda %43; üç hamilelikte %48; 4 veya daha fazla gebe kalanlarda %59’dur.
Kilo ve yaşam tarzı da etkili
Çeşitli çalışmalar, hastalığın fazla kilolularda %53.6 daha sık ortaya çıktığını göstermiştir. Uzun süre hareketsiz biçimde oturmayı veya ayakta durmayı gerektiren meslekler, baldır kasının çalışmasını yavaşlatıyor ve durduruyor. Bunun sonucunda bacaklardan kalbe doğru olan kirli kan pompalanması işi yavaşlıyor ve venöz hastalık gelişebiliyor. Sürekli ayakta durarak çalışanlarda %36, sürekli oturarak çalışanlarda %27 oranında varis görülüyor. Orta Doğu’da yapılan bir çalışmada, hastalığın ileri dönem belirtilerini (şişlik, ciltte renk değişikliği, yara) gösteren bireyler meslek gruplarına göre incelendiğinde, ev kadını ve emeklilerde %63; öğretmen, gazeteci, asker ve ofis çalışanlarında %14.5 oranında saptandığı bildirilmiştir. Ayrıca her türlü hormonal bozukluk veya içinde hormon barındıran ilaçların uzun süreli kullanımının ince kılcal damarların ortaya çıkmasına yol açtığı bilinmesine karşın, araştırmalar bu ilaçların 3 mm’den kalın varislerin ve kronik venöz yetmezlik oluşumu ile bir ilgileri olmadığını göstermiştir.
Varis tedavisindeki son yenilikler neler?
EVTA yöntemi şu an hastaya konforlu bir tedavi seçeneği sunuyor. İster radyofrekans isterse lazer enerjisi kullanılsın, ‘ince plastik boru’ olarak tanımlanabilecek bir kateter aracılığı ile varis gelişmiş hasta ven’in (toplardamar) içine ‘cerrahi dışı yöntemle’ ısı uygulanmaktadır. Dikiş gerektiren hiçbir kesi yapılmamaktadır. Görüntüleme altında hedefe yöneltilen ısı, ven duvarını etkilemekte, damar büzüşüp kendi üzerine kapanmaktadır. Devre dışında kalan bu damar, vücut tarafından 8-12 ay içinde emilip yok olmaktadır. Girişim yaklaşık 9-17 dakika sürmektedir. Yöntemin başarısı %80-90 arasında değişmektedir.
SON DAKİKA
- 18.14
Ocak Partisi, Ankara’da Turgut Altınok’u destekleyeceğini açıkladı
- 18.09
Erdoğan'dan Kartepe adayı için gülümseten sözler: Boya bak boya Cumhurbaşkanı'ndan daha uzun
- 18.09
Kılıçdaroğlu'ndan açıklama: ''Seni hançerleyene oy yok'' pankartına ne dedi?
- 18.06
ABD'de büyüme rakamları açıklandı
- 17.47
Seçil Erzan davasında yeni gelişme… BDDK banka görevlileri ile yazışmaları istedi
- 17.43
ABD’den Kuzey Kore’nin silah programını destekleyen 6 kişiye yaptırım
EN ÇOK OKUNANLAR
Prof. Dr. Öncel: Batı tarzı beslenme kolon kanserine zemin hazırlıyor
11 ila 24 yaşları arasındaki çocuklar incelendi! Hareketsiz çocuklarda büyük risk
Bankalar 'fatura'yı müşteriye kesti
Yatırımcıları dikkat: Gram altında yeni rekor
Fenomen Talu çiftinden bir skandal daha: Kuaföre 225 bin TL’lik tokat!