BAKAN SOYLU DA DEVREYE GİRDİ
Bilelim ki bizi bu salgında en çok güçsüz düşüren ayrıntılardan biri, “sokağa çıkma muafiyetleri”nin kötüye kullanımı oldu. Eline market poşetini alan “vatandaş”, cebine ülkemizde “ikametgâh izni” olmasına rağmen yabancı ülke “pasaport”unu koyan “misafir”, sahte rezervasyonlarla müşterilerine otel lokantalarında ziyafet, gece kulüplerinde parti düzenleyen “turizmci” ve daha pek çok duyarsız kişi bu ölümcül günahı işledi, bu suça ortak oldu. Neyse ki sürece sonunda İçişleri Bakanı’mız sayın Süleyman Soylu el koydu. Bakan Soylu “özellikle İstanbul ağırlıklı olmak üzere pandemiyle mücadelenin bundan sonraki döneminde kolluk kuvvetlerinin de devreye gireceğini” açıkladı. Üstelik bir de “sürecin takipçisi olacağı” garantisi verdi. Bu yerinde ve doğru karardan dolayı sayın Soylu’ya teşekkürler.
‘HATTI MÜDAFAA’ YETMEZ, ‘SATHI MÜDAFAA’ LAZIM
Pandemiyle savaştan galip çıkmanın yolu yalnızca ilaçlardan ve aşılardan geçmez. Sadece sağlık ordumuzun başarıları ve hastane organizasyonlarımızın mükemmelliği de bize yetmez. BİLELİM Kİ pandemiyi yenmek de “ulusal bir savaş” gerektiriyor. Bu savaşa her bireyin yürekten ve “ama”sız, “keşke”siz bizzat katılması vazgeçilmez bir zorunluluk. Her savaşta olduğu gibi bu savaşta da bize “hattı müdafaa” yetmiyor, “sathı müdafaa” vazgeçilmez ayrıntılardan biri haline geliyor. Peki, o satıh da neler mi var? Caddeler, sokaklar, parklar, meydanlar, piknik alanları, fabrikalar, ofisler, AVM’ler, çarşılar, pazarlar hatta evlerimiz...