Eski IMF Direktörü CNN TÜRK'e konuştu: Gazze planı İsrail'in kısmi yenilgisinin temsili
ABD Başkanı Trump'ın Gazze Barış Planı, uluslararası kamuoyunda tartışma yaratmaya devam ediyor. Planın gerçekten barışı sağlamak için mi hazırlandığı yoksa Amerika'nın Orta Doğu'daki etkisini genişletme amacı mı taşıdığı merak konusu. Eski Uluslararası Para Fonu İcra Direktörü Paulo Nogueira Batista Jr., planın olumlu ve olası risklerini CNN TÜRK Dış Haberler Muhabiri Gaye Akverdi'ye değerlendirdi. Nobel Barış Ödülü tartışmalarına da değinerek, "Ödül ABD'nin kuklasına verildi." dedi. İşte o özel röportaj...
Gaye Akverdi: Sayın Batista, ABD Başkanı Trump'ın Gazze Barış Planı gerçekten barışı sağlamak için mi hazırlandı, yoksa ABD'nin Orta Doğu'daki etkisini genişletme amacı mı taşıyor?
Paulo Nogueira Batista Jr.: Bence Başkan Trump tarafından önerilen barış planının bazı olumlu yönleri var. Özellikle, geniş çapta yorumlandığı gibi, Gazze’de İsrail tarafından yürütülmekte olan soykırımı en azından geçici olarak durduran, çok arzulanan bir ateşkesi beraberinde getiriyor. Ayrıca hem İsrail tarafındaki hem de Filistin tarafındaki rehinelerin aşamalı olarak serbest bırakılmasını sağlıyor ki bu da önemli bir husus. Ve yine geçici olmakla birlikte, İsrail’in kısmi bir yenilgisini temsil ediyor. İsrail, Gazze’yi işgal etme ve ülkesine ilhak etme planından vazgeçmek zorunda kaldı. Gazze, bağımsız ve teknokratik bir yönetime sahip olacak. Şimdi bu olumlu taraf ancak çok sayıda soru işareti de var. Örneğin Netanyahu’ya güvenebilir miyiz? İsrail’in ateşkese ve plan kapsamında belirlenen koşullara uyacağına güvenebilir miyiz? Bence artık kimse İsrail’e güvenmiyor. Donald Trump’a bile güvenebilir miyiz, her ne kadar niyetleri görünüşte olumlu olsa da? Tarafları bir araya getirip bir plan oluşturmayı başardı. Ancak Trump, bilindiği üzere oldukça dengesizdir ve konumunu, tutumunu oldukça sık değiştirme eğilimindedir. Bu nedenle bunun geçici bir çözüm mü yoksa Gazze ve Filistin halkının ihtiyaç duyduğu nihai çözüm mü olduğunu gerçekten bilmiyoruz.

