DİYARBAKIR’IN SİMGESİ OLDULAR
Öğrencilerin tam burslu kabul almalarında yöneticilerin ve öğretmenlerin de büyük payı olduğunu söyleyen Yücel, “Arkasından gelen öğrenciler, ‘ben niye gitmeyeyim’ diyebilir. Artık korkmaya gerek yok. Bütün dünya okulları bizim. Her yere girebilirler. 3 öğrencimiz Diyarbakır’da bir simge olarak çıktı ve çok önemliydi. Bu sene 80’e yakın öğrencimiz burslu olarak yine dünya üniversitelerine girdi” ifadelerini kullandı. Yücel, “Türkiye’nin çocuklarını sadece Türkiye için değil bütün dünyanın en iyi okullarıyla kucaklaştırmak, kaynaştırmak çok önemli. Öğrencilerimizin anne ve babalarını da tebrik ediyorum. Öğrencilerimizin bundan sonra da her zaman yanındayız. Yılda en az 2 kere kendilerini ziyaret edeceğim. Zaten oralarda sıkça toplantı yapıyoruz. Amerika’nın en üst seviyelerindeki okullarda 70-80 öğrencimiz oluyor. Bunlarla buluşuyoruz. Bahçeşehir Koleji Ailesi olarak mezunlarımızı hiç bırakmıyoruz. Her zaman, ihtiyaç duyduklarında birbirimize destek oluyoruz” dedi.Nakkaştepe 50. Yıl Kampüsü’nde düzenlenen buluşmada konuşan Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel ise Fen ve Teknoloji Liselerini kurarken bu vizyonla yola çıktıklarının altını çizdi. Öğrencilerle sohbet eden Yücel, basına şu açıklamalarda bulundu:“Her yıl dünyada binlerce öğrencinin girmek için mücadele ettiği bu okulları, bu güzel çocuklar, hem de tam burslu olarak kazandı. Altını çizmek istiyorum, milyon dolarlarınız olsa kabul etmezlerse gidemeyeceğiniz bu üniversiteleri, bu çocuklar tam burslu olarak kazandı. 2006 yılında biz Fen ve Teknoloji Lisesini, en çok bu hayalle, bu vizyonla kurduk. O çocukları dünyanın en iyi üniversitelerine nasıl gönderebileceğimizi önce biz öğrendik, inandık. Sonra da tüm öğrencilerimize bunu başarabileceklerini gösterdik. Ülkemizin her köşesine kaliteli eğitimi getirmek için çabalıyoruz. Önce Fen ve Teknoloji Liselerimizi ülkemizde farklı şehirlere kurduk. Sonra o şehirlerden öğrencilerimize dünyanın en iyi üniversitelerini kazanmanın imkânsız olmadığını anlattık. Başarmak inanmanın yarısıydı. Önce onlar inandı. Diğer yarısında da öğretmenleri onlara inandı, mentorlük yaptı, o yolu açtı.”
ÖZLEM DAĞ: FEN VE TEKNOLOJİ LİSELERİ VİZYONU ÖĞRENCİLERİMİZİN BAŞARILARIYLA TAÇLANIYOR
Dicle, Nehir ve Seyit Metin’in başarısının büyük gurur kaynağı olduğunu söyleyen Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ da 2006 yılında kurulan Fen ve Teknoloji Liselerinin vizyonunun başarılarla her yıl taçlandığını belirtti. Özlem Dağ sözlerine şöyle devam etti:“Kurucumuz Sayın Enver Yücel, Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liseleri’ni ‘Türkiye’nin gelecek projesi’ olarak kurdu. Bu vizyonla kuruldu ve bugün dünyanın en başarılı liselerinden biri oldu. Türkiye genelinde 15 Fen ve Teknoloji Lisesi kampüsümüz var. Her kampüsümüzden gurur verici haberler geliyor. Şimdiye dek 120’yi aşkın mezunumuz, ABD ve Avrupa’nın önde gelen üniversitelerine tam burslu kabul aldı. Bu yıl da 35 mezunumuzu Harvard, Brown, Stanford başta olmak üzere önemli üniversitelere gönderiyoruz. Diyarbakır Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencilerimizden Dicle, Nehir ve Seyit Metin’in başarıları da pandemi nedeniyle bunaldığımız bugünlerde Türkiye’de büyük yankı uyandırdı, gurur ve umut kaynağı oldu. Böyle haberlere çok ihtiyacımız var. Mustafa Kemal Atatürk’ün yurt dışına eğitim için giden gençlere söylediği sözü her mezunumuz gibi onlara da söylüyorum: ‘Sizi kıvılcımlar olarak gönderiyoruz, alevler olarak ülkenize dönün.’ Öğrencilerimizle hem Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hem de bir anne olarak gurur duyuyorum.”Harvard Üniversitesi’nden kabul alan Nehir Toklu ise “Uluslararası İlişkiler ve Matematik alanlarına yönelmeyi planlıyorum. Ailem ve arkadaşlarım çok sevindiler. Hala rüyada gibiyim. Akademisyen olmak istiyorum. Hangi alanda akademisyen olmak istediğimden henüz emin değilim. Önümde o kadar çok seçenek var ki insan hangisini seçmeliyim diye şaşırıyor. Kendimi heyecanlı hissediyorum. Neler olacağını merak ediyorum. Oraya kolaylıkla uyum sağlayabileceğimi düşünüyorum. Arkadaşlarım önlerine çıkan her fırsatı değerlendirmeliler. Ellerinden geldikçe etkinliklere, projelere dahil olmalılar. Yaptığınız şeyler sonucunda kendinizi tanıyorsunuz. Bu da ilerde çok katkı sağlayacak” dedi.BARUT: TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞMAK BENİ ÇOK MUTLU EDERBrown Üniversitesi Bilgisayar Bilimi Bölümü’nden kabul alan Seyit Metin Barut da şunları söyledi:“5 senelik uzun ve keyifli bir sürecin sonunda kabul aldım. Bizim odak noktamız hayallerimizi gerçekleştirmek. 5 senedir bunun üzerine çalışıyoruz. Profesörlerin yardımıyla projeler hazırlıyoruz. Kendimizi ve ilgilerimizi tanıyoruz. Birkaç sene önceki hayalim akademisyenlikti. Uluslararası bir şirkette yaptığım yapay zeka stajı sonrasında sahada da yazılımcı olarak bir süre çalışmak istediğime karar verdim. Yazılımcı olmak istiyorum. Daha sonra kariyerime akademisyen olarak devam etmek istiyorum. Şu an için kesinlikle Türkiye’ye dönmek istediğimi söyleyebilirim. Bunun ne zaman nasıl olacağı eğitimlerimin göstereceği bir şey. Kesinlikle Türkiye’ye dönmek, buradaki insanlara yardımcı olmak, buradaki akademik hayatı desteklemek benim için çok önemli. Bunu yaparsam çok mutlu olurum.”EKİNCİ: TÜRKİYE’Yİ GURURLA TEMSİL EDECEĞİZHarvard Üniversitesi’nden kabul alan Dicle Ezgi Ekinci de biyomühendislik alanında uzmanlaşmak istediğine dikkat çekti. Ekinci, “Bilim insanı olmak istiyorum. Bilimsel çalışmalar yapıp akademisyen olmak istiyorum. Türkiye’de akademisyenlik yapmak istiyorum. Çok güzel tebrik mesajları geldi. İnsanların bizim için sevinmesi bizi daha da sevindirdi. Çok mutluyuz. Oraya gidip Türkiye’yi gururla temsil edeceğiz” diye konuştu.