Kademeli normalleşme takviminde yer almayan ve 1.5 yıldır sahnelerden uzak kalan sanatçılar-sahne emekçileri isyan etti.Kararın acilen gözden geçirilmesini talep eden sanatçılar Gözünü yumma, sahneye sahip çık! diyerek birlik çağrısı yaptılar. Sokağa çıkma yasağının en azından 24.00e çekilmesini isteyen müzisyenler, böylelikle iş yapabilmeyi ve evlerine ekmek götürebilmeyi umuyor. Şarkıcı Şimal: 1.5 yıldır sahneden uzağım. Bu işin adabı neydi, ne diyorduk sahneye çıkınca, nasıl hazırlanıyorduk? Hepsini unuttum ve tek gelirim de müzik! Sadece nefesim ile para kazanıyorum. Ne sponsorum var ne sosyal medya işi yapıyorum. Bugünlere de tırnaklarımla kazıya kazıya, mücadele ederek geldim. Ama bugün gelinen noktada ben de meslektaşlarım da bu mücadeleyi kaybettik. Ev sahibine telefon açıp, Bu ay da kirayı almasanız, sizi üzer miyiz? diye yalvaran müzisyenleriz artık. Bu çok onur kırıcı! Tüm bunların üzerine bir de meme kanserine yakalandım. Biliyorsun, ağır süreçler! Tedavi, ek tedaviler... Para, moral ve motivasyona en çok ihtiyacım olan dönem. Müzik beni ayakta tutacaktı güya? Sokağa çıkma yasağını, en azından 24.00e çekseler biz de bir tık nefes alır, işimizi yapar, kimseye de muhtaç kalmayız diyorum. Türkücü Yudum: 1.5 yılda sektör falan kalmadı. Sadece solist olarak düşünme! Çalgıcısı, ışıkçısı... O kadar çok insan ekmek yiyordu ki. Bugüne kadar kendi çabamızla bir şeyler yapmaya çalıştık ama yetmedi işte. Devletin yanımızda olması, kol kanat germesi şart! Gel gör ki normalleşme kararları açıklandığında yine yok sayıldık. Karar açıklanırken anneme döndüm, Keşke müzisyen olmasaydım, başka bir iş yapsaydım dedim. Bak bu kadar zamandır, açız! Daha kötüsü yaptığımız iş meslek olarak kabul edilmiyor. Kültür Bakanlığı, 16 ayda sadece 4 ay, aylık 1000 TL para yatırdı. Neye yetti? 2 hafta önce 3000 TL hibe açıklandı, alabilmek için vergi levhası şart! Sektördekilerin yüzde 90ı zaten kayıt dışı, nasıl alacak o parayı? İzmirden, Gaziantepten geçim sıkıntısı nedeniyle intihar haberleri alıyoruz. Bir mesleğin var ama icra edemiyorsun, düşünsene. Bu çok acı. Lütfen artık sesimizi duyun. Gitarist Engin Yıldız: Bu virüs AVMye girmem, restoranda bulaşmam ama konserde bulaşırım mı? diyor. Siyasi mi ya da başka bir kaygı mı bilemiyorum ama bence eğlence sektörüne karşı alınmış bir tavır var. Restoranlar açıldı, mesela. İnsanlar kurallar çerçevesinde HES kodu, maske-mesafe gibi, nasıl bir araya gelebiliyorsa benzer koşullarda konserler yapılamaz mı? Salgının farkındayız. Sıkış tıkış konserler yapalım da demiyoruz. Ama yarı kapasiteyle de olsa bir şekilde işe başlamak istiyoruz. 1.5 yılda 4 ay, aylık 1000 lira yardım aldım. Kiraya mı? Faturalara mı? Neye yeter? Ki bunu bile alamayan meslektaşlarımız oldu. Düğün-derneğe de gidemeyiz, mekân sahipleri dolmadığından şikâyetçi, İş olursa para alırsınız diyorlar... Çoğu meslektaşım enstrümanını sattı. Arkadaşım taksiye başladı. Ben de abimin sigorta şirketi var, onun yanında sigortacılık yapıyorum. Bu işin okulunu okudum ben, profesyonelim, reva mı? Müziğin bu ülke için ne kadar önemsiz olduğunu bir kez daha anladım. Orkestra Şefi Tarık Sezer: 2020 marttan beri resmen kapalıyız. 130 müzisyenin geçim sıkıntısı nedeniyle intihar ettiği söyleniyor. Büyük bir kâbusun içerisindeyiz. Biz kontrollü bir açılma, yarı kapasite ile konserlere, mekânlarımıza dönmeyi beklerken göz ardı edildik. Büyük hayal kırıklığı içerisindeyim. COVID-19un bizim sektörden bulaştığına dair bir rapor, belge, bulgu da yok! Hayır, suçlu bizim sektör ise 16 aydır evde oturuyoruz öyleyse salgının bitmesi gerekmez miydi? İstanbulda sokaklar dolu, toplu taşıma ağzına kadar kalabalık. Uçağa binmeden 1.5 metre arayla bekliyorsun, bindikten sonra yan yanasın. Bunlardan hiçbir şey olmuyor ama konser yapılamıyor. Sektörün günahı ne? Arkasında başka bir şey olduğunu düşünmek istemiyoruz ama... Bu işin bizim sektöre mal edilmiş olmasına kırgın ve kızgınım. Akşam 22.00 yasağının 24.00e çekilmesini talep ediyoruz. Kurallara uyarız, konserlerimizi yaparız. 23.00te biter, herkes de evine gider. 35 kişi var orkestramda, aileleri ile 100 kişi. 1.5 yıldır kimi sağdan soldan borçla geçindi, kimi kenara atmıştı onu yedi. Bittik! Lütfen bu duruma göz yummayın! Sahnelere sahip çıkın. Nilüfer: Müzisyene ve müzik sektörüne son darbe vurulmuştur. Sahneleri kapatıp, bizi görmezden gelen, sanatı ve sanatçıyı değersizleştiren herkese yazıklar olsun! Harun Tekin-Mor ve Ötesi: Müzikten, sahneden, sanattan korkmak korkanlar açısından makul gibi görünse de beyhude bir tavır. Keyfi yasaklar aşının yerine geçemez. Bu ülkenin birbirinden değerli müzisyenlerinin, sahne sanatçılarının maruz bırakıldıkları şey rasyonel değil ideolojiktir. Gülşen: Koca bir sektör (ki artık yerle bir) ve o sektöre hizmet eden binlerce insanın adaletsizce kaderine terk edilmesini, 1 yılı aşkın süredir bunun böyle devam etmesini kabul etmiyorum. Yeter artık! Şu 1 ay, üstelik diğer her şey serbestken, yine acı bekleyişle geçecek, öyle mi? Önümüzdeki 2 ayda da ne olacağı meçhul... Müzik, tiyatro ve tüm eğlence sektörü adına konuyu tekrar ele almanızı diliyorum. El insaf. Murat Boz: Müzik sektörü çalışanları yok sayılıyor. Evlerine ekmek götüremeyen 100 binler var. İntihar eden meslektaşlarımız var. Acilen kararlar gözden geçirilmeli, sektörü rahatlatacak kararlar alınmalı ve açıklanmalıdır. Demet Akalın: Müzisyenler ne yapacak? İntihar haberi almayız umarım...