Su altı fotoğrafçılığına kendini iten sebebin batık şehir olduğunu anlatan Şen, “Çünkü su altında bir şehir var. Bunları görüntülemek bizi çok heyecanlandırdı. Biz de bunun için eğitim almaya başladık. Şimdi çok rahat bir şekilde inip aşağıdaki yaşamı görüntüleyebiliyoruz. Çünkü insanlar merak ediyor. Burada çok büyük bir alan su altında kaldı 1999 depreminde. Aşağıda çay bahçesi, otel, kahve, park gibi insanların zaman geçirdiği yerler var. Her dalışımızda aynı heyecanı yaşıyoruz. Aşağıdaki çay bahçeleri, kahveler, oteller artık su altında yaşayan canlıların yuvası oldu. Her dalışta aşağıdan bir obje buluyoruz. Bir ayakkabı, bir çocuk oyuncağı, sandalye görsek bile farklı bir heyecana kapılıyoruz. Her bulduğumuz objeyi yerinde bırakıyoruz. Artık onlar su altının, bizim değil. Onları görüntülemek, onların orada olduğunu bilmek bizi çok mutlu ediyor” diye konuştu.