Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, 17 yaşındaki Duygu Delen'in ölümündeki karanlık ve şüpheli durumları köşesine taşıdı. İşte o yazı...Benim kızım bu tabutun içinde. Allah rızası için gereken yapılsın. Bu sözler Duygu Delenin acılı babasına ait.İster Duygu yazın; ister Pınar, Ceren, Özgecan, Şule Çet deyin. Kaç genç kızımız camdan atıldı, kaç genç kızımız yakıldı, kaç genç kızımız vahşi bir şekilde katledildi? Bunun adı kadına şiddet değil. Bunun adı, vahşet. Hem de erkek vahşeti. Kapatılan her cinayet bir sonrakine davetiye çıkarmak demektir. O nedenle Duygu Delen olayının peşini bırakmamalıyız. Haberlerde Mehmet Kaplanın 1 yıl önce de ehliyetsiz ve alkollü olarak araç kullanırken hamile bir kadına çarparak ölümüne sebebiyet verdiği bilgisi yer alıyor. O bir kadın değil ki. Onun bir adı var. Arkada bıraktığı bir çocuğu var. O kadının adı Zeynep Berna Atay. Mehmet Kaplan bu olaydan dolayı hapis cezası almış. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış. Belki bugün cezaevinde olsaydı, Duygu yaşıyor olacaktı. Duygu Delen olayı hakkında Gaziantepte ulaşabildiğim ilgililerle konuşuyorum. DHA Gaziantep muhabiri Hasan Kırmızıtaş, yaptığı haberlerle olayın kamuoyuna mal olmasını sağladı. Hasan Kırmızıtaş, Daha önceki olay kapatıldığı için Duygu Delenin ölümünün üstünün örtülmemesi için sosyal medyadan büyük bir kamuoyu baskısı yaratıldı. Bu da yararlı oldu dedi. Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı, güçlü bir destek verdi. Bektaş Şarklı ile konuştum. Gaziantep Barosu olarak bu olayın karanlıkta kalmaması ve üstünün örtülmemesi için elimizden geleni yapacağız dedi. Avukat Önder Alkurt ise başından beri olayı adım adım takip ediyor. Önder Alkurtu dikkatle takip etmenizi öneririm. Bu olayın aydınlatılması ve Mehmet Kaplanın hak ettiği cezayı alması için bir hukukçu olarak çok titiz bir çalışma yürütüyor. Bu süre zarfında Mehmet Kaplanın ailesine de ulaşmak istedim. Halı ticaretinde sadece Gaziantepte değil, Türkiye çapında önemli bir aile. Ama bu olay karşısında, mahcubiyetlerinden mi yoksa strateji gereği mi bilmiyorum, susmayı tercih ediyorlar. Mehmet Kaplan ifadesinde her şeyi en ince detayına kadar anlatıyor ama bir tek Duygu Delenin 4üncü kattan düşerek ölümünü görmüyor. Adli Tıp raporu çıktığında, bilirkişi raporu hazırlandığında olayın aydınlatılacağına inanıyorum. İnanmak istiyorum. Duygu Delenin 4üncü kattan düşmesini gösteren bir video kaydı var. Çok önemli bir kanıt. Daha önce bu tür davalarda bilirkişilik yapan uzmanlarla konuştum. Videoyu izledikten sonra bazı tespitlerde bulundular.1- Düştüğü yerin mesafesi: Duygu Delenin düştüğü yer ile bina arasındaki mesafenin açıklığı intihardan ziyade aşağıya itildiğini ya da atıldığını gösteriyor.2- Düşüş şekli: İntihar edenler bu şekilde kendini atmazlar. Duygu Delen tepesi aşağıya ve hızlı bir şekilde zemine çakılmış durumda.3- Kolları ve bacaklarının şekli intihar edenlerde genellikle farklı yönde ve açıklıkta olur.4- Duygu Delen düşmeden önce bir çocuk bisikletiyle geçiyor. Birkaç saniye sonra Duygu Delen yıldırım hızıyla yere çakılıyor. Çocuk hem çok sakin, hem de karşıya bakıyor, yukarıya bakmasını gerektirecek bir anormallik görmüyor. Her şey bir-iki saniye içinde oluyor. Duygu Delen intihar mı etti, yoksa Mehmet Kaplan tarafından dördüncü kattan aşağıya mı atıldı? Bunu açıklığa kavuşturacak olan bulgulardan birisi de Adli Tıp raporu olacak. Adli Tıp raporunun uzman isimlerce ve titiz bir şekilde hazırlandığı bilgisine ulaştım.O beni çok umutlandırdı.Duygu Delenin vücudunda birçok kırık tespit edilmiş. Ayrıca 7-8 yerde darp izi belirlenmiş. Mehmet Kaplan ifadesinde görüştüğü bir kadından cep telefonuna gelen mesaj üzerine Duygu Delen ile tartıştıklarını söylüyor. Duygu Delenin cep telefonunda eski erkek arkadaşlarının fotoğrafının bulması üzerine birkaç tokat attığını, itişip kakıştıklarını, Duygunun kendisine saldırdığını, birbirlerini darp ettiklerini, yere düştüklerini, tekrar kalkıp karşılıklı olarak darp ettiklerini söylüyor. Ama Adli Tıp raporunda Duygu Delenin vücudunda 7-8 darp izi tespit edilirken Mehmet Kaplanın muayenesinde darp izi yok. Sadece elinde kesik var. Kendisi elbise dolabına elini vurup camı parçaladığını, elinin kanadığını söylüyor. Zaten hem evde hem asansörde kan izleri tespit edilmiş durumda. Telefonunu Mehmet Kaplandan almak için mücadele eden, onunla boğuşan, yere düşen, kalkıp tekrar mücadele eden Duygu Delen, Mehmet Kaplanın ifadesinde söylediği gibi elinin kanını yıkamak için banyoya gittiği zaman evin kapısından neden kaçmaz?Mehmet Kaplan sadece odadaki boğuşmadan söz ediyor. Peki balkonda darp etmeye devam etmesinden, karşılıklı itiş kakıştan niye bahsetmiyor?Bunlar aydınlatılması gereken karanlık noktalar. Duygu Delenin düşme şekli, yere düştükten sonraki pozisyonu, kolları ve bacaklarının açıklığı elbette ki bunun bir intihar mı yoksa cinayet mi olduğu noktasında önemli olacak. Ama Gaziantepin en lüks semtinde yaşanan bu olaya ilişkin çıkacak her delil, bu olayın aydınlatılmasına büyük katkı sağlayacak. Aydınlatılan her kadın cinayeti belki bir kadının hayatta kalmasını sağlayacak.