hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kılıçdaroğlu: Türkiye'yi kınamasını kabul etmiyoruz

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Donald Trump kadar aşağılayan başka bir dünya lideri çıkmamıştır. Bütün bu saldırılara, ağır laflara karşı tek kelime söz etmeyen bir iktidarla da Türkiye karşı karşıya gelmemiştir. İlk kez bunların döneminde oluyor." dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, gruplarına gelen herkese yüreklerini, kapılarını açmak istediklerini ancak çocukları cezaevinde olan harp okulu öğrencilerinin annelerinin Meclise giremediğini belirtti.

    Bir anne için çocuklarının ne kadar değerli olduğunu bildiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Annelerin hakları, beklentileri, söylemleri var. Neden polisleri annelerin üzerine salıyorsunuz, saygı duymuyorsunuz. Oy versin vermesin biz bütün annelere saygı duyuyoruz. Bütün annelerin başımızın üzerinde yeri var. Beklentilerini, arzularını gerçekleştirmek için sizlere söz veriyorum; anneler sizin için sonuna kadar mücadele edeceğim ve çalışacağım." diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu, kadın elinin değdiği yerde bereketin, huzurun bulunduğunu, kadınların üretim alanına girdikçe, çalıştıkça, Türkiye'nin zenginleştiğini belirterek, kadınların önlerindeki bütün engellerin kaldırılmasını istedi.

    Kastamonu'ya "gazilik" unvanı teklifi

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Grup toplantısının başlangıcında, CHP'nin, Kastamonu'ya "gazilik" ünvanı verilmesi için kanun teklifi hazırlamasından dolayı Kastamonular Dayanışma Derneği Genel Başkanı Remzi Şen ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Emel Tığlı tarafından "İstiklal Yolu kahramanlarını" anlatan bir tablo verilen Kılıçdaroğlu, bütün partilere, Kastamonu için çağrıda bulundu.

    Kastamonuluların çalışkan insanlar olduğunu, tarihte önemli yeri bulunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Kastamonu'nun gazilik unvanını beklediğini, milletvekillerine düşenin de bu hakkı teslim etmek olduğunu bildirdi.

    Kılıçdaroğlu, bütün partilere çağrı yaparak, Kastamonu'ya gazilik ünvanı verilmesini istedi.

    Ali Topuz'un vefatı

    Hayatını kaybeden eski bakanlardan, eski CHP milletvekili Ali Topuz'a Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, Topuz'un, herkesin üzerinde emeği bulunduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, Ali Topuz'u, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda çalışırken daha yakından tanıdığını, Topuz'un, siyasete, insana bakışının, sevgi, huzurla dolu olduğunu, kavgadan uzak, sorunları nasıl çözeriz diye uzun uzun düşünen, kanaatini rahatlıkla söyleyen bir abileri olduğunu söyledi.

    Kılıçdaroğlu, Topuz'un sadece siyasetçi değil aynı zamanda bir yardımsever olduğunu kaydetti. 

    "Gurur veren tablo"

    Kemal Kılıçdaroğlu, bir toplumun hayatında acı günlerin de güzel günlerin de bulunduğuna işaret ederek, sevinçte de tasada da ortak olmaları gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, Artistik Cimnastik Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanan İbrahim Çolak ile 69 kiloda Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası'nda dünya şampiyonu olan Busenaz Sürmeneli'yi kutlayarak, teşekkür etti. Kılıçdaroğlu, Türk bayrağının göndere çekilmesinin, İstiklal Marşı'nın okunmasının gurur veren bir tablo olduğunu belirtti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "21. yüzyılda kabul edebileceğimiz bir olay değil"

    Kılıçdaroğlu, terörden çok çektiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Yaşlımız, çocuğumuz, kadınlarımız, erkeklerimiz öldü terörden. Terörün bir insanlık suçu olduğunu, defalarca dile getirdik. Terörün bir amacı yoktur. Terör insanları yıldırmak, düzeni bozmak için yapılan bir olaydır. CHP olarak herkesin düşüncesini özgürce ifade edebildiği ve düşüncesinden ötürü kimsenin suçlanmadığı bir Türkiye istiyoruz. Kavgadan, şiddetten, baskıdan uzak olalım ama hep beraber bu güzel coğrafyada bayrağımızın altında huzur içinde yaşayalım. İçeride de, dışarıda da terör oldu. Herkes kendine bir isim buldu. Uluslararası terör de buldu. Onların da Türkiye uzantılarını gördük, orada da bedeller ödedik. Gencecik, fidan gibi çocuklarımız, güvenlik güçlerimiz hayatlarını kaybetti. O nedenle teröre karşı mücadele etmek hepimizin ortak görevidir. Teröre karşı mücadele edeceğiz. Terörün bir iç boyutu bir de uluslararası boyutu vardır. Uluslararası boyutuyla mücadele etmede, uluslararası dayanışmanın önemi çok fazladır. Terör örgütünün finans kaynaklarını kesmek, onlara sağlanan mali imkanların önünü kesmek, uluslararası ilişkilerin samimi şekilde yürümesine bağlıdır. Eğer uluslararası ilişkiler bir atlatma mekanizması üzerinde değil de gerçekten de terörün önlenmesi konusunda devletler, topluluklar bir araya gelip mücadele ederlerse terörü hep birlikte sonlandırabiliriz. Çünkü terör örgütlerinin eline silah vermek, mali imkanlar sağlamak ancak belli çıkar gruplarının kullanılmasını sağlamak ve o vesileyle de ülkelerin iç işine müdahale etmek 21. yüzyılda bizim kabul edebileceğimiz bir olay değildir."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Türkiye'yi kınamasını kabul etmiyoruz"

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kılıçdaroğlu, daha önceki seçimlerden sonra, koalisyon görüşmelerinde, gerekse daha sonra başbakanların kendisini ziyaretinde veya kendisinin onları ziyaretinde, Türkiye'nin dış politikasının yanlış olduğunu ve 180 derece değişmesi gerektiğini söylediğini aktardı. 

    İktidarı her seferinde defalarca, yanlış yapıldığı konusunda uyardıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, dış politikada, devletler arası ilişkilerde duygusallıktan uzak, akılcı ve gerçekçi politika izlenilmesi gerektiğini söylediklerini anımsattı. 

    Kılıçdaroğlu, Suudi Kral öldüğünde Türkiye'de yas ilan edildiğini anımsatarak, Suudi Arabistan'ın Arap Birliğini toplayarak, teröre karşı mücadelede Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni, devletini kınadığını, bunu kabul etmediklerini bildirdi.

    Geçmişten, yanlıştan ders çıkarılması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, aynı yanlışın tekrar edilmesi halinde beladan kurtulmanın mümkün olmayacağını amayacağını kaydetti.

    Dış politikanın derinlikli bir yapısı olduğunu, ülkelerin halkları arasında derin yarılmalara, kırılmalara yol açabileceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bunun örneğinin Cezayir ile yaşandığını anımsattı.

    Kılıçdaroğlu, Cezayirlilerin, Fransızlara karşı bağımsızlık mücadelesi verirken göğüslerinde Atatürk'ün fotoğrafını taşıdığını, BM'de bağımsızlıkları oylanırken dönemin Türkiye hükümetinin Cezayir'den değil Fransa'dan yana oy kullandığını anlattı. Kılıçdaroğlu, bunun Cezayir halkında derin travma yarattığını, Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde, Cezayir ziyaretinde yanlış yapıldığını söyleyerek, Cezayir halkından özür dilediğini kaydetti.

    "Dost değil düşman kazanan politika"

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bugünkü dış politikanın dost kazanan değil düşman kazanan bir dış politika olduğunu savunarak, "Bunun 180 derece değişerek dost kazanan bir eksene oturması lazım." dedi.

    Dış politikada, komşu ülkelerin iç işlerine karışılmaması gerektiğini defalarca söylediklerini  anlatan Kılıçdaroğlu, "Suriye, Mısır, Irak, İsrail, Libya'nın iç işlerine karışmayın." dediklerini belirtti.

    Kılıçdaroğlu, özellikle AK Parti'ye oy verenlere, " ." diye seslendi.

    Maceracı bir dış politika değil, tutarlı, akılcı bir dış politika izlenilmesi gerektiğini söylediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "24 saatte Emevi Cami'ne gidip namaz kılacağız." söyleminin, maceracılık olduğunu öne sürdü.

    Kılıçdaroğlu, Orta Doğu'nun, egemen güçlerin at koşturduğu bir alan olduğuna işaret ederek,  defalarca, "Dolduruşa gelip, egemen güçlerin ateşi tutan maşası olmayın. Çünkü ateşi size tutturmak istiyorlar. Ateşi tutmayın. Onların çıkarlarına hizmet etmeyin. Bağımsız, tarafsız, dostane tutumunuzu koruyun, emellerine alet etmeyin" dediklerini anlattı. 

    Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

    "Yeri geldi celallendiler, 'Ey Trump' diye başladılar. Trump bir ayağa kalktı, 'Brunson'u vermezsen görürsün gününü' dedi. Arkasından bir ses, 'Emret Trump' dedi, emrini yerine getirdi, yargı kararı olmaksızın papazı teslim etti. Kimin itibar kaybı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibar kaybı. Zaten onda itibar olsa böyle bir sahneyi hazırlamaz. Eğer bir şey söylediysen arkasında duracaksın, arkasında duramayacağın sözleri etmeyeceksin, yutamayacağın lokmayı ağzına almayacaksın. Kalkıp, ey Trump diye başlayıp, bir süre sonra emret Trump diye gelirsen farklı bir tablo çıkar. Şimdi şakacı Trump'a geldik. Trump, aklına gelen her şeyi söylüyor, bizimki 'Trump şaka yapıyor' diyor. Nasıl şaka yapıyor hep beraber göreceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Trump kadar aşağılayan başka bir dünya lideri çıkmamıştır. Bütün bu saldırılara, ağır laflara karşı tek kelime söz etmeyen bir iktidarla da Türkiye karşı karşıya gelmemiştir. İlk kez bunların döneminde oluyor."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow