hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Şok itiraflar: 2010'da seçilen 160 Yargıtay üyesinden 120'si cemaat üyesiydi

    Şok itiraflar: 2010da seçilen 160 Yargıtay üyesinden 120si cemaat üyesiydi
    expand

    FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanıp serbest kalan eski HSYK üyesi Kerim Tosun’un ifadesi ortaya çıktı. Tosun, 23 sayfalık ifadesinde yargıdaki cemaat yapılanmasına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Tosun, 2010 yılında Yargıtay’a üye olarak seçilen 160 üyeden 120’sinin cemaat mensubu olduğunu iddia etti. Tosun, cemaat açısından önemli olan dosyalar için talimat geldiğini de söyledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Oğlu babasına bombayı kurdeleyle göndermiş

    Azerbaycan-Ermenistan sınırında çatışma

    Siirt Belediye Başkanı Tuncer Bakırhan gözaltına alındı

    3 bin 181 polis göreve iade edildi

    Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre Kerim Tosun, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak ve Başsavcıvekili Hakan Pektaş koordinesinde süren soruşturmada, 12 Ekim’de ikinci kez ifade verdi. Üniversite 4. sınıftan itibaren Fetullah Gülen cemaatine dahil olduğunu söyleyen Tosun’un ifadesi özetle şöyle:

    28 Şubat’ta faaliyet yok

    “Ben daha sonra Datça’ya atandım. O dönem 28 Şubat olayları olunca cemaat faaliyetlerde bulunmamaya başladı. 2001 yılında Yargıtay Savcılığı’na geldim. Benimle birlikte cemaat mensubu 25 kişi o dönemde Yargıtay Savcılığı’na geldi.  

    Yargıtay için grup kuruldu

    Şubat 2011 tarihinde yapılacak Yargıtay üyeliği seçimleri için bir grubun kurulduğunu biliyorum. Bu grup Yargıtay üyesi seçilecek 160 kişiyi belirleyecekti. 160’lar olarak belirtilen Yargıtay üyelerinin yaklaşık 120’ye yakınının cemaat mensubu olduğunu biliyorum.

    Talimatla hareket

    Ben bu kişilerin tümünün daha önceden cemaat mensubu olduğunu bilmiyordum. Ancak cemaatin talimatıyla hareket tarzı belirlenmesi üzerine bu kişilerin cemaat mensubu olduğunu anladım. Yaklaşık 1-2 ay sonra Muharrem Karayol’un evinde toplandık. Karayol, cezacı olan Yargıtay üyelerinin grup sorumlusuydu. Benim içinde bulunduğum grubun sorumlusu ise Turgut Emiroğlu idi. Evdeki toplantıda Yargıtay üyelerini ceza daireleri ve hukuk daireleri olarak ayırdıklarını anladım.

    Cemaat evinde

    Maaşımızın yüzde 10’unu himmet olarak vermeye başladık. Sohbetlerin yapıldığı toplantılar, grup sorumlusu Turgut Emiroğlu’nun evinde başladı. Bu toplantılarda dairede olan önemli dosyaların görüşülmesi, bu dosyalardan fotokopi çekilip Turgut Emiroğlu’na verilmesi de görüşülüyordu. Turgut Emiroğlu, sohbet toplantılarında daha önceden yazılan bir notu çıkarak bize bu notu okuyordu. Bu notta Yargıtay’da yapılan oylamalarda kime oy verileceği, nasıl hareket edileceği yazılıydı. Turgut Emiroğlu, kendisinin üstü olan sorumlulardan gelen talimatları bize bildirirdi. Dairemizde görülen bazı dosyalar için bu şekilde talimat geldiği doğrudur.

    FETÖ’cü daireler

    Cemaatin talimatı üzerine hangi dairede hangi üyenin görev yapacağı belirlendi. Bu belirleme sırasında Fetullah Gülen cemaati mensubu olan kişiler 4. Hukuk, 18. Hukuk, 4. Ceza, 5. Ceza, 8. Ceza, 9. Ceza, 11. Ceza, 14. Ceza, 15. Ceza dairelerinde heyet çoğunluğunu sağlayacak şekilde dağıtım yapıldı.

    Hukuk ve ceza imamları

    Ben HSYK üyesi seçildikten sonra Nazmi Dere’nin HSYK sorumlusu olduğunu gördüm. Hukuk Dairelerinin sorumlusu Yargıtay üyesi Ali Akın’dı. Ceza Daireler’inin sorumlusu Muharrem Karayol’du. Daha sonra Salih Sönmez ceza dairelerinin sorumlusu oldu. Bu Hukuk ve Ceza Daireleri’nin sorumlularının üstünde ise Yargıtay İmamı olan İlyas Şahin vardır.  

    Yargı imamı İlyas Şahin

    Aydın Boşgelmez bana Hüseyin Yıldırım, Nazmi Dere, Aydın Boşgelmez, Selahattin Atalay ve Önder Aytaç’dan oluşan bir kurul ile toplanıp karar verdiklerini söyledi. Bu kurulda sadece Yargıtay üyelerinin değil Danıştay’dan bazı üyelerin de olduğunu duydum. Ben İlyas Şahin’in bu nedenle sadece Yargıtay’dan değil Danıştay dahil olmak üzere tüm yargıdan sorumlu imam olduğunu biliyorum.

    Kim nereye seçilecek

    Yargıtay’da yapılan HSYK’ya, YSK’ya, Uyuşmazlık Mahkemesi’ne üye belirleme, boşalan daire başkanlarının belirlenmesinde kime oy verileceğini mutlak surette grup sorumlusu toplantılarda söylüyordu. Turgut Emiroğlu kime oy vereceğimizi belirtirdi.”

    'Karamehmet'in yurtdışı yasağı için talimat ABD'den'

    “Benim hatırladığım dosyalar arasında Mehmet Emin Karamehmet’in yurtdışı yasağının olduğu Bankacılık Kanunu’na muhalefet suçuyla ilgili dosya bizim daireye gelince Emiroğlu, bana dairede, ‘Kartal abinin selamı var, bu dosyada Mehmet Emin Karamehmet’in yurtdışı kararını kaldıralım’ dedi, bu talimatın bizzat Amerika’dan geldiğini söyledi. Ben Turgut Emiroğlu’na Kartal isimli şahıs kimdir diye sordum o da bana Kartal 11. Ceza Dairesi üyemiz olan Yargıtay sorumlusu İlyas Şahin’dir dedi. Ayrıca bu talimatın ABD’den geldiğini de bizzat söyledi.

    Daire önceden değiştirildi

    İstanbul Alay Komutanı Hüseyin Kurtoğlu hakkında Silivri Ceza Mahkemesi tarafından hürriyeti tehdit suçundan verilen cezaya ilişkin dosya Yargıtay’a gelmeden önce bu suçlara bakan daire önce değiştirilerek cemaatin etkin olduğu 14. Ceza Dairesi’ne bu yetki verildi.

    Üçok’un davası onandı

    Ahmet Zeki Üçok isimli şahsın davasının da cemaatin girişimleri ile onandığını biliyorum. ‘Kayseri Hipnoz’ davası olarak nitelendirilen askeri yetkililer ile ilgili bir davadır. 8. Ceza Dairesi’nde başkan Sedat Bakıcı ve Bekir Özenir’in, Gülen cemaatine mensup olmadıkları halde bu dosyanın onanmasıyla sorumlu tutulmaları nedeni ile tutuklandıklarını zannediyorum.”

    Muhalefet yazın talimatı

    HSYK’ya seçildikten sonra Nazmi Dere bize ‘cemaatin önem verdiği Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, MİT TIR’larının durdurulması gibi davalarda görev yapan cemaat mensubu hâkim ve savcılar hakkında yapılacak soruşturmalarda aleyhe kararlara muhalefet yazın. Arkadaşları küstürmeyelim. Cemaat mensubu olmayan hâkim ve savcılar hakkında istediğiniz şekilde karar verebilirsiniz’ dedi. Nazmi Dere’nin bu isteğini biz Fetullah Gülen cemaatinin isteği olduğunu anladık ve biliyorduk. Kararlarımıza da bunu yansıttık.

    Kurumları ele geçirin talimatı

    Ben hâkimlik sınavına girdiğimde Gülen’in kurumları ele geçirin diye talimatı yoktu. Ancak 1998 sonrası Fetullah Gülen’in bu kurumları ele geçirmek   için cemaat mensubu olan kişilerin bu kurumlarda görev alması için yönlendirilmesi talimatı verildiğini biliyorum. Nitekim bu tarihten sonra cemaat mensupları bu kurumlara başvurarak buralarda çalışmaya başladılar.

    Ergenekon ve Balyoz'a özel daire

    Daha sonra yapılan işbölümü ile cemaat için önemli olan davalar bu dairelere aktarıldı. Kamuoyunda bilinen cemaat için önemli olan Balyoz, Şike, Hipnoz, Kurdoğlu gibi davalar cemaatin güçlü olduğu dairelerin görev alanına girdi. İşbölümü bizzat üst seviyedeki kişilerden aldıkları talimatlar üzerine Muzaffer Özdemir, Salih Özaykut ve Önder Aytaç’ın belirleyip divan başkanlığına bildirdiğini biliyorum.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow