hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Yaşı 40 olan birinin kalp yaşı 80 olabiliyor

    Yaşı 40 olan birinin kalp yaşı 80 olabiliyor
    expand
    KAYNAK DHA

    Damar yaşı ile takvim yaşının farklılık gösterebileceğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Temiz, "40 yaşında, hatta daha genç insanlar neden kalp krizi geçirir ve önemli bir kısmı da maalesef kriz nedeniyle genç yaşta hayata veda eder? Aslında bunun cevabı basit; çünkü takvim yaşımızla kalp damar yaşımız aynı değil. 40 yaşında olan birinin damar yaşı 70, hatta 80 olabilmektedir" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kalp hastalıkları, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. En önemlisi de kalp krizi, ansızın kapıyı çalıyor ve genç, yaşlı dinlemiyor. Avcılar Anadolu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Temiz, kalp damarlarını yaşlandıran süreç hakkında önemli bilgiler verdi.

    Sivilce gibi patlar kalp krizine neden olur

    Damarların iç yüzeyinin ‘endotel’ adı verilen zarla kaplı olduğunu ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Temiz, "Aslında vücudumuzun en büyük organıdır. Tüm endotel yüzey alanımız bir futbol sahasından büyüktür. Endotelin birçok görevi vardır. Kanın akışkanlığından, pıhtılaşmanın engellenmesine ve faydalı besinlerin hücrelere iletilmesi, zararlıların hücrelerden alınıp vücuttan atılmasına kadar birçok önemli görevi bulunmaktadır. Damar yaşlanması, endotel işlevinin bozulması ile başlar. Endotel işlevi bozuldukça geçirgenliği artmakta ve damarların tıkanmasına yol açan kolesterolün damar duvarına geçmesine yol açmaktadır. Zamanla damar duvarında biriken kolesterol adeta bir sivilce gibi damarın içine doğru büyümekte ve damarı tıkamaktadır. Bu damar içine doğru büyüyen plaklar bazen sivilce patlaması gibi patlamakta ve pıhtılaşmanın aktive olmasıyla damarın ani olarak tam tıkanmasına yol açarak kalp krizine sebep olmaktadır. Eğer tıkanma kalbin önemli bir damarında ise ölüme yol açma ihtimali daha fazladır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kiloya da uyku apnesine de dikkat

    Damar yaşlanmasının aniden gelişmediğini dile getiren Doç. Dr. Ahmet Temiz, bu durumun sinsice ilerlediğini ve damarlar iyice tıkanıp kalp krizi gelene kadar klinik bulgu vermediğini belirtti. Yapılan çalışmaların risk altındaki bireylerde damar yaşlanmasının daha çocukluk çağlarında başladığını gösterdiğini söyleyen Doç. Dr. Temiz, "Damar yaşlanma hızı kişinin risk yüküne göre değişmektedir yani risk faktörü ne kadar fazla ise o kadar hızlı yaşlanmakta ve 40 yaşına gelmiş birinin damar yaşı 70-80 olabilmektedir. Peki, damar yaşını neler etkiler? Damar yaşlanmasını etkileyen birçok sebep vardır, en önemlilerini sıralayacak olursak; sigara (en önemli önlenebilir neden), kolesterol yüksekliği (ne kadar düşük o kadar iyi), şeker hastalığı (her 4 şeker hastasından 3’ü kalp ve damar hastalıklarından ölmektedir), tansiyon yüksekliği, ailede kalp krizi inme öyküsü olması, şişmanlık, hareketsiz yaşam, dengesiz beslenme, romatizmal hastalıklar ve uyku apne sendromu sayılabilir" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Tahıllı ekmek yemeye alışmalıyız"

    Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Temiz, kalp ve damar sağlığının korunması için çocukluk çağında önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi. Sadece dengeli beslenme ve sigaraya hiç başlamama ile kalp krizlerinin ve buna bağlı ölümlerin en az yarısının önlenebileceğini sözlerine ekledi. Doç. Dr. Ahmet Temiz şu beslenme tavsiyelerinde bulundu:

    “Özellikle üç beyazdan mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Her gün beyaz ekmek yemek yerine kepekli ve tam tahıllı ekmek alışkanlığı kazanmalıyız. Tahıllı ekmek hem daha fazla tok tutar hem kan şekerini düşürür ve hem de enerji verir. Ancak günde 7 dilim ekmekten fazlasını tüketmemekte yarar var. Yemeğin tadına bakmadan tuz eklememeliyiz. Günlük tuz miktarınız bir çay kaşığını geçmemelidir. Şekerle kendinizi zehirlemeyin. Pirinç, patates, havuç gibi besinlerin ve meyvelerin şeker içerdiğini unutmayın. Çayınıza kahvenize hiç şeker atmayın. Bir süre sonra içeceklerinizi bu şekilde tüketmeye alışacağınızı göreceksiniz.”

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow