hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Almanya'da Hitler'den önce nasıl bir düzen hüküm sürüyordu?

    Almanyada Hitlerden önce nasıl bir düzen hüküm sürüyordu
    expand

    Hitler başa gelmeden önce Almanya'da nasıl bir düzen hüküm sürüyordu, neden ve nasıl çöktü? Colin Storer'ın İletişim Yayınları'ndan çıkan Weimar Cumhuriyeti'nin Kısa Tarihi adlı kitabında, savaş, yenilgi, devrim, karşı devrim, hiperenflasyon, yabancı işgali, işsizlik ve sokaklardaki şiddeti; bunların yanı sıra da sanat, kültür, edebiyat, bilim ve toplumsal cinsiyet alanlarında sonraki kuşaklara bırakılan muazzam örnekleri anlatıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İletişim Yayınları Colin Storer'ın Weimar Cumhuriyeti'nin Kısa Tarihi, Esra Özyürek'in Müslüman Olmak Alman Kalmak - Yeni Avrupa'da Millet, Din ve Din Değiştirme kitapları ile Mustafa Çiftci'nin ilk öykülerini bir araya getirdiği Adem'in Kekliği ve Chopin, Bülent Çallı'nın yeraltı edebiyatına gözkırpan romanı Simsiyah ile Vecdi Çıracı'nın "Sarıkasnak - Denize Dair Hikâyat" adlı kitaplarını okurla buluşturdu.

    Weimar Cumhuriyeti'nin Kısa Tarihi

    Hitler başa gelmeden önce Almanya'da hüküm süren demokrasi deneyimini ve bu demokrasi ortamının neden ve nasıl çöktüğünü anlatan Weimar Cumhuriyeti'nin Kısa Tarihi, geçtiğimiz günlerde İletişim Yayınları'ndan çıktı. Colin Storer'ın yazdığı kitap, Weimar anayasasının Hitler düzenlemeleriyle nasıl delindiğini, cumhuriyetin ve demokrasinin bireylerin aktif tutumu olmadan korunamadığını birçok örnek üzerinden açıklıyor. Yalnızca belli bir tarihi dönemi incelemekle kalmayan, siyaset bilimi açısından da demokrasiyle ilgili birçok soruyu yeniden gündeme getiren, önemli bir eser…

    "Devlet ve PKK İkileminde Korucular"

    Weimar Cumhuriyeti, Birinci Dünya Savaşı'nın bitişinden Hitler'in iktidara gelişine kadar varlığını sürdüren Alman demokrasi deneyiminin adı olarak tarihe geçti. 1933'e gelindiğinde savaş, yenilgi, devrim, karşı devrim, hiperenflasyon, yabancı işgali, işsizlik ve sokaklarda şiddet vardı. Oysa aynı dönem içinde Weimar deneyimi sanat, kültür, edebiyat, bilim ve toplumsal cinsiyet alanlarında sonraki kuşakların yaratıcılığını ve entelektüel dünyasını besleyecek muazzam örnekleri de yaratmıştı. Bu nedenle Weimar Cumhuriyeti, cumhuriyete sahip çıkan cumhuriyetçilerle demokrasiye inanan birey ve kurumların eksikliğinin nelere mal olduğunu gösteren en önemli örneklerden birisidir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Almanyada Hitlerden önce nasıl bir düzen hüküm sürüyordu

    "11 Kasım 1918'de sabah saat 5'te ateşkes imzalandı. Altı saat sonra bütün silahlar sustu ve savaş sona erdi. Bir taraftan ateşkes imzalanırken, diğer taraftan Almanya'da 3 Kasım günü Kiel'deki bir deniz kuvvetleri ayaklanmasının kıvılcımıyla devrim çoktan başlamıştı. Devrim hızla Hamburg, Bremen ve Berlin'e sıçradı. Münih'te ayrı bir ayaklanmayla Bavyera cumhuriyeti ilan edildi. 9 Kasım'da sosyal demokrat Friedrich Ebert şansölye olmuş, Berlin'de cumhuriyet ilan edilmiş, Kaiser tahttan indirilmiş, Bismarck'ın neredeyse yarım yüzyıl önce var ettiği Hohenzollern İmparatorluğu son bulmuş, Alman tarihinde yeni bir sayfa açılmıştı."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Müslüman Olmak Alman Kalmak - Yeni Avrupa'da Millet, Din ve Din Değiştirme

    Esra Özyürek'in İletişim Yayınları'ndan çıkan kitabı Müslüman Olmak Alman Kalmak, Almanya özelinde İslâmiyet'i seçen Avrupalıları konu ediniyor. Günlük hayatla sosyolojik araştırmayı birleştiren bu çalışma, Müslümanlığı seçenlerin gerekçelerini anlamayı, kültürel anlamda çatıştığı varsayılan İslâm kültürü ile Avrupa kültürünün bu bireylerin hayatında nasıl birleştiğini ve bu yeni din tercihlerinin yaşamlarını nasıl şekillendirdiğini görmeyi amaçlıyor. Terör üzerinden yükseltilen İslâmofobinin etkisi altında, Müslüman olan Batılılar ve bu ülkelerdeki Müslüman göçmenler arasındaki ilişkinin boyutları ise tabloyu tamamlayarak bize bu konuda hakkında detaylı bir tasvir sunuyor

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İslâmiyet'in Batı dünyasındaki varlığı, uzun süredir tartışılıyor. 11 Eylül'den sonra "terör tehdidi" etrafında oluşan güvenlik teyakkuzu ve İslâmofobi, bu tartışmanın öne çıkan ama görüşü karartan bir cephesi. Avrupa'da Müslüman göçmen topluluklarının artan nüfusu ve etkinliği, daha geniş ve derin bir sosyolojik ilginin konusu. Bir de, Müslümanlığı seçen, İslâm'a geçen Batılılar var.

    Almanyada Hitlerden önce nasıl bir düzen hüküm sürüyordu

    Esra Özyürek, ideolojiler ve geniş ölçekli sosyolojik gözlemlerle sınırlı kalmayıp günlük hayata nüfuz eden araştırmasında, Almanya örneğinde, Müslüman olan Batılıların nasıl Müslüman olduklarına mercek tutuyor. Hem ne gibi bir ihtida deneyiminden geçerek İslâm'ı benimsediklerine hem de Müslüman olduktan sonra bunu nasıl yaşadıklarına…

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Müslüman Almanlar, doğuştan Müslüman olan kişilerle yakın bir ilişki yaşadıktan sonra Müslüman olmuşlar ama din değiştirdikten sonra kendileri ile göçmen Müslümanlar arasına bir mesafe koymuşlardı". Özyürek'in temel bir gözlemi, bu. İslâmî yaşama mümkün olduğunca "Alman görünümü" verme çabaları da, bu gerçeğin bir veçhesidir. İhtida eden Almanların/Avrupalıların "Müslüman olarak kalmalarının ya da Ümmet'e tam olarak kabul edilmemelerine rağmen İslâm'ı yaşamaya devam etmelerinin sebebi Selefilerdir". Özyürek, bu kilit tespitini, şu kritik soruyla bağlıyor: Avrupa'da İslâm'ın geleceğine Selefi akım mı damgasını vuracak?

    Adem'in Kekliği ve Chopin

    Bozkırda Altmışaltı ile çeşitli ödüller kazanan Mustafa Çiftci'nin ilk hikâyelerini derlediği Adem'in Kekliği ve Chopin İletişim Yayınları'ndan çıktı. Kitabında Çiftci, okuru yine insancıl kaleminden doğan derinlikli karakterleriyle buluşturuyor. Anadolu insanının tanıdık hikâyelerini günlük hayatın telaşlarına karıştıran Adem'in Kekliği ve Chopin, samimiyetle bezeli bir öykü derlemesi.

    Almanyada Hitlerden önce nasıl bir düzen hüküm sürüyordu

    Kitabın arka kapak metni şöyle:

    "Yozgat'tan Ankara'ya gidenler, Ankara'dan Yozgat'a dönenler… Böcüklü saksılar, hayırlı kısmetler, Pabrikalar, yevmiya hesabı yapan ırgatlar, usul aksak evlerine varanlar, perzulaya yumulanlar, kalbi taş olanlar, dudakları kıpır kıpır diyeşet okuyanlar, essahlı konuşanlar… Oy oyy Doktur melhamı yok mu bunun? Bozkırda Altmışaltı'yla tanıdığımız, iyimser ve insancıl Mustafa Çiftci dünyasının ilk örnekleri. Adem'in Kekliği ve Chopin, Çiftci'nin ilk hikâye kitabı…"

    Simsiyah

    Bülent Çallı, İletişim Yayınları'ndan çıkan kitabı Simsiyah'ta yeraltı edebiyatına göz kırpıyor. Fantastik öğeler taşıyan bu sıra dışı kurgu, Siyah Paltolu Adam'ın peşinden koşarken bir labirente dönüşen sokakları tüm ürkütücülüğüyle anlatıyor ve okurları da bu maceranın içine sürüklüyor. Arzunun ve baştan çıkarılmanın zifiri karanlık romanı.

    Almanyada Hitlerden önce nasıl bir düzen hüküm sürüyordu

    Arka kapaktan:

    "Çürük evler, bakımsız sokaklar, ne kadar yaşlı olduğunu bilmeyen dükkânlar ve ağır ağır yanan ruhlar… Kendi yarattığı gölgelerin içinde gezinen bir adam... Siyah Paltolu Adam… İblis, avladığı hayvanı çiğnerken ağlarmış.

    Bülent Çallı, yalın ve merak uyandırıcı bir sesle, tekdüzeliğin, arzunun ve baştan çıkarılışın hikâyesini anlatıyor. Simsiyah, fantastik bir sessizliğin, güneşin doğuşunu bekleyen açgözlü insanların romanı..."

    Sarıkasnak - Denize Dair Hikâyat

    Vecdi Çıracıoğlu, denize ve denizcilere dair üçlemesinin ilk kitabı olan Sarıkasnak ile karşımızda… İletişim Yayınları'ndan çıkan kitap, cumhuriyetin kuruluşunun onuncu yılında, bir balıkçı köyünde yaşayan Camgöz Reis'i ve köydeki diğer insanları anlatıyor. Üçlemenin adı gibi, "Denize Dair Hikâyat"la dopdolu bu roman, sevdikleriyle arasına deniz giren, kaderiyle savaşan deniz tutkunlarının romanı…

    İsmi ile müsemma Hoyratdeniz… Kıyısında küçük bir köy, Dünyanıngözü; iki ağızlı, ters dönmüş bir kaşık, belki de denizde yüzen fettan bir kadının omzu gibi… Kıyı köyünde bir dalgıç; dünyaya açılan iki penceresinden birini savaşta kaybeden Camgöz Reis…

    Almanyada Hitlerden önce nasıl bir düzen hüküm sürüyordu

    Vecdi Çıracıoğlu, "Denize Dair Hikâyat" üçlemesinin ilk kitabında, cumhuriyetin onuncu yılı kutlamalarının arifesinde, iş güç dağdağasına kapılmış deniz insanlarının hikâyesini anlatıyor. Uzun sürmüş kışın ardından açan kızılşap renkli zambaklar, uzun eğrelti otları arasında telaşlı telaşlı dolaşan tavşanlar ve rıhtımın ilerisinde akşamsefaları köyün denizcilerini hayata bağlıyor. "Tutarga, tutarga!" Camgöz Reis derine dalıyor!

    Sarıkasnak, ay çıkınca huyu değişen insanlarla uğraşan Camgöz Reis'in, pruva ile ufuk çizgisi arasında ağ ören denizcilerin romanı…
    "Denize giden insan farklıdır ve aşka çağrılan deli divane bir âşık gibi gözden kaybolana kadar, ellerini sallayarak vedalaşır sevdicekleriyle. Yazgısının arkasından koşan deniz insanı için uzundur bu vedalaşmalar..."

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow