Diğer farklı mimari yapı ise kesme taşlardan, sandık duvar tekniğinde düzenli olarak sıralanmış bir duvardı. 3 metre genişliğinde ve 4 metre derinliğindeki duvarın henüz ucu bucağı belli değil. Arkeologlar şimdilik temkinli konuşuyor. Ancak buluntuların Khalkedon antik kentine ait sur duvarları ya da antik limanın mendireği olabileceği konusunda fikir birliği yapıyorlar. Bağdat Demiryolu inşaatı sırasında demiryolu çalışmalarında görevli bir mühendis olan J. Miliopulos’un 1882 yılındaki Haydarpaşa Çayırı raporuna göre antik dönemden kalma limanın İngiliz mezarlığının bitiminden denize doğru uzanan, 400 metre uzunluğunda bir mendireği bulunuyor. Ancak bu değerlendirmenin ne kadar doğru olduğu henüz belli değil. Arkeologlar yapının sur duvarları olma ihtimali üzerinde de duruyor. Hangisinin doğru olduğu kazılar genişledikçe netlik kazanacak.
Kadıköy’ün tarihini yeniden yazıyoruz
İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Rahmi Asal: “Bize bu fırsatı tanıyan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na teşekkür ediyoruz. Yaklaşık 6 aydır alandayız. Bölge koruma kurulunun kararları doğrultusunda kazı yapıyoruz. Cumhuriyet döneminden Osmanlı, Bizans, Roma, Helenistik dönemlere ait mimari kalıntılar ve küçük buluntular geldi. Helenistik döneme ait metal kenetlerle birbirine bağlı bir platform diğerlerinden farklıydı. Yanı başındaki M.Ö. 4’üncü yüzyıl siyah keramiklerden dönemini tahmin ettik. Diğeri de 3 metre genişliğinde sandık duvar tekniğinde gayet iyi işlenmiş bir duvar. Açıkçası bilim insanı olarak netleştirmeden söyleyemiyoruz ama 1882 yıllarında padişahın emri ile yapılan çalışmalarda denize doğru devam eden mendirek kalıntısı olduğu belirtiliyor. Mendirek için her iki tarafında deniz olması lazım. Burada tek tarafta deniz olduğu önündeki kumlardan anlaşılıyor. Temkinli olmak lazım. Sur duvarı olabilir. Önümüzdeki günlerde netleştiririz. Somut belgelerle Kadıköy’ün tarihini yeniden yazıyoruz.