Dersin içeriğine göre farklı kıyafetler seçtiğini anlatan Gözüyukarı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mesela Osmanlı Devleti'nin kuruluşuna giden süreçte Ertuğrul Gazi'nin kıyafetiyle derse girmek öğrencinin dikkatini çekiyor. Merak uyandırıyor, üzerimdeki kıyafetleri merak edip onu anlamaya çalışıyorlar. Tabii bunları gidip evde ailelerine anlatıyorlar. İster istemez dikkati çekmiş oluyorum. Yine aynı şekilde Çanakkale Türküsü'nü seslendirirken giydiğimiz kıyafetler...Çocuklar o dönemin unsurlarını yaparak, yaşayarak görebiliyorlar. Bu da hem benim açımdan hem de çocuklar açısından çok keyifli oluyor. Aşık Veysel, Mevlana, Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir Paşa ve Yeniçerileri canlandırıyoruz. Mümkün olduğunca değişik etkinlikler yapmaya çalışıyorum."Erhan Gözüyukarı, öğretmen arkadaşlarının da bu yöntemini çok beğendiğini dile getirdi. Bu yöntemi kullanmadığı öğrencilerle uyguladığı öğrenciler arasında fark olduğunu vurgulayan Gözüyukarı, "Etkinlik yaptığım öğrenciler unutmuyorlar. Mezun olup gitseler bile sokakta karşılaştığım zaman, 'Hocam şu kıyafetle gelmiştiniz, hiç gözümün önünden gitmiyor.' diyorlar. Bu şekilde kalıcılık bırakmışsak ne mutlu bize." ifadelerini kullandı.