hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a destek yağıyor

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaşa destek yağıyor
    expand
    KAYNAKAA

    Ankara Barosu yöneticilerinin, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a yönelik açıklamalarının ardından Erbaş'a destek yağdı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Hamza Akbulut, "Diyanet İşleri Başkanının irad ettiği hutbenin muhtevasıyla hiç ilgisi olmayan bir biçimde, bu milletin değerlerine, dinine, inancına hakaret etmişler, kinlerini kusmuşlardır." ifadelerini kullandı
    Akbulut, Prof. Dr. Erbaş'ın, ramazanın ilk gününde TBMM'nin açılışının 100. yılına atıfta bulunarak okuduğu "Ramazan: Sabır ve İrade Eğitimi" konulu cuma hutbesiyle ilgili yazılı açıklama yaptı.

    Akbulut, şunları kaydetti:

    "Ankara, İstanbul ve İzmir Baro başkanları olmak üzere bir kısım çevreler tarafından kin ve nefret açıklamaları yapıldı. Yayınladıkları bildirilerde, bulundukları suç duyurusu içeriğinde Sayın Diyanet İşleri Başkanının irad ettiği hutbenin muhtevası ile hiç ilgisi olmayan bir biçimde, bu milletin değerlerine, dinine, inancına hakaret etmişler, kinlerini kusmuşlardır. Halkın inançlarını hiçe sayarak anayasa suçu işlemişlerdir. Üstelik dini değerlerimize dogma diyecek kadar da haddi aşan bir dil kullanarak İslam'a olan düşmanlıklarını açıkça ortaya koymuşlardır." ifadelerini kullandı.

    Akbulut, sivil toplum kuruluşlarının, mensubu olduğu toplumun değerlerine saygılı olması gerektiğini savunarak, şöyle devam etti:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Sayın Diyanet İşleri Başkanı hutbesinde ramazan münasebetiyle İslami duyarlılığın arttığı bir dönemde, ramazanın sabır ve irade eğitimi olduğunu belirtmiş ve bu münasebetle de bu ayın, kötü alışkanlıklardan kurtulma vesilesi yapılmasını önermiştir. Sigaranın zararlarından bahsetmiş, içkinin zararlarından bahsetmiş, zinanın, lutiliğin, eşcinselliğin, zararlarından bahsetmiştir. Burada topluma bu kötü alışkanlıklardan uzaklaşılması çağrısı vardır. Bu kötü alışkanlıklardan uzaklaşılması çağrısı, alışkanlık sahiplerini aşağılamak değildir, düşmanlık hiç değildir. Aksine bu alışkanlık sahiplerine insan olarak değer verildiği için o alışkanlık sahiplerinin bu kötü alışkanlıklardan kurtulması, bu alışkanlıkların yaygınlaştırılmaması tavsiyesi vardır.

    Sayın Erbaş, ramazanın ilk cuması sebebiyle, tam da yapılması gerekeni yapmış, görevini ifa etmiştir. İslam’ın öngördüğü doğruları, Allah'ın emirlerini ve yasaklarını topluma anlatmıştır. İçki, zina, eşcinsellik, lutilik tercih edilecek bir hayat tarzı değildir. Bütün bunlar dinimizce de yasaklanmıştır. Bu fiilleri yapanlar lanetlenmiştir. Kur'an-ı Kerim'de lanetlenmiş Lut kavmi konusunda 12 surede 70'ten fazla ayet vardır. Lutilik sapkın bir hastalıktır. Elbette Diyanet İşleri Başkanı bunu millete anlatacaktır."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Diyanet İşleri Başkanımızın yanında olduğumuzu kamuoyuna ilan ediyoruz"

    Ankara, İstanbul, İzmir Baro temsilcileri ve İnsan Hakları Derneği (İHD) yetkililerinin neden rahatsız olduklarını anlayamadıklarını ifade eden Akbulut, "Neden zinayı, eşcinselliği, lutiliği savunuyor ve meşrulaştırmak istiyorlar. Kendilerini toplumu ifsat etmekle görevli mi addediyorlar. Bu kötü alışkanlıklara maruz kalan insanlara insanca muamele edip etmemek ayrı bir olay, bu kötü alışkanlıkları meşrulaştırmak ise ayrı bir olaydır. Baro ve İHD temsilcilerinin yaptıkları, bu kötü alışkanlıkları meşrulaştırma çabasıdır. Dini inançları hiçe saymak ve alay etmektir." değerlendirmesini yaptı.

    Akbulut, şunları kaydetti:

    "Bahsi geçen baroların yöneticilerini ve İHD temsilcilerini bu bildirileri sebebiyle kınıyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir Barosu yönetimlerinin, bu bildiriler sebebiyle İstanbullu, Ankaralı ve İzmirli avukatları asla temsil edemeyeceğine inanıyoruz. Çünkü hiçbir insan, hiçbir toplum, zinanın, eşcinselliğin, lutiliğin, savunulması gereken meşru normal bir hayat tarzı olarak kabul edemeyeceğini biliyoruz. Bu millete ve bu milletin dinine ve değerlerine düşman olmayan hiçbir insan, Diyanet İşleri Başkanlığının bu hutbesine karşı çıkamaz. Ayrıca Ankara Barosu yönetiminin bu milletin bin yıllık değerlerine, inancına, yaptığı dogma nitelemesi ile aşağılamasını bir kez daha, şiddetle kınadığımızı ifade ediyor, bu vesileyle Cumhuriyet Savcılarını göreve davet ediyoruz. Diyanet İşleri Başkanımızın yanında olduğumuzu kamuoyuna ilan ediyoruz."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     TGSP'den Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a destek

    Türkiye Gençlik STK’ları Platformu'ndan (TGSP), yapılan açıklamada, "Toplumumuzun kültürel yapısına ve ahlaki değerlerine ters düşen, aile müessesesine zarar veren bu kavram (eşcinsellik), medya üzerinden özellikle gençleri ve ergenlik çağındaki çocukları hedef alarak toplumsal ahlakımızı zedelemektedir." denildi.

    TGSP tarafından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın ramazanın ilk gününde TBMM'nin açılışının 100. yılına atıfta bulunarak okuduğu "Ramazan: Sabır ve İrade Eğitimi" konulu cuma hutbesiyle ilgili yazılı açıklama yapıldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Son dönemlerde medyada sıklıkla bahsi geçen eşcinsellik kavramı üzerinden gençlere yapılan özendirmelerden büyük kaygı duyulduğu ifade edildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:

    "Toplumumuzun kültürel yapısına ve ahlaki değerlerine ters düşen, aile müessesesine zarar veren bu kavram (eşcinsellik), medya üzerinden özellikle gençleri ve ergenlik çağındaki çocukları hedef alarak toplumsal ahlakımızı zedelemektedir. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın Kur’an-ı Kerim kaynaklı açıklamasında da belirttiği gibi bu yaşam biçimi İslam dininde 'haram' olarak kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü ise bu durumu 'hastalık' kategorisinde tanımlamaktadır. Yapılan özendirmenin yurt dışı kaynaklı desteklenmesi ve Müslümanların inanç değerlerine ters düşmesi konunun önemini ortaya koymaktadır. Ayrıca bu kavramın insan sağlığını tehlikeye sokacak yaşam biçimine özendirmesi gençlerimiz için tehlike arz etmektedir. Gençlerimizi hedef alarak yapılan bu propagandayı kınıyor, toplumumuzun yapı taşı olan aile değerlerimize ters düşen bu özendirmenin önüne geçmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow