hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Tapu müdürü 'ByLock'lu telefon benim' dedi, eşi tahliye oldu

    Tapu müdürü ByLocklu telefon benim dedi, eşi tahliye oldu
    expand
    KAYNAKAA

    Erzurum'da görülen FETÖ davasında "ByLock'lu telefon benim"diyen tutuklu sanık eski Horasan Tapu Müdürü Orhan Seyyar'ın eşi Elif Seyyar, bu ifadenin ardından tahliye edildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin soruşturma kapsamında Horasan Kaymakamlığında görevli eski Tapu Müdürü Orhan Seyyar ile eşi Elif Seyyar'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanmalarına devam edildi.

    Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Orhan ve eşi Elif Seyyar ile avukatları Mahmut Tatlı katıldı.

    Cumhuriyet savcısı, mütalaasında, Elif Seyyar'ın tutuklulukta geçirdiği süre ve hakkındaki delil durumu dikkate alınarak tahliyesini, Orhan Seyyar'ın ise atılı suçun vasıf ve mahiyeti, hakkındaki mevcut delil durumu, atılı suçun katalog suçlardan olması dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.

    Sanıkların avukatı Tatlı, savunmasında, iddia makamının Elif Seyyar hakkındaki tahliye mütalaasını kabul ettiklerini fakat yargılama konusu dosyada ByLock programını kimin kullandığının belli olmadığını öne sürdü.

    "Dolayısıyla bir kişinin masum olma durumu kesindir ve bu durum belirsizdir." diyen Tatlı, "Bu belirsizlikten her iki sanığın da yararlanması hukuken zorunlu olmakla ikisinin de tahliyesine karar verilmesini ve suçlamaların düşürülmesini talep ediyoruz. Ayrıca orantılılık ölçüleri çerçevesinde tutuklama ile beklenen amacın adli kontrol hükümleri ile de sağlanabileceği düşüncesindeyim. Bu sebeple adli kontrol uygulanarak her iki müvekkilimin de tahliyesini talep ediyorum." ifadelerini kullandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sanık Elif Seyyar, savunmasında, örgütün hiçbir şekilde yanından dahi geçmediklerini öne sürdü.

    Elif Seyyar, "Ayrıca telefoncuya herhangi bir şey yüklemesini de söylemedik. O kendisi telefonun kaçak olmasından dolayı işlemi doğrudan kendisi yaptı. Bizim bir talimatımız olmadı." dedi.

    Sanık Orhan Seyyar ise programdan dolayı hem eşi hem de kendisinin tutuklanmasının ağır olduğunu savundu.

    Ailecek mağduriyet yaşadıklarını dile getiren Seyyar, "Üç mesajın olduğu söz ediliyor. Her ikimizin de tahliyesini istiyorum. Ayrıca söz konusu müdürlük görevine başlamadan önce hakkımda mülakat ve güvenlik soruşturması yapılmış ve darbeden 10 gün sonra kabulüm gerçekleşmiştir. Eğer ki böyle bir bağlantım olsa zaten beni bu göreve atamazlardı." diye konuştu.

    Mahkeme heyeti, Elif Seyyar'ın tahliyesi, Orhan Seyyar'ın ise tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Davanın geçmişi

    Sanık Orhan Seyyar, ilk duruşmada, soruşturma aşamasındaki ifadesini eşini kurtarmak amacıyla değiştirdiğini, başka bir amacı olmadığını öne sürmüştü.

    Dosyada, haklarında ByLock iddiası dışında terör örgütüyle bağlantılarını ortaya koyacak delil bulunmadığını belirten Orhan, "Bu yapıyla ne benim ne de eşimin bir bağlantısı var. Eşimin kullandığı ancak benim üzerime ait hatta ByLock tespit edildiği söylendi. Benim serbest bırakılacağım, eşimin tutuklanacağını söylediler. Ben de eşimin rahatsızlıklarını düşünerek kendisinin kullandığı telefonda ByLock tespit edildiğini bildiğim için tutuklanmasın diye programı yüklediğimi söyledim." şeklindeki ifadeleri kullanmıştı.

    İddianameden

    Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, meslekten ihraç edilmeden önce Horasan Kaymakamlığında Tapu Müdürü olarak görev yapan Orhan Seyyar'a ait hatta örgütün gizli haberleşme programı ByLock'un tespit edildiği belirtiliyor.

    Sanıkların 17-25 Aralık'tan sonraki süreçte kendi istekleriyle ByLock kullanıcısı oldukları kaydedilen iddianamede, sanıkların "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow