hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Savcılıktan tepki çeken Hopa talebi

    Savcılıktan tepki çeken Hopa talebi
    expand

    Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm basın yayın kuruluşlarına bir yazı göndererek, Başbakan Erdoğan’ın Hopa mitingi öncesi, esnası ve sonrasında meydana gelen olaylar ile bu olaylarda “rahatsızlanarak” hayatını kaybeden Metin Lokumcu’nun cenaze törenine ilişkin yayınlanmış ve yayınlanmamış tüm görüntü ve fotoğrafların gönderilmesini istedi. Bu karar Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Çağdaş Gazeteciler Derneği arasında tepki yarattı.

    Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm basın yayın kuruluşlarına bir yazı göndererek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hopa mitingi öncesi, esnası ve sonrasında meydana gelen olaylar ile bu olaylarda “rahatsızlanarak” hayatını kaybeden Metin Lokumcu’nun cenaze törenine ilişkin yayınlanmış ve yayınlanmamış tüm görüntü ve fotoğrafların gönderilmesini istedi.

    Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu’nun Cumhuriyet Savcısı Nihat Hırka imzasıyla tüm basın yayın kuruluşlarına gönderilen yazı şöyle:

    “Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan soruşturmaya esas olmak üzere; 31.05.2011 tarihinde meydana gelen, kamuoyunda ‘Hopa Olayları’ olarak da bilinen, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği miting öncesi, esnası ve sonrasında meydana gelen olaylar ile bu olaylarda rahatsızlanarak hayatını kaybeden Metin Lokumcu’nun 01.06.2011 günü düzenlenen cenaze törenine ilişkin yayınlanmış ya da yayınlanmamış tüm görüntü ve fotoğraflarının -boyutları nedeniyle tercihen dijital ortamda (CD veya DVD)- Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur.”

    Basın yayın kuruluşlarına gönderilen yazıda, savcılığa 10 gün içinde cevap vermenin zorunlu olduğu, eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkansız ise sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceğinin belirtilmesi gerektiği, aksi halde sorumlular hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesine aykırılıktan adli işlem yapılacağı bildirildi.

    Hopa’da 12 Haziran genel seçimi öncesi Başbakan Erdoğan’ın düzenlediği miting öncesi gerçekleştirilen protestolara katılan 13 kişi Artvin’de tutuklanmış, Hopa’daki olaylarda emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirmesini Ankara’da protesto edenlerden 20 kişi de Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklanmıştı.

    "Hukukla bağdaşmıyor"
            
    Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Hopa  Cumhuriyet Başsavcılığının, olaylara ilişkin tüm fotoğraf ve görüntüleri  istemesiyle talebe uygun davranmayanlar hakkında işlem yapılacağını bildirmesinin  hukukla bağdaşmadığını bildirdi.

    TGC'den yapılan yazılı açıklamada, Hopa Cumhuriyet Başsavcılığının yayın  organlarından gösterilere ve güvenlik güçlerinin müdahalesine ilişkin tüm  fotoğraf ve görüntü kayıtlarını istemesi, verilmemesi halinde soruşturma  açılacağını belirtmesinin bir zorlama olarak değerlendirildiği kaydedildi.

    Savcılığın delil toplamak amacıyla böyle bir yola başvurduğunun  düşünüldüğü belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

    “Ancak hemen belirtelim ki, istek 5187 sayılı Basın Yasası'nın 12.  maddesine aykırıdır. Söz konusu madde şöyledir; 'Süreli yayın sahibi sorumlu  müdür ve eser sahibi bilgi belge dahil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve  bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz.' Basın Yasası'nın 3. maddesinin radyo ve  TV yayınlarının yasaklanması için kullanılmakta oluşu ve TCK'nın basın yayın  fiillerini tanımlayan 6. maddesi yoluyla, 12. maddedeki güvencenin tüm yayın  organlarını kapsadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle Cumhuriyet Savcılığının  isteğinin yasaya aykırı olduğunu, aksi taktirde uygulanılacağı belirtilen TCK'nın  257. maddesinin de kamu görevlileriyle ilgili olduğunu ayrıca vurgulamak isteriz.  Gazetecilerin kamu görevi yaptığı, kamu görevlisi olmadığı ise bir başka  gerçektir. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi de gazetecileri  basın özgürlüğünü korumak için çaba harcamaya ve ödün vermemeye çağırmaktadır.  Cumhuriyet savcılığının isteklerinin hukukla bağdaşmadığını kamuoyunun bilgisine  sunarız.”
            
    Hopa olayları
            
    Bilindiği gibi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Artvin-Hopa'da  düzenlediği mitingin ardından çıkan olaylarda bir kişi hayatını kaybetmiş, atılan  taşla yaralanan Başbakanlık koruma polisi seçim otobüsünden düşerek ağır  yaralanmıştı.

    Erdoğan, olaylarla ilgili olarak “Hopa'ya eşkıyaların indiğini  bilmiyordum” demiş, miting öncesinde başlayan olaylar, mitingden sonrasında da  devam etmiş yaklaşık 60 kişi gözaltına alınmıştı.
     
    "Adli makamlara bildirme, iletme gibi bir yükümlülükleri yoktur”
            
    Çağdaş Gazeteceler Derneği (ÇGD) Genel  Yönetim Kurulu, “her gün onlarca olay izleyen, bunların bir çoğunda şiddet  görüntüleriyle karşılaşan gazetecilerin ellerindeki görüntüleri adli makamlara  bildirme, iletme gibi bir yükümlülükleri olmadığını” belirtti.

    ÇGD Genel Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada, Hopa Savcılığının,  bugün basın ve yayın kuruluşlarına birer yazı göndererek, Başbakan Recep Tayyip  Erdoğan'ın 31 Mayıs'ta Hopa'da yaptığı miting öncesi ve sonrasında çıkan  olaylarda ve bu olaylar sırasında yaşamını yitiren Metin Lokumcu'nun cenaze  töreninde çekilen, yayınlanmış ve yayınlanmamış tüm fotoğraf ve görüntüleri  istediği öne sürüldü.

    Hopa Savcılığının yazısında, “10 gün içinde yazıya yanıt verilmesi,  verilmediyse bunun nedeninin bildirilmesinin de istendiği” kaydedilen  açıklamada, bunu yapmayan ya da fotoğraf ve görüntüleri göndermeyenler hakkında  Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 257. maddesi uyarınca adli işlem yapılacağının  bildirildiği belirtildi.

    Açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Savcılığın, şunu bilmesi gerekmektedir; gazeteciler, savcılığın  personeli ya da olayları adli makamlara intikal ettirmek için maaş alan kolluk  görevlileri değildir. Her gün onlarca olay izleyen, bunların bir çoğunda şiddet  görüntüleriyle karşılaşan gazetecilerin ellerindeki görüntüleri adli makamlara  bildirme, iletme gibi bir yükümlülükleri yoktur. Gazetecileri, izledikleri  olayların tarafı, şikayetçisi, jurnalcisi haline sokmaya yönelik bu tavır,  Başbakan'ın ve hükümetin basına yönelik düşmanca ve taraflı tutumunun devamı  niteliğindedir.”

    Savcılık yazısında belirtilen TCK'nın 257. maddesinin, kamu görevlilerini  ilgilendiren “görevi kötüye kullanma” suçunu düzenlediği anımsatılan  açıklamada, “Yasal zorunluluk nedeniyle söz konusu yazıya eklenmiş olsa bile bu  husus, gazetecileri devletin memuru gören anlayışı ortaya koymaktadır” görüşü  savunuldu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow