İçişleri Bakanlığı'nca 81 ilin valiliğine gönderilen ek genelgeyle umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin faaliyetleri, dün gece itibariyle durduruldu. Hukukçulara göre bu kurallara uymayanlar hakkında idari işlem yapılabilir.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Türkiye'de koronavirüs vakalarının görülmesinin ardından, İçişleri Bakanlığı'nca 81 ilin valiliğine gönderilen ek genelgeyle umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin faaliyetleri, dün gece itibariyle durduruldu. İçişleri Bakanlığı'nın aldığı karara uymayan kahvehane benzeri işletme sahiplerini bekleyen cezalar konusunda konuşan Avukat Murat Sadak, Türk Ceza Kanununda ya da diğer kanunlarda herhangi bir yaptırım veya düzenleme öngörülmediğini ancak idari para cezası verilebileceğini belirtti. Avukat Sadak, ''Bununla ilgili valilikler veya diğer kurumlar aykırı davrananlara yönelik cezai yaptırımlar uygulayabilirler'' dedi. 

İçişleri Bakanlığı'nın yayınladığı genelgedeki yasaklamalara uymayan işletme sahiplerinin sadece adli para cezasına çarptırıldığını belirten Avukat Murat Sadak, ''Türk ceza kanununda ya da diğer kanunlarda herhangi bir yaptırım veya düzenleme öngörülmüş değil. Ancak 1930 tarihli Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nda bulaşıcı hastalıklarla ilgili olarak alınan tedbirlere karşı aykırı davrananlara yönelik adli para cezası öngörülmüştür. Sadece adli para cezası vardır. Ancak aslında burada bir bulaşıcı salgın var, ülkemizi tehdit eden ciddi bir salgın var. Sadece ülkemiz sınırları değil küresel çapta bir salgın, İtalya ve İspanya örnekleri de yanı başımızda'' ifadelerini kullandı.

''YETKİLİLERİN BİZE YAPMIŞ OLDUĞU UYARILARA HARFİYEN UYULMASI LAZIM''

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Avukat Murat Sadak, toplumsal yaşamın getirmiş olduğu sorumluluklara dikkat çekerek, şöyle konuştu:

'' Sorumluluklara harfiyen uymamız lazım. Bir bulaşıcı salgın bir hastalık var. Ülkemizin bu noktaya gelmemesi için yetkililerin bize yapmış olduğu uyarılara harfiyen uyulması lazım. Bununla birlikte karantina altına alınan yerlerle ilgili aykırı davrananlar için ise Türk Ceza Kanunu’nun 195. Maddesinde bir ceza öngörülmüş,  o da 2 ayla 1 yıl arasında bir hapis cezası öngörülmüştür. 1930 tarihli Umumi Hıfzıssıhha Kanununa muhalefetten dolayı, o dönemin şartları içerisinde, bulaşıcı hastalıklarla ilgili mülki amirlerin tedbirlerine aykırı hareket edenlere idari para cezası öngörülmüştür kanunda. Bununla ilgili valilikler veya diğer kurumlar aykırı davrananlara yönelik cezai yaptırımlar uygulayabilirler. Bu hastalık sadece devletin ya da sağlık personelinin sorunu ya da bir mücadelesi değil, toplum olarak herkesin, hep birlikte  beraber baş edebileceğimiz bir sorundur. Bu sorunla hepimiz beraber mücadele ettiğimizde sorunun altından kısa bir süre içerisinde altından kalkabileceğimize inanmaktayız.''