hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bakan Çavuşoğlu: 'Trump'ın bu sözünü tutmasını beklemek en doğal hakkımız'

    Bakan Çavuşoğlu: Trumpın bu sözünü tutmasını beklemek en doğal hakkımız
    expand

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Başkanı Donald Trump'ın YPG'ye silah vermeyeceklerini açıklamasına ilişkin, "Elbette Sayın Trump'ın bu sözünü tutmasını beklemek en doğal hakkımız. 'Hiçbir silahın verilmesini istemiyorum, esasen bu saçmalığın çok daha önceden bitmesi gerekiyordu' diyerek Sayın Cumhurbaşkanımıza silah verilmeyeceğini söylemiştir. Elbette bunu uygulamada görmek istiyoruz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'nın Kemer ilçesinde partisinin kongresine katıldı. Toplantı çıkışında gazetecilere açıklama yapan Bakan Çavuşoğlu, Gürcistan'daki otel yangınıyla ilgili, "Dünden bu yana takip ediyoruz. 12 kişinin bu yangından dolayı öldüğünü arkadaşlarımız da belirtti. Hem Batum Konsolosluğumuz hem de Tiflis Büyükelçiliğimiz. Bu kişilerin arasında Türk olmadığını söylüyorlar. Tabii yanarak ölenler var. Ve bir iki ülkenin vatandaşları olduğunu söylüyorlar ama o ülkeleri de zikretmek istemiyorum iyice belgelerle ortaya çıksın. Yaralananların arasında 5 vatandaşımız olduğu bilgisini verdi arkadaşlar ve ilk tedavilerinden sonra hastanelerden ayrıldıklarını ve sağlık durumuyla ilgili ciddi bir durumun olmadığını bildirildi. Şu ana kadar gelen bilgiler doğrultusunda ölen 12 kişi arasında Türk yok. Ama tam neticeyi beklememiz lazım, incelemeler devam ediyor" dedi.

    "Siyasi çözüme odaklanıyoruz"

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın telefon görüşmesi ve Suriye'deki süreçle ilgili gazetecilerin sorusu üzerine konuşan Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

    "Türkiye, Suriye'de kalıcı bir çözüm için çok önemli bir rol oynuyor. En önemli aktörlerden bir tanesi ve yapıcı bir rol üstlendi Türkiye. Son bir yıldır da önce Rusya'yla daha sonra İran'ın da dahil edilmesiyle üçlü bir mekanizma çerçevesinde önemli adımlar attık. Attığımız bu adımlar sayesinde sahada çatışmalar çok büyük oranda durdu. Fakat siyasi çözüm olmadan bunu sürdüremeyeceğimizi hepimiz biliyoruz. Yarın başka çatışmalar olabilir, suistimaller, ihlaller olabilir. O yüzden şimdi siyasi çözüme odaklanıyoruz. Bu süreçte Türkiye bu iki ülkeyle ikili düzeyde görüştüğü konular var. Üçlü mekanizmanın yanında dün akşam Sayın Trump ile telefonda görüştü Sayın Cumhurbaşkanımız. Bu üç ülkenin dışında Suriye için bugün öyle veya böyle önemli aktör olan ülkelerle, ülkelerin liderleriyle de dışişleri bakanlarıyla da temas halindeyiz. Bu süreç hakkında bilgi veriyoruz. Bizim derdimiz birilerini dışlamak değil, herkesin desteğini almak, sürecin meşruiyetini de tesis etmek.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    O sebeple Sayın Cumhurbaşkanımız birçok liderle telefon görüşmesi yapacak, biz de dışişleri bakanlarıyla görüşmelerimizi sürdüreceğiz, onların da fikirlerini alıyoruz. AB'ye de aynı şekilde onların talebi üzerine bilgi de veriyoruz. Sistemin dışında tutmuyoruz hiç kimseyi. Ama burada bölgenin en güçlü ülkesi olarak ve her iki ülkeyle, Irak ve Suriye'yi kast ediyorum, 1200 kilometrelik sınırı olan Türkiye en önemli aktördür, en yapıcı rol üstlenmiştir. Bizim tek gayemiz vardır, kan dursun, siyasi çözüm olsun, her iki ülkenin de sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü tekrar tesis edilsin, teröristler bu ülkelerde barınmasın, çünkü bizim için de tehdit ve bu bölgeye barış tekrar hakim olsun. Bunun için çabalarımız ikili düzeyde, üçlü düzeyde ve çok taraflı olarak devam edecektir."

    "Bunu uygulamada görmek istiyoruz"

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmede YPG'ye silah vermeyeceklerini söylediği yönündeki açıklamanın hatırlatılması üzerine ise Bakan Çavuşoğlu, şöyle dedi:

    "Elbette Sayın Trump'ın bu sözünü tutmasını beklemek en doğal hakkımız. Müttefik bir ülkeden esasen bizim beklentilerimiz son derece nettir. Ve çok şey de istemiyoruz. Türkiye'ye pozitif ayrımcılık da istemiyoruz. 'Bize tehdit oluşturan ve Suriye'nin geleceğini riske atan terör örgütleriyle işbirliği yapmayın' diyoruz. Koskoca bir ülkenin bir terör örgütüyle işbirliği yapması zaten anlaşılır bir durum değil. Bir terör örgütüyle mücadele edilecekse Fırat Kalkanı Operasyonu'nda olduğu gibi biz kendimiz de yaparız, hem de çok etkili bir şekilde yaparız. Şu soruyu da son zamanlarda soruyoruz; Neden bizim Fırat Kalkanı ile DEAŞ'tan temizlediğimiz bölgelere 100 bin insan Türkiye'den gidiyor yaklaşık, 150 bin insan Suriye'nin değişik şehirlerden geliyor da YPG'nin kontrol ettiği bölgeye Türkiye'deki 300 bin Kürt'ten bir tane gidemiyor? Çünkü terör örgütünün yönettiği bir yere nasıl insanlar güvenip de gidecek? Çünkü o insanların, o Kürt kardeşlerimin evleri, tapuları her şeyleri elinden alınmış, nüfus belgeleri hepsi yakılmış, yıkılmış. Bir terör örgütüyle işbirliği yapmanın çok mahsurları var ve o terör örgütüne verilen silahlar bize yöneliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sınırdan geçen YPG'li terörist sayısı ortada, hangi silahlarla geçtiği ve o verilen silahların PKK'nın eline geçtiği belgeleriyle ortada. Dolayısıyla bunu Cumhurbaşkanımız net bir şekilde daha bir kere daha Sayın Trump'a iletti, beklentimizi de söyledi. Sayın Trump da 'Net bir şekilde söylüyorum, ben talimat da verdim, bundan sonra silah verilmeyecek', tekrar konuşmanın ileriki aşamasında Sayın Trump bunu bir kere daha söyledi, 'Ulusal Güvenlik Danışmanıma da talimat veriyorum', zaten bu konuşmamızın tutanağını onlar da okuyacaklardır. Dolayısıyla 'Hiçbir silahın verilmesini istemiyorum, esasen bu saçmalığın çok daha önceden bitmesi gerekiyordu' diyerek Sayın Cumhurbaşkanımıza silah verilmeyeceğini söylemiştir. Elbette bunu uygulamada görmek istiyoruz. Çünkü ABD gibi bir ülkenin terör örgütleriyle işinin olmaması lazım. Çünkü ABD'nin kendisi de terörden çok çekti, bizler de terörden çok çektik. Terör örgütleriyle işbirliği yerine müttefikler arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi gerekiyor ki kalıcı olan budur."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow