hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ab-Türkiye İlişkileri: Gümrük Birliği ve Ötesi" Semineri

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, "Birkaç gün önce Yeni Zelanda'daki caniliği, yabancı düşmanlığını ve İslamofobi'yi üzüntüyle izledik.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, "Birkaç gün önce Yeni Zelanda'daki caniliği, yabancı düşmanlığını ve İslamofobi'yi üzüntüyle izledik. Bundan şu dersi çıkarmak lazım: Uluslararası toplumun iş birliği yapması ve ortak duruş sergilemesi gerekiyor." dedi.

    Berger, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) iş birliğinde düzenlenen "AB-Türkiye İlişkileri: Gümrük Birliği ve Ötesi" seminerinin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye ve AB'nin 1990'ların ortalarında Gümrük Birliği anlaşmasını imzaladığını hatırlatarak, Gümrük Birliği'nin kapsamı ve güncellenmesi konusunun tartışıldığını, ancak bu konuda pek ilerleme kaydedilemediğini dile getirdi.
    Türkiye-AB ilişkilerinin bir ortaklık anlaşmasına dayandığına değinen Berger, "Bizim ilişkimiz çok geniş, politikalar var, katılım süreci var. Sır değil, AB üyelerinden bazıları Türkiye'deki hukukun üstünlüğü, insan hakları konularındaki çekincelerini ifade ettiği için bazı konularda ilerleme kaydedemiyoruz. Bunları ortadan kaldırmak, daha önce hemfikir olunan konularla reform sürecinin sürmesini istiyoruz." diye konuştu.
    Berger, son birkaç yılda ticari ve kültürel olarak da, ticari örgütlerin ve diğer tarafların iş birliğinde bazı sorunlar yaşandığını söyledi.
    Sığınmacılar ve göçmenler konusuna da işaret eden Berger, "Türkiye üzerinden Avrupa'ya, Fasüzerinden İspanya'ya, Tunus ve Libya üzerinde İtalya'ya geçmeye çalışanlar var. 2011'de ortaya çıkan Suriye krizden bu yana, Türkiye mülteci akınına uğradı. Suriye ve Irak'taki çatışmalar konusunda Türkiye ile iş birliği içindeyiz." dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Berger, Yeni Zelanda'daki terör saldırısına ilişkin de "Birkaç gün önce Yeni Zelanda'daki caniliği, yabancı düşmanlığını ve İslamofobi'yi üzüntüyle izledik. Bundan şu dersi çıkarmak lazım: Uluslararası toplumun iş birliği yapması ve ortak duruş sergilemesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
    Gümrük Birliği'nin güncellenmesi
    Christian Berger, araştırmaların Gümrük Birliği güncellenmesinin iki taraf için de faydası olacağını gösterdiğini aktararak, "1997'den bu yana gelen bazı Gümrük Birliği başlıkları var, daha derinden bakınca AB'ye yapılan ihracat ve ithalatta ciddi oranda artış var ve yılda 150 milyar avroluk ticaret hacmine ulaşıldı. Tam üyelik ve Gümrük Birliği çerçevesinde, Türk şirketlerin bazı standartlara riayet etmesi gerekiyor. Türk şirketlerin AB standartlarında hizmet vermeye başlaması, tüm dünyada takdirle karşılandı. Bugün artık Gümrük Birliği'nin ötesine geçmeli, belki buna zirai ürünleri, kamu hizmetlerini koymalı." diye konuştu

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye'nin, AB üyesi bazı ülkelerle serbest ticaret anlaşmasından yararlanamadığını, müzakerelerin olduğunu ama ilerlemediğini belirten Berger, şöyle devam etti:

    "Bu konuda kilitlenmiş durumdayız, siyasi nedenlerle ilerleme kaydedilemiyor. AB'nin aldığı tavsiye kararı ve diğer konular da bunu etkiliyor. Türkiye'deki muhataplarımız ve bakanlıklarla yaptığımız görüşmelerde, isteği ve kararlığı görüyorum. Türk hukuk sisteminde de reform planları olduğunu biliyorum. 3 temel konuda anlaşma gerekli, zirai ürünler, kamu hizmetleri, Gümrük Birliği'nin hukuki çerçevesini iyileştirmek lazım. Güncelleme isteyen herkese şunu söylüyorum: Lütfen muhataplarınızla konuşun. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, iş dünyası için çok önemli ve her birimiz bu konunun öneminin farkındayız."
    "Uluslararası toplum birlikte çalışmalı"
    Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Berger, birkaç hafta önceki AB-Türkiye Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog Toplantısı'nda ekonomik entegrasyon, ticaret gibi konuların ele alındığına değinerek, Avrupa'nın, Türkiye'nin en büyük, Türkiye'nin de Avrupa'nın 5'inci büyük ticaret partneri olduğunu, Türkiye ve AB arasındaki ekonomik iş birliğinin devamının önemli olduğunu vurguladı.
    Berger, Yeni Zelanda'daki terör saldırısını kınadıklarını ifade ederek, "Uluslararası toplum aşırıcılık, radikalizm, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi'nin riskleri konusunda birlikte çalışmalı." dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "AB ile Türkiye'nin ekonomik entegrasyonunun daha ileri aşamaya geçmesini istiyoruz"

    İTO Başkanı Şekib Avdagiç de, AB'nin, Türkiye'nin en önemli dış ticaret ortağı olduğuna değinerek, son dönemde ilişkilerdeki zorlayıcı konuları, "Gümrük Birliği'nin güncellenmesi", "vize serbestisi süreci", "göç krizindeki yük paylaşımı" şeklinde sıraladı.
    Gümrük Birliği ile Türkiye'nin, AB'ye girişinin koşullu olarak mümkün hale geldiğini dile getiren Avdagiç, şunları kaydetti:
    "Türkiye ortak pazara katılabildi ama malların, sermayenin, hizmetlerin ve kişilerin serbest dolaşımı konularında kısıtlı yetki ve haklara sahip oldu.
    Söz gelimi gümrük resimleri, hizmetler, işlenmemiş tarım ürünleri, kömür ve çelik ürünleri ve tekstil ürünleri için tam olarak kaldırılmadı.
    Ayrıca Gümrük Birliği'nin karar mekanizmasında da yer almıyoruz. Bugün itibarıyla AB'nin, 37 ülke ve bölgeyi kapsayan 26 serbest ticaret anlaşması bulunuyor. Ama biz bu anlaşmaların müzakerelerinde söz sahibi değiliz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu şu anlama geliyor: Türkiye, AB'nin üye olmayan ülkelerle yaptığı anlaşmaları otomatik olarak kabul etmek zorunda. Bu ülkeler, Türkiye'ye mal satarken gümrük vergisinden muaf tutuluyor. Türkiye aynı haklardan yararlanıyor mu? Hayır. Türkiye bu ülkelere mal satarken normal ihracat işlemine tabi. Dolayısıyla ağır vergi yükleriyle karşı karşıya kalıyor. Bu da ülkemizin dış ticaret dengesini olumsuz yönde etkiliyor."
    Avdagiç, Türkiye'nin Gümrük Birliği'nden daha pozitif yönde faydalanabilmesinin tek yolunu, "malların, sermayenin, hizmetlerin ve kişilerin serbest dolaşımı önündeki kısıtlamaların kaldırılması" şeklinde açıklayarak, "Türk iş dünyası olarak biz, AB ile Türkiye'nin ekonomik entegrasyonunun daha ileri aşamaya geçmesini ve tam üyelikle sonuçlanmasını istiyoruz. Bizim birinci ve vazgeçilmez tercihimiz budur. Üyelik süreci 'ağır aksak' devam ederken, ihracatçı ya da ithalatçı olan işletmelerimiz de mağdur edilmemelidir. AB ivedilikle ülkemize Gümrük Birliği'nde karar mekanizmasına katılım hakkı vermelidir.
    Bunun yanı sıra vize serbestisi sürecini de tamamlayarak, ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için çaba sarf etmelidir." diye konuştu.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow