3 yıl boyunca her hafta sonu Afyon-İzmir arası yolculuk yapan Dicle-İlker Özbay kazançlarının ev kiraları, ayrı ayrı yenen yemekler ve yol paralarıyla uçup gittiğini görünce daha fazla kayıtsız kalamayarak işlerinden istifa etti. İstifa kararı verirken zorlanmadıklarını dile getiren İlker Özbay, köye göç etme hikayelerini ise şöyle anlattı: "Dicle’nin olmadığı bir kamp etkinliğinde internet ilanlarını gezerken Çökertme Koyu'nda kiralık kamp alanı gördüm ve hemen gidip baktım. Hayalimiz olan arsa aslında tam anlamıyla burasıydı. Eğer bir gün köye göç edersek tek şartımız arsa içerisinde ev olmasıydı. Bu sebepten Dicle yeri görmeden ben imzaları atmış, burayı kiralamıştım.” "O anda istifayı kafamda vermiştim" diyen İlker Özbay, "Ancak garantici bir çift olduğumuz için iş yeri açma ve çalışma ruhsatı çıkmadan ben memurluktan ayrılmadım. Sadece Dicle ayrıldı ve işlemler onun üzerine yapıldı. Bütün izinlerimi burada işlemler için kullandım. 2020 son günü ruhsatımıza kavuştuk, 2021 yılının ilk günlerinde ise istifamı verip ocak ayında buraya tamamen taşındık” bilgisini paylaştı.
'BİRİKMİŞ PARAMIZIN YANINDA TÜM EV EŞYALARIMIZI DA SATTIK'
Maliyetlerle ilgili her şeyin düşündükleri gibi gitmediğini dile getiren Özbay çifti, “Bu aslında bizden de kaynaklı bir şey oldu çünkü kamp alanı değil, glamping alanı açtık. Yani yatakları, buzdolapları, komodinleri, temiz havlularına kadar her şeyi içerisinde olan çadırlar alanımızda mevcut. Birikmiş paramızın yanında tüm ev eşyalarımızı satarak bu yola çıktık. Ancak başladığımız bütçeyle isteğimizin olmayacağını sonrasında anladık. Paramızın yetmediği kısımda çok sevdiğimiz bir dostumuz hayallerimize destek oldu ve bize borç verdi. Böylelikle 2021 yılında burayı açmak için harcadığımız para yaklaşık 500 bin lirayı buldu” dedi. Yakın çevrelerindeki dostlarının böylesi bir karara hiç şaşırmadığını ve hepsinin beklediği bir karar olduğunu söyleyen Dicle-İlker Özbay şunları da ekledi: “Çünkü hem yaşadığımız zorlukları hem de bu büyük hayalimizi biliyorlardı. Hepsinin bu hayalde fiziksel ve manevi bir katkısı olmuştur. Ailelerimiz ise özellikle İlker için endişelendiler ve ilk anda çok sıcak tepki vermediler. Çünkü memuriyet ailelerimiz için çok önemliydi ve garanti bir işti. Ancak iş istifa boyutuna gelince kabullenmek zorunda kaldılar. Bir de ‘olmazcılar, yapamazsınızcılar’ vardı. Onları da hayatımızdan çıkardık."