Yeni Zelanda, koronavirüsle mücadelede önemli bir aşamayı daha geride bıraktı. Son 17 gündür yeni vaka tespit edilmeyen ülkede, bilinen son koronavirüs hastasının da iyileştiği açıklandı. Peki, bu başarının arkasında neler var? İşte bunu, süreci çok yakından takip eden bir isim olan Türkiye'nin Wellington Büyükelçisi Ahmet Ergin, CNN TÜRK canlı yayınında Uğur Önver'e anlattı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Büyükelçi Ahmet Ergin, şunları söyledi:

Yeni Zelanda Kovid-19'la mücadelede çok başarılı bir sınav verdi. Başbakan Jacinda Ardern, salgının süratle ve katı bir kararlılıkla üzerine gitti. Şubat ayı sonlarında ilk vaka görüldüğünde değerlendirmelerini yaptılar. 20 gün içerisinde de halkının karşısına çıkarak sağlık sisteminin bir yayılmayı kaldıramayacak durumda olduğunu açıkça söyledi ve halkının desteğini istedi. Bunun ardından katı kurallar süratle geldi. Toplamda 50 güne varan bir sokağa çıkma yasağı uygulandı. Bu süreçte de yayılma kümeleri belirlendi. Bu yayılma kümelerinde temas takip sistemi uygulandı. Bunlar kontrol altına alınınca da yeni vakalar, yeni kümeler var mı diye rastgele testler uygulanmaya başlandı.

Ülkenin nüfusu yaklaşık 5 milyon. Toplam 295 bin 901 test uygulandı. Yani her bin kişi başına yapılan test sayısı 50 kişiye varıyor neredeyse. Bu da dünyada 5'inci sırada yapıyor Yeni Zelanda'yı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Peki, neydi bu başarının arkasındaki sebep? Yeni Zelanda bir ada ülkesi. Sınırlarını kapattığında bunu kontrol altında tutması diğer ülkelere göre daha kolay oldu. Nüfusu küçük, dolayısıyla da yine büyük nüfuslu ülkelere göre bunu kontrol altında tutmak daha kolay. Yeni Zelanda deprem, tsunami gibi doğal felaketlere çok sık maruz kalan bir ülke. Haklı tedbirleri uygulama alışkanlığı var. Bu konuda da ciddi bir disipline sahip. Alınan tedbirleri gayet başarıyla uyguladılar. Bunu bir ulusal seferberlik anlayışı ile algıladılar ve öyle hareket ettiler.