İki komşu ülke, Türkiye ile Yunanistan'ı, Ege'de savaşın eşiğine getiren "Kardak krizi" bundan tam 24 yıl önce yaşanmıştı. Peki kriz neden başlayıp, nasıl neticelenmişti?

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Her şey 1995 yılının son günlerinde, 25 Aralık tarihinde Figen Akat isimli Türk ticaret gemisinin Bodrum Gümüşlük'e yaklaşık 7 km mesafedeki Kardak kayalıklarında karaya oturması ile başladı.

Hem Ankara, hem de Atina Kardak'ı oluşturan iki kayalıkta hak talep ettiğinden gemiyi kimin kurtaracağı günler süren krize sebep oldu.

26 Ocak 1996 tarihinde, aralarında Kalimnos Belediye Başkanı, adanın papazı ve çocukların da olduğu bir grup, Yunan sahil güvenlik botlarının koruması eşliğinde kayalıklara geldi ve marşlar eşliğinde Yunan bayrağı dikti.

Buna karşılık, yaşanmakta olan krizi haber yapmak için İzmir'den helikopter kiralayıp kayalıklara inen bir grup Türk gazeteci ise, Yunan bayrağını indirip yerine Türk bayrağı dikti ve kısa süre sonra iki Yunan sualtı taarruz timinin Doğu Kardak Kayalığına çıktığı haberinin Ankara'ya ulaşması ile tansiyon daha da yükseldi.

29 Ocak gecesi, dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Dışişleri Bakanı Deniz Baykal, Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya bir araya gelip Yunanistan'a nasıl karşılık verileceğini ele aldı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

O toplantıda dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İnal Batu, Yunan askerlerinin çıktıklarının yanında hemen bir tane daha kayalık olduğunu hatırlatınca Çiller, askerlere, "En kısa sürede o kayalığa çıkılması" talimatını verdi ve 31 Ocak'ın ilk saatlerinde, Türk Su Altı Taarruz komandoları zorlu bir operasyona imza atarak, Batı Kardak kayalığına çıktı ve Türk bayrağını dikti.

Türk komandoların botla 7-8 yunan gemisinin arasından geçerek gerçekleştirdiği operasyon Atina'da deprem etkisi yarattı.

Türk komandoların varlığını tespit için havalanan bir yunan helikopteri düştü, 3 yunan subayı yaşamını yitirdi.

Operasyonla birlikte Türkiye, Ege denizindeki hak ve menfaatlerinden vazgeçmeyeceğini bir kez daha göstermiş oldu.

Kriz, ABD ve NATO'nun da dahil olduğu başdöndüren diplomasi trafiği neticesinde, iki ülkenin de bayraklarının indirilmesi ve komandoların çekilmesi kararıyla tek kurşun atmadan sona erdi.