"Birey bağımlılık seviyesine basamak basamak ilerleyerek gelir" Bağımlılığın başlamadan önlenmesinin mümkün olduğunu kaydeden Sarıaydın, "Birey bağımlılık seviyesine basamak basamak ilerleyerek gelir. Bu yüzden doğru kararların verilmesi ile bağımlılık başlamandan önlenmesi mümkündür. Birey bağımlılık seviyesine gelmek üzere veya geldiyse ne yapması gerektir? Neler yapılabilir? sorularına ise şu cevaplar verilebilir, 'Merak duygunuza siz hükmedin başkaları değil. Çünkü diğer insanların hayatlarına müdahil olmak bireyselliğinize zarar verir. Mahremiyet duygunuzun zedelenmesine izin vermeyin. Günümüzde sosyal medya; araştırma aracı olarak görülse de, pek çok bilgi yüzeysel ve genel geçer bilgilerden oluşabiliyor. Oysaki bilgi toplamak için okumaya, gözlem yapmaya çalışın. Bugün arkadaşlıklar, aile ilişkileri bile neredeyse sosyal ağlar üzerinden devam ettiriliyor. Halbuki yüz yüze etkileşimin yerini sanal araçlar alamaz. Zaman zaman sevdiğiniz insanlara vakit ayırıp yüz yüze görüşün. Sosyal medya bildirimlerinin sessiz moda alın. Telefonda ana ekranda sosyal medya bildirimlerinin görünürlüğünü kapatın. Gün içerisinde sosyal medyaya bakma zamanını belirleyin. Bu günde 30 dakikayı geçmemeli. Öğle 15 dakika, gece 15 dakika olabilir. Ve süre dolduğunda mutlaka kapatın. Birileriyle iletişimi yazılı olarak değil, sözel olarak yapın. Yani birisiyle konuşmanız gereken bir şey varsa telefon açın ya da yüz yüze görüşün. Spor, kitap okumak gibi beğeneceğiniz aktivitelere zaman ayırın. Bunlara rağmen çözüm bulamadıysanız, psikiyatr ya da bir klinik psikologdan yardım alın.' Her internet, sosyal medya kullanımı aslında bir bağımlılık değildir ve teknolojinin sadece kötü yanlarını ele almamalıyız. Teknolojiyi 'nasıl kendimize yarar sağlayacak şekilde kullanabiliriz’ sorusunu cevapladığımızda hayatımızı kolaylaştırmasını sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.