Olası bir yaralanma anında yaralanan bölgeyi hareket etmeyecek şekilde atel ile tespit etmek gerektiğini vurgulayan Akpınar, şunları söyledi:“Dışarıdan uygulanacak soğuk kompres, oluşabilecek bir iç kanamayı azaltacaktır. Ayrıca söz konusu bölge bandaj yardımıyla sıkıca sarıldıktan sonra bir süre istirahat edilmelidir. Spor yaralanmalarının önlenmesinde spor hekimi, ortopedist, fizyoterapist ve diyetisyen birlikte görev almalıdır. Böyle bir takım çalışması ile sporcunun kondisyonu, beslenmesi ve performansı dengeli olursa sakatlanma ihtimali de azalır. Ayrıca uygun sportif malzeme ve teçhizatı kullanmak da sakatlık riskini en aza indirger. Spor yapmadan önce acele edilmemeli, yeterli düzeyde ısınma, açma ve germe hareketleri yaparak özellikle kas yaralanmalarına karşı gerekli tedbir alınmalıdır.Spor yaralanmaları genelde kas, kemik, bağ ve eklem yaralanmalarını içerir. En sık sakatlanan eklem ise diz, ayak bileği ve omuz eklemidir. Dizde ön çapraz bağlar ve menisküs yaralanmaları, ayak bileğinde bağ ve kıkırdak yaralanmaları, omuzda ise omuz çıkıkları ve lif yaralanmaları sık görülür. Günümüzde tüm bu eklem yaralanmaları ‘artroskopi yöntemi’ ile tedavi edilebilmektedir. Bu yöntemde eklemin içini görmek için fiberoptik ışık kaynağına bağlanmış mercek ve video kamera sistemleri kullanılır. Sadece 0.5 cm’lik deliklerden artroskopinin optik sistemi eklemin içine sokulur ve monitörden bütün eklem içi 6 ila 10 kez büyütülerek incelenir. Böylece ortopedi hekimi tarafından içerideki tüm yapıların detaylı bir muayenesi ve tedavisi gerçekleştirilmiş olur.”