Gaye Akverdi: Plan, askerden arındırılmış ama kontrol altındaki bir Gazze öneriyor. Bu fikir sizce ne kadar gerçekçi? Bağımsız bir Filistin hedefini destekliyor mu yoksa sınırlıyor mu?
Paulo Nogueira Batista Jr.: Plan, Filistin devletini tanıma konusunda yetersiz kalıyor. O yönde bir işaret veriyor ancak İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri henüz iki devletli çözümü, Filistin halkı için ufukta görünen tek uygulanabilir çözümü tanımış değiller. Bu nedenle umuyorum ki bu plan, eğer başarılı olursa, çok uzak olmayan bir gelecekte İsrail ile yan yana var olabilecek, bağımsız ve yaşayabilir bir Filistin devletine yol açar.
Gaye Akverdi: Uluslararası Para Fonu’nda görev yapmış biri olarak finansal gücün siyasetten nasıl beslendiğini iyi biliyorsunuz. Trump’ın Gazze planında verilen ekonomik vaatlerin arkasında sizce nasıl bir ekonomik strateji var?
"HEDEF TRUMP'A PRESTİJ KAZANDIRMAK"
Paulo Nogueira Batista Jr.: Bence finansal güç siyaseti şekillendiriyor ve siyaset de günümüz dünyasında finansal gücü şekillendiriyor. Bu, durumun önemli bir yönü. Ancak bu planın ana hedefinin finansal bir amaç olduğunu düşünmüyorum. Ana hedefi, Filistin’de barışa bir şans vermek ve bu planın “sahipliğini” üstlenmeye hevesli olan Başkan Trump’a prestij kazandırmak. Planın unsurlarından biri, Donald Trump’ın bağımsız, teknokratik geçici yönetimi denetleyecek konseyin başkanlığını yapması. Bu nedenle esasen bu, siyasi bir plan. Samimi olmasını umuyorum, ama gerçekten bilmiyoruz. Ve bu plan her ne kadar finansal güç dünyada çok önemli olsa da tam olarak finansal gücün bir ifadesi değil.
Gaye Akverdi: Trump sık sık “barıştan” bahsediyor ancak eylemleri genellikle güç ve baskı üzerine kurulu. Sizce “barış” onun için ne ifade ediyor? Trump diplomasisini nasıl tanımlarsınız?
"TRUMP YAPTIKLARINDAN ÇOK KONUŞUYOR"
Paulo Nogueira Batista Jr.: Biliyorsunuz, Trump sık sık barıştan söz eder. Hepimiz bunun sadece sözde kalmayıp, somut planlar ve eylemlerle desteklenmesini umuyoruz. Hatırlayın, seçim kampanyası sırasında seçildiğinde savaşları sona erdirme sözü vermişti. Bu nedenle bence dürüstçe barışı sağlamaya çalışıyor. Şu ana kadar başarısız olduğu Ukrayna’da ve bir plan sunduğu Gazze’de. Bu plan bize barış umudu veriyor. Bence çok konuşuyor. Yaptığı şeylerden daha fazla konuşuyor, bu oldukça açık. Bir yerli atasözü vardır; “Her şey söylendiğinde ve yapıldığında, söylenenler yapılanlardan fazladır.” Bu, kesinlikle Donald Trump için geçerli ama en azından deniyor. Bu nedenle ona güvenmesek de ki güvenmememiz için sebeplerimiz var bunu kabul etmeliyiz. Bir adım attı. Ve biliyorsunuz ateşkesin büyük ölçüde uygulanmış olması bile Filistin halkı için büyük bir zaferdir. Tek umudumuz bunun kalıcı olması; geçici bir ateşkes değil. Gazze’deki soykırımın sonu olmasıdır.
Gaye Akverdi: Bazı kişiler Trump’ın Nobel Barış Ödülü’nü hak ettiğini savundu. Siz bu görüşe katılıyor musunuz? Peki, Nobel’i gerçekten María Corina Machado hak etti mi? Nobel sizce kime verilmeliydi?
"NOBEL ABD'NİN KUKLASINA VERİLDİ"
Paulo Nogueira Batista Jr.: Biliyorsunuz, Trump’ın Barış Ödülü’nü hak edip etmediğini söylemek için biraz daha beklememiz gerektiğini düşünüyorum. Henüz başkanlığının 1 yılını bile tamamlamadı. Dolayısıyla Obama’ya yapılanın tekrarlanması yani göreve gelir gelmez Nobel Barış Ödülü’nün verilmesi saçma olurdu. Şimdi, sevgili meslektaşım, Maria korina Maçado’nun seçilmesi tamamen anlamsız, gülünç bir tercihtir. Çünkü barış için kesinlikle hiçbir şey yapmamıştır; hatta barıştan çok savaşa yol açabilecek şeyler yapmış olabilir. Dolayısıyla, Maçado'ya barış ödülü verilmesi tamamen siyasi bir jest olarak görülmelidir. Kime barış ödülü veriyorlar? Gerçekte Amerika Birleşik Devletleri’nin bir kuklası olan birine. Nobel Komitesi şu anda Donald Trump’a ödül vermekten rahatsızlık duydu, bu yüzden ikinci en iyi seçenek olarak Trump’ın bir kuklasına ödülü vermeye karar verdiler. Ve María Corina Machado hemen Trump’ı aradı ya da Trump onu aradığında “Bu ödülü hak eden kişi senin olduğunu düşünüyorum, bu yüzden seninle paylaşacağım” dedi. Bu da Nobel Barış Ödülü’nün siyasi doğasını açıkça gösteriyor. Aslında size şunu söyleyeyim, Nobel Ödülü tamamen itibarını kaybetmiş durumda. Hiçbir güvenilirliği kalmadı, çünkü seçimler siyasi temelde yapılıyor. Çoğu zaman da son derece garip kararlar alınıyor. Bence Nobel Ödülü’nün şu anda yönetilme biçimi, Avrupa kurumlarının bir başka başarısızlığıdır. Bu kurumlar, sahip oldukları az miktardaki güvenilirliği bile aşındıracak ve yok edecek şekilde yönetiliyor.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR


Fransa'da imza atıldı: Ukrayna 100 Rafale savaş uçağı satın alacak! Macron "büyük bir gün" diyerek duyurdu

Avustralya'da alarm! Renkli oyun kumlarında asbest bulundu: 70 okulda eğitime ara verildi!

Trump–Selman görüşmesi yarın: 18 uçakla ABD'ye gidiyor!

Orduya talimat verildi! İsrail yeni bir saldırı hazırlığında mı?

Şara'nın Washington ziyaretini değerlendiren Barrack: Orta Doğu'nun yakın tarihinde dönüm noktası
