hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İlk kez anlatıldı. FETÖ'cülerin koğuşunda neler yaşanıyor?

    İlk kez anlatıldı. FETÖcülerin koğuşunda neler yaşanıyor
    expand

    Vatan Partisi Öncü Gençlik Ankara İl Başkan Yardımcısı 22 yaşındaki Anıl Eren Yıldız, 15 Temmuz'dan sonra telefonunda ByLock çıktığı için 66 gün FETÖ'cülerle aynı koğuşta kaldı. Daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Koğuşta yaşadıklarını ise şöyle anlattı: 'Ordu ili polis imamı olduğu söylenen, diğer polislerin de saygı gösterdiği Harun Y. adındaki polis yanıma gelerek şunları söyledi: ‘Senin burada olman bizim işimize yarar. Davaların seyrini değiştirir. Senin ByLock’la suçlanman biz toptan kurtarır. ByLock iddialarını çökertir. Bunda alınacak bir şey yok. Belki de Allah katında sen buraya bunun için gönderildin.'

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

      22 yaşındaki Anıl Eren Yıldız'ın FETÖ'cülerin koğuşunda yaşadıklarını Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök köşesine taşıdı. Özkök yazısında şunları anlattı:

    Anıl Eren Yıldız 22 yaşında bir genç. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde öğrenci. Aslen Erzurumlu.

    15 Temmuz’dan sonra başına büyük bir iş gelmiş. Kullandığı telefonda ByLock çıktı.

    Ama ilginç bir durumu var.

    Vatan Partisi Öncü Gençlik Ankara İl Başkan Yardımcısı.  Yani bugün iktidarın en büyük destekçilerinden biri olan Doğu Perinçek’in ekibinden...

    Telefonunda ByLock olduğu iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklanmış.

    Ahmet Şık: Cumhuriyet'ten illegal örgüt, bizlerden terörist çıkaramayacaksınız

    66 gün FETÖ’cülerle aynı koğuşta hapis yatmış.

    Daha sonra yapılan itirazlar sonucunda serbest bırakılmış.

    Şu anda tutuksuz olarak yargılanıyor. Bu bakımdan serbest bırakılan ilk ByLock’lulardan biri...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Aydınlık gazetesi geçen hafta onunla bir mülakat yaptı.

    Cumhuriyet gazetesi ve öteki gazetecilerin koğuşlarından haber alıyoruz.

    Ama FETÖ davası sanıklarının koğuşlarında hava nasıldır, psikoloji nasıldır pek duymuyoruz. Yani, oradan ilk defa bir izlenim geliyor diyebiliriz.

    İşte size “FETÖ koğuşundaki bir Aydınlıkçının gözlemleri...”

    İlk kez anlatıldı. FETÖcülerin koğuşunda neler yaşanıyor

    İlk izlenim: Koğuşta onu karşılayan 'FETÖ'cü kimin korumasıydı

    O sahneyi şöyle anlatıyor:

    “Koğuşa ilk girdiğimde beni Tayyip Erdoğan’ın 7 yıl korumalığını yapan bir polis memuru karşıladı. Beni Ordu ili 5. imamı olan bir öğretmenin yanına götürdü. FETÖ imamı o sırada meşguldü. 5 dakika kadar bekledik.”

    İkinci izlenim: Seni bizi kurtarması için Allah gönderdi

    Önce bütün koğuş onu “FETÖ’cü” sanıp büyük ilgi göstermiş.

    Ama o, “Ben FETÖ’cü değil, Aydınlıkçıyım” deyince durum değişmiş. Ancak aralarından biri şu analizi yapmış:

    “Ordu ili polis imamı olduğu söylenen, diğer polislerin de saygı gösterdiği Harun Y. adındaki polis yanıma gelerek şunları söyledi: ‘Senin burada olman bizim işimize yarar. Davaların seyrini değiştirir. Senin ByLock’la suçlanman biz toptan kurtarır. ByLock iddialarını çökertir. Bunda alınacak bir şey yok. Belki de Allah katında sen buraya bunun için gönderildin’.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Diyanet'in FETÖ raporu açıklandı

    Hiyerarşi: koğuşun parti imamı ve namaz imamı kim

    Koğuşun siyasi imamı: Komünist partilerde nasıl devletin her biriminin içinde bir “parti komiseri” varsa, FETÖ yapılanması içinde de her birimde bir “imam” var. Onun kim olduğunu söylemiyor.

    Koğuşun namaz imamı: Namazları örgütün televizyonu STV’de program da yapan Ömer adındaki kişi kıldırıyormuş.

    İman tazeleme: koğuştan namaz ve oruç manzaraları

    Teheccüd namazı: “Gece ‘teheccüd namazı’ kılarlardı. Bu sırada hapiste direnci arttırmak için birbirlerini motive ediyorlardı. ‘Allah bizi buraya bilerek gönderdi. Dışarıdaki günahlardan arınıyoruz. Tuttuğumuz her oruç, kıldığımız her namaz dışarıdakinin bin katı değerindedir. Kutlu gün yakında. Siz ibadetten noksan kalmayın. Sebepler dairesinde camianın mükafatı büyük’ derledi.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Riyazet orucu: “Bunların dışında ‘riyazet orucu’ tutan yöneticiler vardı. ‘Hoca efendi tavsiye ederdi’ diyerek 3 yönetici 40 gün boyunca ‘riyazet orucu’ tuttu.
    Bu süreçte iftarda hiç hayvansal gıda yemedi.”

    Kadına bakış: Televizyonda kadın çıkınca ne yapıyorlar

    “Ben koğuşa gittiğimde televizyon yoktu. İmamlar, ‘Huşumuz bozulur, dirayetimiz kırılır’ diyerek televizyonu yasaklamıştı.

    50 gün boyunca tek tek görüşerek birçoğunu ikna ettim.

    FETÖ tutuklusu bir esnaf televizyon aldırdı. Ama televizyon izlerken kadın gördüklerinde sürekli gözlerini kapatıp kanal değiştiriyorlardı.

    Müzik çıkınca hemen kulaklarını kapatıyorlardı. En sonunda bir yol buldum. Kumandayı ben aldım, kadın çıkınca onlara söylüyordum, onlar gözlerini kapatıyordu.”

    Sabah saat 04.00: FETÖ koğuşunda beddua seansının başyezidi kim

    FETÖ sanıklarının koğuşunda her sabah saat 04.00-06.00 arasında “beddua seansı” yapılıyormuş. Bu seanslarda özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, kendilerini hapse atanlara ve onları destekleyenlere beddualar edilirmiş.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bir seferinde imamlardan Ömer, Anıl Eren Yıldız’a “Aslında başyezit Doğu Perinçek’tir. Hizmete bu zulüm Erdoğan’ın aklına gelmez, bir tek onun aklına gelir. Erdoğan’ı nasıl kandırdınız” diye sormuş.

    Kim FETÖ'cü kim değil nasıl ayırt edilecek?

    Referandum: Koğuştaki fetöcüler 'evet' mi 'hayır' mı dedi

    Yazılanlar doğruysa, referandum konusunda FETÖ koğuşu sürpriz bir tavır almış:

    “Örgüt imamları 16 Nisan halkoylamasında koğuştaki FETÖ’cüleri ‘evet’ oyu vermeye zorladılar. Nedenini de şöyle açıklıyorlardı: ‘Hayır’ın kazanması bizi kısa vadede rahatlatır. Ama uzun vadede ‘evet’ kazanırsa sonsuza dek kurtulacağız.”

    Ama alt düzeydeki FETÖ tutukluları buna pek itibar etmemiş.

    En büyük korkuları koğuştan bir itirafçı

    FETÖ, hapishanede üyeleri arasında morali yüksek tutmak için çalışıyormuş. Örgüt elemanlarının yılgınlığa düşmesini ve itirafçı olmasını önlemek için her yolu deniyormuş.

    Özellikle televizyonda örgüte yönelik operasyonların duyulmasını istemiyorlarmış.

    “Örgüt dağıldı” algısının yerleşmesini istemiyorlarmış.

    Yazının tamamını okumak için tıklayınız

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow